Logo

2. Hukuk Dairesi2023/83 E. 2023/3172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma nedeni olarak ileri sürdüğü, kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu iddiasının ispatı için talep ettiği telefon kayıtlarının toplanmaması ve eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/819 E., 2022/1660 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen esastan reddi, kısmen kaldırma ve İlk Derece Mahkemesine Gönderme

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/433 E., 2019/702 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve para alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, kadının karşı ziynet ve para alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davalarına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, kadının ziynet ve para alacağı davasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba ve cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kendisini başkalarının yanında rencide ettiğini, aşağıladığını, kendisine küfür ve hakaret ettiğini, tehditte bulunduğunu, dükkanda çalışanlara müvekkilini aratarak tehdit ve hakaretlerini ilettiğini; ailesine ve çevresine, akrabalarına hakaret ve tehdit içeren davranışları olduğunu, eski eşinin fotoğraflarını sakladığını, oturdukları evi habersiz satmak istediğini, çalıştırdıkları dükkanı habersiz devretmek istediğini, şüpheli hareketlerle sık sık ve uzun süreli telefon konuşmaları yaptığını, aşırı boyutlara varan alkol kullandığını, sürekli kötü davrandığını; psikolojik, sosyolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendi yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği cevaba ve cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile cevaba cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin müvekkilinden gizlediği borçlarının olduğunun evlendikten sonra ortaya çıktığını, müvekkilinin maddî birikimlerini müteaddit defalar kullanarak müvekkilini maddî anlamda zorda bıraktığını, müvekkiline ait olan köfteci dükkana erkeğin maddî hiçbir katkısının bulunmadığını, çalışanlara ve müşterilere kaba davrandığını, müşteriler ve çalışanlar yanında müvekkilini sayısız kez aşağıladığını ve hakaretler ettiğini, yatağını ayırdığını tüm komşu ve esnafa anlattığını, hiçbir zaman sevgi ve saygı göstermediğini, toplum içinde küçük düşürecek ve onur kıracak ifadelerde bulunduğunu, müvekkiline ve çocuğa pek çok kez hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, evlilik birliğinden doğan hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline düğünde takılmasına rağmen karşı tarafça el konularak iade edilmeyen 18 adet bilezik ve 5.000,00 TL nakit paranın müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; evlenmeden önceki borçlarından evlenirken kadına söz etmediği, bunun sonucu olarak tarafların fiili beraberlikleri sırasında erkeğin borçlarının meydana geldiği icra suçları nedeniyle erkeğin borcunu ödemesi veya 300 gün hapis yatması gerektiği dönemde kadının destek olduğu, erkeğin bu borcunu ödediği ancak borçların sürekli olarak meydana çıktığı tahammül edilmez bir duruma geldiği, erkeğin işyerinde sürekli çalıştığı ancak eski borçların ödenmesine yeterli olmadığı, nezaket dışı davranışlar ve sözler ile kadına yüklendiği, kadının borç ödemelerde ve aile düzeninin kurulmasında yaptığı fedakarlıkları görmezden geldiği; kadının da Eyüpsultan ilçesinde bulunan işyerinde birlikte çalıştıkları süre içinde ve fiili beraberlik sırasında erkek ve ailesine hakaretlerde bulunduğu, lohusalık sırasında alkol kullandığı, tarafların arasının açıldığı sürece hakaretlerinin çoğaldığı; evlilik birliğinin sarsıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, pedagog tarafından düzenlenen sosyla değerlendirme raporuna göre tarafların uzun süreden beri ayrı yaşadığı, ortak çocuğun her iki tarafı da sevdiği, ancak annesi ile yaşamak istediğini beyan ettiği, gerek annesinin evindeki yaşam alanının da düzgün olduğu anlaşıldığı gibi çocuğun kız çocuğu olması nedeniyle ilerideki rol model ihtiyacı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın eş yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadın eşin halen Kahve Dünyası adlı işyerinde çalıştığının anlaşıldığı, Türkiye'nin ekonomik koşulları dikkate alındığında personel kısıtlanmasına gidilmesi halinde işten çıkarılmasının muhtemel görüldüğü, bu nedenle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesi halinde kararın kesin hüküm niteliğini taşıyacağından kadının işsiz kalması halinde bir daha yoksulluk nafakası isteyemeyeceği dikkate alınarak ileride artırma istemi saklı kalması için kadın lehine sembolik olarak asgari düzeyden aylık 25,00 TL yoksulluk nafakasına; erkeğin yoksulluk nafakası istediği anlaşılmış ise de miktar göstermediği anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; kusur oranları dikkate alınarak her iki tarafın maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine; kadının ziynet eşyaları ile ve paranın evlilik birliği içinde evin giderleri, ortak çalıştırdıkları işyerinin giderleri ve işyerinin borçları için harcandığı anlaşıldığından ve bu harcamaların da kadının rızası ile olduğu kanaatine varıldığından kadının ziynet ve para alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, kadının kusurlu olduğunu, bir kısım delillerinin toplanmadığını, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiğini ve miktarının fazla olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, kişisel ilişkinin her hafta kurulması gerektiğini belirterek; eksik inceleme, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir kısım delillerinin toplanmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, erkeğin boşanma davasının kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarının az olduğunu, ziynet ve para alacağı davasının kabulü gerektiğini belirterek; eksik inceleme, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları, reddedilen ziynet ve para alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanıkların soyut beyanlarda bulundukları ve ziynet eşyası ve para alacağının akıbetine dair bilgi sahibi olmadıklarının anlaşılması karşısında kadın ziynet eşyasının varlığını ve kendisine teslim edilmediği iddiasını şüpheden uzak, somut ve tutarlı bir biçimde ispat edemediği; ancak kadının delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı, ispat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan tarafa, diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece ziynet eşyası ile paranın evlilik birliği içinde evin giderleri, ortak çalıştırdıkları iş yerinin giderleri ve iş yerinin borçları için harcandığı ve bu harcamaların da kadının rızası ile olduğu kanaati ile yoruma dayalı olarak red kararı verilmesinin hatalı görüldüğü gerekçesiyle kadının ziynet eşyası ve para alacağı davasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin buna ilişkin hükümleri kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine; kadının karşı dava dilekçesinde; erkeğin kusurlu davranışlarının niteliğine göre pek kötü veya onur kırıcı davranış özel boşanma sebepleriyle birlikte evlilik birliğinin sarsılması genel sebebine dayalı boşanma talebinde bulunduğu, bu taleplerini kademelendirmediği; İlk Derece Mahkemesince kadının ileri sürdüğü özel boşanma sebebine ilişkin hukuki değerlendirme ve nitelendirme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, sadece genel sebebe dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi hatalı ise de bu konuda istinaf bulunmadığından yanılgıya değinilmekle yetinildiği; kusur belirlemesinde ve nitelendirilmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı; olayların akışı karşısında boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilen her iki tarafın da dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin ve kadının koşulları oluşan boşanma davalarının kabulünde, boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilen tarafların maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği; ortak çocuğun tercihi, sosyal inceleme raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler, fiili durumu ve alıştığı ve benimsediği ortamdan ayrılmasını gerektirir somut maddî olguların ortaya konulmaması, çocuğun yüksek yararı dikkate alındığında velâyetinin anneye verilmesi ve kişisel ilişki kararında bir isabetsizlik görülmediği; kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının esası ve miktarlarının yerinde olduğu belirtilerek tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; eksik inceleme, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; eksik inceleme, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, karşılıklı boşanma davalarının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk yararına tedbir nafakası ve iştirak nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartları gerçekleşip gerçekleşmediği, ve miktarları, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlenmesi, eksik incelemenin mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Davacı-karşı davalı erkek; süresinde verdiği karşı boşanma davasında ikinci cevap dilekçesinde; kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu vakıasına dayanmış, telefon iletişim kayıtlarının celbini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince bu deliller toplanmamıştır. O halde davacı-karşı davalı erkeğe; kadının telefon numarasını bildirmesi hususunda kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içinde gereğinin yerine getirilmesi halinde, kadına ait telefon iletişim kayıtlarının istenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.