Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8393 E. 2024/8971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina, evlilik birliğinin temelden sarsılması ve sadakat yükümlülüğünün ihlali nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ile delillerin hukuka aykırı elde edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi uyarınca, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler ve süresinde bildirilmeyen delillerin toplanmamasının savunmanın kısıtlanması olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1895 E., 2023/1427 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/17 E., 2021/456 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin başka kadın ile müstehcenlik içeren görüntü- video kayıtları ve yazışmalarını gördüğünü, bu nedenle boşanmaya karar verdiğini, baba evine gittiğini, zina sebepli tartışmalarda hakaret ettiğini ve manevî şiddet uyguladığını, tehditte bulunduğunu iddia ederek, zina hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık aylık 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 50.000,00TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata, 64 adet küçük altın, 17 adet her biri 21 gram ve 22 ayar bilezik, 4 adet Cumhuriyet altını, 4 yarım altın, 320 Euro, 280 ABD dolarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 05.12.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; tarafların ortak konutta birlikte oldukları bir akşam davalının cep telefonundan para karşılığı cinsel birliktelik yaşamak için bir kadınla mesajlaştığını, söz konusu mesajları gördüğünü, erkeğin cep telefonunu incelediğinde bir banyoda bir kadın ile duş alırken ve öpüştüğüne ilişkin videolarını bulduğunu,kadının teyzesinin yanına gittiğini, erkeğin, babasının evine gitmesi halinde bir daha konuta dönemeyeceği şeklinde tehdit ettiğini, zina eyleminin yanında sadakat yükümlülüğünü ihlal ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin de dava nedeninin bulunduğunu belirterek tarafların evlilik birilğinin temelinden sarsılması, zina ve sadakat yükümlülüğünü ihlal nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 1.000,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakasına, 1.000,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî tazminata, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, kadının herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın ortak konutu boşaltarak gittiğini, kadının yersiz kıskançlıklarından dolayı sürekli davacıyı aldattığını zannettiğini, aşağılayıcı sözler kullanarak erkeği rencide ettiğini, boşanmak istemediğini, dava dilekçesinde yer alan hususları kabul etmediğini belirterek boşanma davasının ve ferilerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ıslah yoluna gittiğini ve bugüne kadar dava ile ilgili duruşmalar yapılmamış gibi yeniden beyan ve iddiaları öne sürdüğünü, 23.09.2019 tarihinde bu dava ile ilgili geniş şekilde ve hukuki durumları da açıklayarak davanın kesin süreler açısından reddini talep ettiklerini, ancak Mahkemenin görüş bildirmediğini, ıslah talebinin davanın genişletilmesi gayesine matuf olduğunu, muvakat etmediklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile davasını tamamen ıslah ederek yeni dava dilekçesi verdiği, yeni dava dilekçesi ile zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve sadakat yükümlülüğünü ihlal sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği, ıslah ile verdiği yeni dava dilekçesi ekinde davalının telefonundan elde ettiği whatsapp yazışmaları ile video kaydınıda sunduğu, davalının davanın ıslah edilmeden önce davaya verdiği ikinci cevap dilekçesinde davacının hukuk dışı elde ettiği delillere sığındığını iddia ettiği, ancak hangi hukuk dışı yolla elde ettiğini bildirmediği, dosyaya sunulan videonun incelenmesinde video kaydının tek elde taşınabilir bir cihazla bizzat davalı tarafından banyoda kaydedildiği, tarafların dilekçelerindeki beyanları, dosyaya sunulan video kaydı birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıya ait telefon ya da taşınabilir bir cihazdan davalının kaydetmiş olduğu görüntüyü davacıdan gizli olarak kopyalamak suretiyle delil olarak kullandığı, kullanılan bu delilin sırf delil oluşturmak maksatlı olarak hukuka aykırı bir şekilde elde edildiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile boşanma davasının kabulü ile zina nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. pazar günü saat:10.00'dan aynı gün saat:17:00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat:10.00'dan aynı gün saat:17.00'ye kadar kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karardan itibaren aylık 500,00 TL'ye arttırılmasına, sonrasında iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın için yasal faizi ile 25 Bin TL maddî ve 20 Bin TL manevî tazminata, ispatlanamadığından ziynet isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma sebebinin ıslah edilemeyeceği itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca sunulan flash belleğin hukuka aykırı delil olduğunu, karşı tarafın tanıkları süresinde bildirmediğini, uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin İstanbul Kartal Aile Mahkemesi olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının ve ferilerinin kabulü, yetki yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın bulunup bulunmadığı, zina hukuki sebebi ile açılan boşanma davasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, ıslah ile dava sebebinin değiştirilip değiştirilemeyeceği, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî-manevî tazminatın ve tedbir nafakasının, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka miktarları ile tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı ,velâyet düzenlemesinin ve kişisel ilişki sürelerinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle süresinde bildirilmeyen delillerin toplanmamasının savunmanın kısıtlanması olarak değerlendirilemeyeceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.