Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8415 E. 2024/4592 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi ile konusuz kalan boşanma davasında, kusur belirlemesi yapılıp yapılamayacağı, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ve maddi manevi tazminat taleplerinin akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme ilamının Türk mahkemeleri için kesin delil ve kesin hüküm teşkil etmesi, boşanmanın fer'ileri olan maddi-manevi tazminat talepleri hususunda yabancı mahkemede karar verilmemiş olsa dahi, Türk mahkemesinde kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinde bulunulamayacağı, ancak nafaka taleplerinin yabancı mahkeme kararından bağımsız olarak değerlendirilebileceği gözetilerek, davacı kadının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1373 E., 2023/1384 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/308 E., 2023/338 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının kusurlu eylemleri nedeniyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamına imkan kalmadığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukları ... ve ...'ın velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı aylık aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini,

tarafların Hollanda ülkesinde boşandıklarını ve boşanma kararının 2007 yılında kesinleştiğini, Türkiye'de bu boşanma ilamına ilişkin tanıma ve tenfiz davası açılması gerekirken davacı tarafın boşanma davasını açmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının Hollanda Mahkemesinde yargılaması yapılan boşanma davasında nafaka ve tazminat talebinin olmadığını, bu davada maddî kazanç sağlamak amacıyla asılsız beyan ve taleplerde bulunulduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2022 tarih ve 2019/457 Esas, 2022/120 Karar sayılı kararı ile; tarafların 31.01.2007 tarihinde Amsterdam Mahkemesi 6. Tek Hakimli Sivil Odanın 356253/FA RK 06-7543 dosya nolu ilamı ile boşanmalarına karar verildiği ve bu kararın 03.04./2007 tarihinde kesinleştiği, boşanma kararında tarafların müşterek çocuklarının velayetlerinin anneye verilmesine karar verildiği, tarafların boşanmasına dair söz konusu yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten sonra davacı tarafça işbu boşanma davasının 21.06.2019 tarihinde mahkememizde açıldığı, Mahkememizin 2019/1569 Esas, 2021/472 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına dair Amsterdam Mahkemesi 6. Tek Hakimli Sivil Odanın 31.01.2007 tarihli ve 356253/FA RK 06-7543 dosya nolu ilamının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği ve bu kararın 09.11.2021 tarihinde kesinleşmesiyle yabancı mahkeme kararının Türkiye'de de geçerlilik kazandığı, bu nedenle işbu davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücretine karar verilmiş, davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak yabancı mahkeme ilamında varsa kusur belirlemesine göre davacının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi, ayrıca yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılarak hüküm kurulması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmalarına dair Amsterdam Mahkemesi 6. Tek Hakimli Sivil Odanın 31.01.2007 tarihli ve 356253/FA RK 06-7543 dosya nolu ilamının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği ve bu kararın 09.11.2021 tarihinde kesinleşmesiyle yabancı mahkeme kararının Türkiye'de de geçerlilik kazandığı, bu nedenle işbu davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, yabancı mahkeme ilamında kusur belirlemesi yapılmadığından yapılan yargılamaya göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının ağır, davacının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar ... ve ... karar tarihi itibariyle ergin olduğundan bu çocuklar yönünden velayet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 60.000, 00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarları ve davacı lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmemesi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tüm delillerin toplandığı, usul hükümlerinin doğru olarak uygulandığı, davacının yurt dışından malulen emekli maaşı alması nedeniyle tedbir nafakası talebinin reddedilmesinde, ortak çocukların da dava sırasında ergin olmaları ve ergin oldukları tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesinde hata bulunmadığı, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği ve bu kararın 09.11.2021 tarihinde kesinleşmesiyle, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade ettiği, tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılacağı, davacının boşanma davası konusuz kaldığından İlk Derece Mahkemesinde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu belirtilerek kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmiş ise de, tarafların boşanmasına ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığının mahkemenin de kabulünde olduğu, yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemeleri bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, davacının istemiş olduğu maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kusur belirlemesi yapılarak davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olmadığı, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı, davacının ağır kusurlu olmamasının yeterli olduğu, yabancı mahkeme tarafından boşanma ilamında kusur belirlemesinin yapılmamış olduğu, buna göre davacının gelir düzeyi ve giderleri gözönüne alındığında boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davacı kadın vekilinin müvekkiline kusur yüklenmesine, davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi, davalı aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden yaptıkları istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki vakıa ve kusur belirlemesine yönelik tespitinin iptaline, hükmün dört ve beş nolu bentlerin kaldırılmasına, davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı erkek vekilinin dosyada eksiklik bulunmaması nedeni ile duruşma talebinin reddine, taraf vekillerin diğer tüm istinaf itirazlarının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi yapılmaması, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarları, davacı lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi ve davacının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davası yabancı mahkemedeki boşanma ilamının tanıma ve tenfizi ile konusuz kalmış olup iş bu davada kusur belirlemesinin yapılıp yapılamayacağı, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı, davacı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.