"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/548 E., 2023/1059 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/517 E., 2022/1782 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek tarafından Elazığ Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip kesinleşme tarihi olan 26.03.2018'den itibaren aradan üç yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayatın yeniden kurulamadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son maddesi uyarınca boşanmalarına, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel psikolojik şiddet uyguladığı, başka kadına ilişki yaşadığı ve bu kadından çocuklarının kovduğu, kadını evden kovduğu, erkeğin kusurlu olması nedeniyle erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, aksi kanaat hasıl olursa 3 yıldır evlilik birliğinin tekrar kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaların aynen, mümkün değilse şimdilik 1.000,00 TL' sinin nakden ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; asıl dava yönünden yapılan incelemede; davacı tarafından Elazığ 1.Aile Mahkemesi'nde açılan boşanma davasının reddine karar verildiği, kararının 26.03.2018 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin son maddesi uyarınca 09.04.2021 tarihinde huzurdaki davanın açıldığı; ilk boşanma davasının reddine dair kararın kesinleşmesi ile İlk Derece Mahkemesi'nde açılan dava arasında 3 yıllık sürenin geçmiş olduğu; tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra hiçbir surette bir araya gelmedikleri bu nedenle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği, karşı dava yönünden yapılan incelemede; davacının, davalıyı aldattığı, başka bir bayanla birlikte yaşadığı, bu birliktelikten 7 çocuğunun olduğu ve fiili ayrılık iddialarına dayandığı, bu kapsamda yapılan incelemede davacı erkeğin nüfus kayıtlarının incelenmesinde ... isimli kadından 10, ... isimli eski eşinden 1 çocuğunun olduğu, çocukların en küçüğünün 2003 doğumlu olduğu, karşı davacının Elazığ 1.Aile Mahkemesi'nin 2015/253 Esas sayılı dosyasında bu iddiada bulunduğu ancak boşanmak istemediğini belirttiği, bu davanın red ile sonuçlandığı ve kesinleştiği, kesinleşme tarihinden sonra yeni bir çocuğun dünyaya gelmediğinin anlaşılması ile bu iddiaya dayanamayacağı, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca "Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur " düzenlemesinin yer aldığı, karşı davacının boşanma sebebini daha evvel bildiğinin Elazığ 1.Aile Mahkemesinin 2015/253 Esas sayılı dosyasına yansıdığı, aradan geçen süre içerisinde bu iddiaya dayanarak dava açmadığı, bu kapsamda affetmiş sayıldığının anlaşıldığı karşı davacının da fiili ayrılık sebebine dayandığı tanık beyanlarından yasanın aradığı 3 yıllık süresinin geçmiş olduğu görülmekle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği, erkeğin kadını aldatma iddiasının af kapsamında değerlendirildiği bu nedenle kadın lehine maddi ve manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin yasal koşulların oluşmadığından, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyalarının iadesine ilişkin taleplerinin tefrikine karar verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri1.
1- Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili yararına hükmedilen nafaka miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası koşullarının oluştuğu anlaşıldığından asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası bağlamında kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle, olmadığı takdirde fiili ayrılık sebebiyle boşanma talep etmesine karşın mahkemece karşı dava yönünden kadının Elazığ 1. Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasında boşanmak istemediğini belirttiği, retle sonuçlanan bu davanın kesinleşme tarihinden sonra yeni bir çocuğun dünyaya gelmediği, bu iddiaya dayanamayacağı, karşı davacı kadının boşanma sebebini daha evvel bildiğinin Elazığ 1. Aile Mahkemesinin 2015/253 Esas sayılı dosyasına yansıdığı, aradan geçen sürede bu iddiaya dayanarak dava açmadığı, bu kapsamda affetmiş sayıldığı gerekçesinin hatalı olduğu belirlenmiş, yine kadının terditli davasından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı koşullar yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadan 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı boşanma davasının koşullarının oluştuğu ve öncelikle bu maddeden hüküm kurulması gerekirken fiili ayrılık sebebine dayandığı ve 3 yıllık sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasına göre hüküm kurulması da hatalı ise de kadın bu yönde açıkça istinaf kanun yoluna başvurmadığından yanılgıya değinilmekle yetinildiği, kadının sonucu itibariyle karşı davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası bağlamında kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, kusur belirlemesi yönünden yapılan incelemede hüküm tesisine esas alınan ve tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddi kararı ile sonuçlanan boşanma davasını açan erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, kesinleşen dava dosyasında kadına atfı kabil herhangi bir kusurun gerçekleştiğini ispat edemeyen ve fiili ayrılık süresinde de kadına kusur yüklenmesini gerektirecek yeni bir vakıa öne sürerek bu iddiasını kanıtlayamayan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamıyla kusurlu kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılarak kararın kusur gerekçesi ve derecesi boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine şeklinde düzeltildiği, boşanmaya neden olaylarda tam kusurlu kabul edilen erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği anlaşıldığından hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi uyarınca kadın yararına uygun miktarlarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davacı-davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının kusur belirlemesine ve reddedilen tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılmasına, kararın kusur gerekçesi ve derecesinin boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine şeklinde düzeltilmesine, davalı-davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere 75.000'er TL maddî ve manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı-davacı kadının diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve miktarı, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen nafaka maddi ve manevi tazminat miktarı, yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.