"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/980 E., 2023/1104 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/99 E., 2022/303 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina hukuki nedenine dayalı açılan boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde, vekili ise cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı ile 2006 yılından beri evli olduğunu, üç tane çocuklarının olduğunu, davalı kadının yine hamile olduğunu fakat üç çocuğun olduğunu aldırmak istediğini söylediğini, davalı kadının ailesinin de ısrarlarıyla çocuğun aldırılmasına rıza gösterdiğini, fakat çocuğun alımından sonra kadının, hal ve davranışlarının değiştiğini, eşlik vazifelerini yerine getirmemeye başladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kendisini toplum içinde küçük düşürdüğünü, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, yalan söylediğini, hastaneye diye evden çıkarak başka birine kaçtığını, giderken ortak konutta bulunan ziynet ve birikimleri de aldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, çocuklardan her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına erkek yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına nafakalara TUİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış yapılmasına 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, evlilik birliği içerisinde erkeğin yaşattığı mağduriyetler olduğunu beyan ederek; boşanma davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zina hukuki nedenine dayalı davada zinanın ispatlanamadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının davacı erkeğe hakaret ettiği, sık sık evi terk ettiği ve başka bir erkekle kaçtığı, taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak üç nolu celsenin bir nolu ara kararıyla davacı vekilinin kalan tanıklarının dinlenmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verildiği, iki nolu celsenin on nolu ara kararıyla davalı vekilinin süresinden sonra 28.07.2020 tarihinde sunduğu dilekçenin beyan dilekçesi olarak kabul edildiği ve cevap dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığından tanık bildirmek için davalı vekilinin ek süre talebinin reddedildiği, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ile talep sonucunu değiştirdiği, tüm dosya kapsamı ile görgüye dayalı tanık beyanları hükme esas alınarak davacı erkeğin kusursuz, davalı kadının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı tarafların sosyo- ekonomik durumları dikkate alındığında erkek hakkında tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile; zina hukuki nedenine dayalı davanın reddine, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, velâyetleri babalarına verilen çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, erkek yararına 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, davacı erkek eşin, kendisi ve çocuklar için talep ettiği nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; zinaya dayalı boşanma davasının ve iştirak ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin zinaya yönelen boşanma talebi ispatlanamadığından reddedilmiş ise de davacı tanığı Ülkü B.'nin beyanından davalının 2020 yılında tanık Ülkü'nün eski eşi ile kaçtığı, bu sebeple eşinden boşandığı ve davalı kadının, eski eşiyle kaçmadan önce evinde gebelik testi yaptığı, hamile kaldığını, kimden olduğu konusunda emin olamadığını, bu sebeple bebeği aldırmak istiyorum diye söylediği akabinde Ankara Şehir Hastanesi nde 11.10.2019 tarihinde kürtaj yaptırdığı, gerçekleşen bu durum karşısında zina nın ispatlandığının anlaşıldığı, erkeğin davasının terditli olarak açıldığı ve zinanın ispatlanması karşısında zina sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesi gerekirken evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesinin doğru olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davacı erkeğin devlet memuru olup, düzenli ve sürekli geliri bulunduğu ve boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği, davalı kadının ise ev hanımı olup, herhangi bir geliri ve mal varlığı bulunmadığı bu haliyle yoksul olduğu anlaşılan kadın aleyhine iştirak nafakası ödemesi şartlarının oluşmadığıve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun zina hukuki nedenine dayalı boşanmaya karar verilmesi yönünden kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bendi kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına ve sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen nafakalar ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek yararına yoksulluk nafakasına, çocukları için iştirak hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı, yoksulluk ve iştirak nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, erkek lehine hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 ncı ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.