"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/925 E., 2023/1107 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1058 E., 2021/115 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin hükmün kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile dayanılan ve ispat edilen vakıalar yönünden erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile davalı erkeğin davanın kabulü, tazminatlar, velâyet, nafaka ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf talepleri ile kadının tazminat ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin başka bir kadın ile ilişki yaşadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, aşırı derecede alkol aldığını, eğlence ve gece hayatına yöneldiğini, kadına küfür ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, mal varlığını annesinin üzerine yaptırdığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının tüm tanıdıklarına kendisini aldattığını söyleyerek hakkında deddikodu çıkarttığını, erkeğe ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, erkeği aşağıladığını, sevmediğini ve tiksindiğini söylediğini, kadının ailesinin de erkeğe hakaret edip aşağıladığını, kadının sessiz kaldığını, evi ...'e taşımaları konusunda erkeğe baskı yaptığını, evi terk ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, erkeğin annesi ameliyat olduğunda ziyaret etmediğini ve eve kabul etmediğini iddia ederek davanın reddine ve velâyetin tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarına göre davalı erkeğin davacı kadına hakaret ettiği, aşırı derecede alkol aldığı, eve gece geç saatlerde geldiği, annesi adına kayıtlı olan evin kredisini ödediği, başka bir kadınla görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davacı kadının ve kardeşinin davalı erkeğe hakaret ettiği, kendi ailesine yakın muhit olan Fatih semtine taşınma konusunda erkeğe baskı uyguladığı, ev alınması hususunda erkeğe baskı uyguladığı, erkeğin ailesini istemediği, ancak dava dilekçesi ekinde sunulan ve erkeğin de kabulünde olduğu mesaj kayıtlarına göre erkeğin kadının bu kusurlu eylemlerini affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı bu eylemler haricinde kadına kusur olarak atfedilebilecek bir eylemin ispatlanamadığı bu halde davalı erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu gerekçesi ile boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık 300,00'er TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın için 20.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, çocuklar ve kadın yararına kabul edilen nafaka ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; eşine hakaret eden, aşırı derecede alkol alan, eve gece geç saatlerde gelen, annesi adına kayıtlı olan evin kredisini ödeyen, başka bir kadınla görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunan erkek ağır, eşine hakaret eden, kardeşinin eşine hakaretine sessiz kalan, kendi ailesine yakın muhit olan Fatih semtine taşınma konusunda ve ev alınması konusunda erkeğe baskı uygulayan, erkeğin ailesini istemeyen kadının az kusurlu olduğu, Mahkemece erkeğin barışma girişimlerinin kadının kusurlu eylemlerini affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilerek kadına kusur olarak atfedilebilecek bir eylemin ispatlanamadığı belirtilerek erkeğin tam kusurlu kabulü hatalı ise de davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi ve koşulları oluşmakla 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince maddî manevî tazminat ile boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olması nedeniyle de yoksulluk nafakasına hükmolunmasının usul ve yasaya uygun olduğu gibi miktarların da makul olduğu gerekçesi ile erkeğin hükmün kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile dayanılan ve ispat edilen vakıalar yönünden erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile davalı erkeğin davanın kabulü, tazminatlar, velâyet, nafaka ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf talepleri ile kadının tazminat ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kadın ve çocuklar yararına kabul edilen nafaka miktarları ile tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarları ile kadın yararına kabul edilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar Zümra Balım ve Barış Çınar Efe'nin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı, maddî-manevî tazminat miktarları ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.