Logo

2. Hukuk Dairesi2023/851 E. 2023/3870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, nafaka ve tazminat taleplerinin yerindeliği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık tespit edilemediğinden, davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/681 E., 2022/2346 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/397 E., 2021/857 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına hakaret ettiğini, davalı erkeğin davacı kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, davacı kadına hapis hayatı yaşattığını, ihtiyaçları karşılamadığını, davacı kadına ve çocuklara küfür ettiğini, şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, 2018 yılında yaşanan tartışmadan sonra odasını ayırdığını, belli bir süre sonra eve gelmemeye başladığını, evin elektrik faturasını dahi ödemediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ufak tefek olayları büyüterek küs bir şekilde yaşadığını, davalı karşı davacı erkek işten geldiğinde onu karşılamadığını, elbiselerini yıkayıp ütülemediğini, cinsel birliktelik taleplerini karşılamadığını, sadakatsizlikle suçladığını, gelini ile sorunlar yaşadığını, davalı karşı davacı erkeğin gelini ve oğlu ile görüşmesini istemediğini, görüştüğünü öğrendiğinde evde ayrı bir hayat yaşamaya başladığını, en son evdeki ısıtıcıyı davalı karşı davacı erkeğe vermediğini, davalı karşı davacı erkeğin de evli olan oğlunun evine sığınmak zorunda kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 60.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin evin ihtiyaçlarını tam anlamı ile karşılamadığı, son ayrılıklarına yakın zaman önce ...'ya tatile gittiği, giderken eve para bırakmadığı, tatil dönüşü tarafların bu sebepten dolayı tartıştıkları, davalı karşı davacı erkeğin "bundan sonra kendi geçiminizi kendiniz sağlayın, benim getirdiğim hiçbir şeyi yemeyin, kışın kömürünüzü kendiniz alın, parayı ben orada yiyorum içiyorum, istediğim insanla yerim, kadınla da kızla da yerim, evi satacağım parasını da yiyeceğim siz karışamazsınız" şeklinde sözler söylediği, yine "ben diğer odada yatacağım buraya giremeyeceksiniz, o odadan eşyalarınız alın, odun kömür almayacağım bakalım ne olacak haliniz" dediği, kömür almadığı için kaloriferlerin yanmadığı, elektrik faturasını ödemediği, öncesinde de elektrik faturalarını düzenli ödemediği, davacı karşı davalı kadına sürekli "ağzınıza s.çarım, orospu, pezevenk" şeklinde küfürler ettiği, "bensiz hiçbir şeysiniz" dediği, ortak çocukları ... ve Mehmet'e de sürekli küfür ve hakaret ettiği, davacı karşı davalı kadını dışarıya gezmeye vs. götürmediği, davalı karşı davacı erkeğin telefonunda "sana geleceğim" şeklinde ses kayıtları bulması üzerine "olmuş ne olacak, ... sıkıntısından oluyor sizde beni yollamasaydınız" şeklinde sözler söylediği, "karıyla kızla parayı yerim" dediği bu şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı karşı davalı kadının ise davalı karşı davacı erkeğin kıyafetlerini yıkamadığı, davalı karşı davacı erkeğin kıyafetlerini haftada iki kez geline götürdüğü, gelininin yıkadığı, evlerine misafir geldiğinde ilgilenmediği, bu şekilde gelişen olaylarda evin ihtiyaçlarını tam anlamı ile karşılamayan, elektrik faturalarını ödemeyen, kömür almayan, davacı karşı davalı kadın ve ortak çocuklara hakaret, küfür eden, odasını ayıran, davacı karşı davalı kadını gezmeye götürmeyen, güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı karşı davacı erkeğin ağır, birlik görevlerini tam anlamı ile yerine getirmeyen davacı karşı davalı kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek davacı karşı davalı taraf lehine tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak yoksulluk nafakasına karar vermek gerektiği gerekçesi ile davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 500,00 TL`ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı karşı davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği ve kişilik hakları saldırıya uğradığı gerekçesi ile 29.000,00 TL maddi, 28.000,00 TL manevi tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili; Mahkemece tespit edilen hususların hatalı değerlendirildiğini, davalı karşı davacı erkeğin evin ihtiyaçlarını karşıladığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunmadığını, davacı karşı davalı kadının cinsel birliktelik taleplerini karşılamak istememesi nedeni ile davalı karşı davacı erkeği dışladığını, kusur tespitinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka bedellerinin yüksek olduğunu belirterek; davacı karşı davalı kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının kusurlarının kararın kadın tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği, erkeğin, kadının ek kusurunu ispat edemediği, erkeğin sabit olan kusurları nedeni ile erkeğin ortak konutu terk etmesinden sonra kadının erkeği eve almamasının tepki mahiyetinde olduğu, aleyhe istinaf yasağı gereğince erkeğe ek kusur verilemeyeceği, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğinin temelinden sarsan, birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, asıl davanın kabulü kararının yerinde olduğu, kadın lehine tedbir nafakası taktirinin isabetli, miktarının da makul olduğu, hafif kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, yoksulluk nafakası taktirinde ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, tarafların evlilikte geçen süreleri, erkeğin kusurlarının mahiyeti, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, ihlal edilen kişilik hakları nazara alındığında, kadın lehine maddi manevi tazminat taktirinin yerinde, miktarının ise makul olduğu, ağır kusurlu eş lehine tazminata hükmedilmesine yasal engel bulunmakla, erkeğin tazminat talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı değerlendirme yaptığını, davalı karşı davacı erkeğin kadının davranışları nedeni ile evden ayrılmak zorunda kaldığını, davalı karşı davacı erkeğin evin ihtiyaçlarını karşıladığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunmadığını, davacı karşı davalı kadının cinsel birliktelik taleplerini karşılamak istememesi nedeni ile davalı karşı davacı erkeği dışladığını, kusur tespitinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka bedellerinin yüksek olduğunu belirterek; davacı karşı davalı kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, davacı karşı davalı kadın yararına tazminat ve nafaka hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, hükmedilen miktarların uygun olup olmadığı, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davcı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.