Logo

2. Hukuk Dairesi2023/854 E. 2023/3091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuklar yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakasının, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, çocukların ihtiyaçlarına nazaran çok yüksek olduğu gözetilerek bu hususta bozulmuş, diğer yönlerden ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2318 E., 2022/2357 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/559 E., 2021/398 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karşı davanın kabulüne ve ferilerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı-karşı davacı erkeğin Selda Karabulut isimli kadın ile ilişki yaşadığını, sürekli şiddet uyguladığını, evden uzaklaşmasını istediğini, üzerine düşenleri yerine getirmediğini, sebepsiz olarak kadın hakkında evden uzaklaştırma kararı aldırdığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, kadının ev işleriyle, yemekle, çocukların bakımıyla ilgilenmediğini, evi sürekli terk ettiğini, eş ve çocuklarına saldırgan davrandığını, çocuklara sürekli şiddet uyguladığını, kötü davrandığını, sabahları geç kalktığını, çocuklara sürekli hakaret ettiğini, bağırdığını, rencide ettiğini, erkeğin yeğenini dövdüğünü, çocuk Hatice'yi tehdit ettiğini, kadının babasının tarafların birleşmesi karşısında sürekli para talep ettiğini, kadının sürekli birilerinden para istediğini, agresif ve saldırgan davrandığını, evdeki vitrin camını kırdığını, iki kez telefonu kırdığını, köydeki evlerden birinin camını kırdığını, erkeğin ailesine saygısız davrandığını, annesinin ameliyat olduğunda ziyaretine gitmediğini, geçmiş olsun demediğini, eşini ve çocukları istemediğini belirterek sebepsiz yere evi terk ettiğini, çocukları görmeye gelmediğini, arayıp sormadığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babasına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı erkek yararına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada; davalı- karşı davacı erkeğin, davacı- karşı davalı kadına şiddet uyguladığının sabit olduğu ancak tanık Beytullah'ın beyanlarıyla tarafların boşanma dava açılmadan önce barıştırıldıkları, davacı-karşı davalı kadının eşini affettiği, bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, karşı davada boşanma davası açılmadan önce bazı aile büyükleri ile davalı- karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadının bulunduğu ikamete gittikleri ve tarafları barıştırmak istedikleri, davalı- karşı davacı erkeğin eşiyle barışmak için bizzat onun bulunduğu eve gitmesi boşanma konusu yapılan olaylar nedeniyle eşini affettiği olarak yorumlanması gerektiği, kadına kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, asıl davanın kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı davanın kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına sürekli şiddet uyguladığına ilişkin vakıa açısından dinlenen tanık Beytullah ve ... 1.Asliye Ceza Mehkemesinin 2017/684 esas sayılı dosyasının aynı olaya ilişkin olduğunun anlaşıldığı, suç tarihinin 26.09.2017 olduğu, tarafların bu olaydan sonra 13.07.2019'a kadar birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşıldığından af kapsamında kaldığı, erkeğin kusurlarının ispat edilemediği, kadının evi birkaç kez terk ettiği, çocuklara şiddet uyguladığı, çocuklara hakaret ettiği, çocuk Hatice'yi tehdit ettiği, tarafların ayrıldıklarında birleştirmek için gidildiğinde ailesine ait evin yakınındaki evlerden birinin camlarını kırdığı, erkeğin annesi ameliyat olduğunda ziyaretine gitmediği tanık beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususlarda kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin kusursuz, kadının tam kusurlu olduğu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak boşanma hakkı elde edemeyeceği, asıl davanın reddin doğru ve yerinde olduğu, davanın devamı sırasında çocukların babayla yaşadığından kadın lehine müşterek çocuklar için tedbir nafakası verilmemesinin doğru olduğu, annenin çocuklara şiddet uygulaması, hakaret etmesi, sosyal inceleme raporunda velâyetin babaya verilmesinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında çocukların velâyetinin babaya verilmesi, anne ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerektiği, 4721 sayılı Kanun'ın 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan maddî ve manevî tazminat koşullarının erkek yararına oluştuğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alması gerektiği, ... kadın için tedbir nafakası verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, davalı-karşı davacı erkeğin karşı davanın reddine ve kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine, karşı davaya yönelik kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babalarına verilmesine, anneleri ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi gerektiğini, davalı-karşı davacı erkeğin barışma girişiminde bulunduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların af kapsamında kaldığını, müvekkili aleyhine tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi karşı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkek yararına tazminata hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin babasına verilmesinin çocukların üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 nci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri, 335 ve devamı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası çoktur. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir ve iştirak nafakası yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davacı-karşı davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.