"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/737 E., 2023/933 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan kabulü ile hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/729 E., 2021/92 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam ziynet alacağı miktarı 36.327,85 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca belirlenen kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı dava cevap dilekçesinde özetle; müvekkili işsiz kalınca davalının, hiç bir baskı altında kalmadan kendi isteği ile kaynanası ile birlikte yaşamayı istediğini ve müvekkilinin annesinin yanına taşındıklarını, davalının çalışmaya başladığını ve evin tüm işlerini Kaynanasının yaptığını, davalının ev işlerinde sadece ufak bir yardımda bulunma dışında bir iş yapmadığını, ortak çocuğun doğduğunda evlilikleri boyunca bir çok kez ortak çocuğun gereksinimlerini karşılamakta yetersiz kaldığı gibi, çocuğun acıktığını söylemesine rağmen kayıtsız kaldığını çocuk babaannesinden yanına giderek acıktığını yada isteğini söylediğini bunu yanı sıra evde yemekleri müvekkilinin annesinin yaptığını, kendisinin masaya sadece tabakları ve kaşıkları çatalları getirmesinden ibaret günlük yaşantısında odasına çekilerek dizi izlediğini, oyun oynadığını, uyuduğunu, odasından çıkmadığını, çocukla ilgilenmediğini, müvekkilinin davalıyı uyarması üzerine davalının, müvekkilinden iğrendiğini, koynuna almak istemediğini ve tiksindiğini belirttiğini, 21 Temmuz 2019 tarihinde Pazar Akşamı, müvekkilinin davalıya yaklaşımda bulunmak istemesiyle davalının kendisi mutfağa gittiğini, bunun üzerine 22 Temmuz 2019 tarihinde, davalının Whatsapp aracılığı ile "ben davayı acıyorum" diye müvekkilin mesaj gönderdiğini, 28 Temmuz 2019 pazar akşamı müvekkilinin davalının telefonunu şarjdan alarak Whatsaap yazışmalarını incelediğinde, davalının başka erkeklerle bir takım yazışmalarını ve o erkelere gönderdiği uygunsuz görselleri gördüğünü, 30 Temmuz 2019 da da davalının eşyalarını toplayarak kiraladıkları eve taşındığını, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve evlilik birliğinin yükledikleri edimini ve eşlik vazifesini yerine getirmediğini bildirmiş, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkili babaya verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı taraftan alınarak müvekkiline verilmesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten sonra müvekkilinin işten ayrılmak zorunda kaldığını, davacının evlendikten sonra müvekkilinin ekonomik özgürlüğünün olmasını istemediğini, evlendikten 1 ay sonra maddî yetersizlik sebebiyle karşı davalı eşin annesinin kirada oturdukları 2+1 olan evine taşındıklarını ve tarafların burada kayınvalide, görümce ve kayınbiraderi ile birlikte yaşamak zorunda kaldıklarını, davacının girdiği işlerde devamlılık sağlayamadığını, borcu yüzünden eve haciz geldiğini ve evdeki haczedilebilir her malvarlığının haczedildiğini, evin maddî ihtiyaçlarını müvekkili ile kayınvalidesinin karşıladığını, davacının müvekkiline hakaret ve onur kırıcı hareketlerde bulunmaya başladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, güven kavramına ters düşen davranışlar içinde bulunup müvekkilinin sürekli telefonunu ve özel eşyalarını karıştırdığını, müvekkilinin telefonunu sürekli izinsiz olarak karıştırıp kendi bilgisayarına verileri kopyaladığını, müvekkilinin kendi evine çıkma arzusu ile birlikte 2012 yılında konut kredisi çektiğini, bu krediyi tek başına ödediğini, davacının müvekkiline yönelik psikolojik, duygusal şiddet uyguladığını, davacı karşı davalının evlilik birliği içerisinde müvekkili ve eve karşı hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, müvekkiline karşı fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını, davacı eşin müvekkiline yönelik “Kıllısın, maymun gibisin, balina gibi oldun, şişko…” gibi söylemlerde bulunduğunu, bunların müvekkilinin kadınlık onuru incittiğini, müvekkilinin spora görümcesi ve bir arkadaşı ile birlikte kayıt olup gittiğini, davacının baskıcı olması nedeniyle eve gelen erkek misafirler müvekkili görmesin diyerek müvekkilinin odasından çıkmasına izin vermediğini, davacı-karşı davalının, eşe ve aileye bakma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı karşı davalının müvekkilini cinsel birlikteliğe zorladığını, davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için 500,00 TL ve müvekkili için 1.000,00 TL olmak üzere tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, tarafların boşanmaları halinde takdir edilen nafakaların müvekkil için yoksulluk nafakası ve ortak çocuk için iştirak nafakası olarak devamına, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, şimdilik (kısmi olarak) 1.000,00 TL maddî tazminatın kabulü ile, davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davacı-karşı davalıdan düğünde takılan ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, işbu ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmuyor ise ziynet eşyalarına karşılık gelen eşyalardaki bedelin faiziyle birlikte müvekkile ödenmesine, davacı-karşı davalının banka hesaplarına ve her türlü mal varlığının üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların birbirlerine karşı sevgi ve saygılarının bittiği, aralarında fikir uyuşmazlığının olduğu, tarafların birbirlerine karşı birlik görevlerini yerine getirmedikleri, mesafeli davrandıkları, tarafların ortak evliliklerinden bir tane çocuklarının olduğu, ortak çocuğun halen baba yanında kaldığı, tarafların davacı-karşı davalı kocanın ailesi ile birlikte yaşadıkları, kocanın ayrı bir ev tahsis etmediği, kıskanç olduğu, evin geçimini sağlamada zafiyet gösterdiği, karısını aşağılayıcı sözler söylediği, tarafların zaman zaman kavgalarında birbirlerine hakaret içeren sözler söyledikleri, davalı-karşı davacı kadının güven sarsıcı hareketlerinin olduğu, anlaşılmakla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davacı-karşı davalı kocanın ağır kusurlu olduğu kanaatine varılarak her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 1.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası davası bakımından davacının davasının kısmen kabulü ile;6.723,15 TL değerinde 15 adet çeyrek altın, 23.735,70 TL değerinde 22 ayar tanesi 10 gr ağırlığında 9 adet bilezik, 5.807,50 TL değerinde 25 gr ağırlığında 14 ayar set, 61.50 TL paranın aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde belirlenen bedel olan 36.327,85 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının kabul edilen boşanma ve ziynet alacağı davası ile tazminatlar yönünden yönünden istinaf kanun yoluna müracaat etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; ayrı bir ev tahsis etmeyen, evin geçimini sağlamada zafiyet gösteren, karısına hakaret eden ve aşağılayıcı sözler söyleyen erkek ile eşine hakaret içeren sözler söyleyen, güven sarsıcı hareketlerde bulunan kadın eşit kusurlu olduğu, mahkemenin kusur tespiti hatalı ise de kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun ise de tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle tazminat taleplerinin reddi gerekirken erkeğin ağır kusur nedeniyle tazminat isteğinin reddi ile kadın lehine tazminata hükmolunması doğru olmadığından, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olması nedeniyle maddî manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, (hükme a-3/ b-5-6 bentler olarak yazılmasına), davacı-davalı erkeğin kadının kabul edilen boşanma davası ve ziynetlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine, davalı-davacı erkeğin kusur tespiti ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin esastan kabulü ile hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen kendi tazminat talebi ile ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davacı-davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.