Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8629 E. 2023/5680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, daha önce Yargıtay tarafından miktar yönünden bozulan maddi ve manevi tazminatın miktarının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenen tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/399 E., 2023/592 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı- karşı davacı kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının hırçın davrandığını, sürekli kavga çıkarttığını, müvekkiline ve ailesine sürekli hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, müvekkilini evden kovduğunu, evin anahtarını değiştirerek müvekkilinin eve gelmesine engel olduğunu, ortak çocukları göstermediğini, ortak evin aidat ve demirbaş ücretlerini ödemeyerek müvekkilinin maaşına haciz konulmasına neden olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmaların, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davalı-karşı davacı kadının iddialarının yalan ve iftira niteliğinde olduğunu, davalı-karşı davacı kadının sürekli huzursuzluk yarattığını, müvekkilinin evi terk etmediğini, aksine karşı tarafça eve alınmadığını, davalı-karşı davacı kadının müvekkilini darp ettiğini, bu hususun ceza dosyası ile sabit olduğunu beyan ederek karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davasının reddi gerektiğini, davacı-karşı davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkiline şiddet uyguladığını, aldattığını, hakaret ve tehdit ettiğini, hor gördüğünü, rencide ettiğini, aşağıladığını, müvekkilinin 2016 yılında ... 6. Aile Mahkemesi'ne boşanma davası açtığını, aile büyüklerinin araya girmesi ve karşı tarafın eski hatalarını tekrar etmeyeceğinin sözünü vermesi üzerine karşılıklı olarak davalarından feragat ettiklerini, feragatten sonra 2 ay süre birlikte yaşadıklarını, sonrasında müvekkilinin aldatıldığını öğrendiğini, davacı-karşı davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, rızası dışında geceleri ek iş yapmaya başladığını, gece geç saatlerde eve alkollü geldiğini, küfür edip evden kovduğunu, ... isimli kadın ile birliktelik yaşadığını, bunu saklama gereği dahi duymadığını, bu kadın ile başka şehirlere tatile gittiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca, olmadığı takdirde 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 80.000,00 TL maddî tazminat ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2020 tarihli ve 2019/535 Esas ve 2020/488 Karar sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı erkeğin 2019 yılı Ağustos ayının muhtelif günlerinde ... isimli kadın ile farklı otel ve pansiyonlarda, aynı odada konaklamak sureti ile zina yaptığı, zinaya ilişkin karşı davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, ayrı yaşadığı süre içerisinde çocukları ile ilgilenmediği, birlik görevlerini ihmal ettiği, bu sebeple ortak hanenin elektrik, doğalgaz ve sularının kesildiği, davalı-karşı davacı kadının ise eşinin babasına, "senin bu şerefsiz oğlunun bana yaptığından haberiniz var mı?" dediği ve eşine küfrettiği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası, kadının karşı davasının ise 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin uzman raporu, çocukların halen anne yanında yaşıyor olmaları ve üstün menfaatleri gereği anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında yatılı kişisel ilişki tesesine ortak çocuklar yararına aylık 350,00'şer TL tedbir, 400,00'er TL iştirak nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, bu olaylar yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ve 2021/103 Esas, 2022/1888 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı,

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 09.02.2023 tarih, 2022/9845 Esas ve 2023/522 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, bu bağlamda kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı dışındaki hususlar kesinleşmiş olmakla, Mahkemece bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği, tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.