Logo

2. Hukuk Dairesi2023/852 E. 2023/3201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yeterliliği ile yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka uygunluğu hususunda anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/44 E., 2022/2366 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/210 E., 2021/91 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, erkekliğine, adamlığına yönelik sinkaflı hakaretler ettiğini, ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, erkek kardeşinin yanına gelerek "Beni uğraştırmasın biran önce boşansın artık onun soyadını taşımak istemiyorum zaten benim nasibim var" dediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının ve ailesinin, erkeğe fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladıklarını, sürekli ...'da tek başına bırakıp ...'e gittiğini, ...'da yapabileceği iş var olmasına rağmen orada sigortasız çalıştığını, istemesine rağmen kadını yanında götürmediğini, bu süreçte kadının kendi başının çaresine bakmaya çalıştığını, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının gururunu hiçe sayarak bu durumu kadına söylediğini, hastaneye götürmediğini, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, şiddet eğilimli biri olduğunu, ortak çocuğu altını ıslatana kadar dövdüğünü, erkeğin kız kardeşinin eşinden ayrılması üzerine yanlarında ortak konutta kaldığını, sürekli gitmekle tehdit ettiğini, akşamları internetten uygunsuz görüntüler izleyen, tatil günleri çocuklarından kaçan, çocuklarının okulu ile ilgilenmeyen, evin geçimini düşünmeyen, çalışma konusunda sorumsuz olan bir eş ve baba olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sürekli kadını ve ortak çocukları bırakarak gittiği, ailesine karşı ilgisiz olduğu, canı istediği zamanlarda çalıştığı, tazminatı aldıktan sonra yine evi terk ettiği, sonrasında da ortak çocuklara ve kadına maddî yardımda bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 13.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirilmesinin hatalı olduğu, tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen erkek kusurları yanında dosya kapsamında alınan HTS kaydına göre F.K. adına kayıtlı telefon numarası ile çok sık görüşerek erkeğin aynı zamanda güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kusur gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, erkeğin de ortak çocuğun bakım ve masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu, belirlenen nafaka miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı, erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı, kadının asgari ücretle çalıştığı, üzerine kayıtlı taşınmazlarının olduğu, erkeğin ise işsiz olduğu, üzerine kayıtlı iki adet taşınmazının bulunduğu dikkate alındığında kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına, kabul edilen yönlerden yeniden hüküm kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına işleyecek yasal faizi ile birlikte 18.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların gelirleri arasında yüksek fark olduğu, bu nedenle kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddinin hatalı olduğu, çocukların bakımı ve eğitimi için tüm ihtiyaçların kadın tarafından sağlandığı, çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası ve kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanunu'nun 50 nci e 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.