"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1599 E., 2023/2242 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/704 E., 2022/843 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin yaptığı ticari faaliyetler ile ilgili eşine bilgi vermediğini, gelir ve giderleri ile ilgili hiçbir bilgi sahibi olmadığını, son dönemlerde ekonomik olarak iyi durumda olmasına rağmen hiçbir taşınır ve taşınmaz mal almadığını, borçlu olduğunu söyleyerek mallarını arkadaşları üzerine aktardığını, eşine birçok bankadan kredi çektirdiğini, ayrıca eşinin kredi kartlarını da kullandığını, buna karşın ne kredi taksitlerini ne de kredi kartı borçlarını ödemediğini, bu yüzden kadın hakkında icra takipleri başlatıldığını, müvekkilinin maaşına haciz konulduğunu, maaş kartına da el koyduğunu, eşine ilgi göstermemeye başladığını, zamanını arkadaşları ve çevresi ile geçirdiğini, bazı geceler eve gelmediğini, bilgi vermeden il dışı ziyaretleri yaptığını, eşini birçok kez aldattığını, kocanın ilişki yaşadığı kadınların bile müvekkiline mesaj atarak iletişime geçtiklerini, kocanın bu ilişikleri daha rahat sürdürebilmesi için ev kiraladığını, kocanın üstünde elektrik ve su faturalarının çıkması üzerine müvekkilinin bunu anladığını, dönem dönem eşine fiziki şiddet uyguladığını, eşine ev aldığı konusunda yalan söylediğini, başkasına ait evi kendisi almış gibi gezdirip eşini kandırdığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, kocanın uzun süre ... gıda isimli iş yerinde çalıştığını, şirkette müdürlük yaptığını, ekonomik sorunlar nedeniyle şirketin müvekkilinin kredi kartlarını kullandığını, şirketin bu kartların borcunu ödemediğini, hak ve maaşlarının da ödenmediğini, buna ek olarak müvekkilinin 2008 yılında trafik kazası yapıp yüksek meblağda zarara uğradığını, daha sonra başka bir iş yerinde işe girdiğini, gece geç saatlere kadar çalıştığını, bu nedenle eve geç geldiğini, davacı kadının haber vermeden çocukları alarak evi boşalttığını, evde bir kanepe ve TV bırakarak müvekkilini terk ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin eve sürekli olarak geç geldiği, eş ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği, kadına ait kartları kullanarak davacıyı borçlandırdığı ve icralık duruma getirdiği, borçların kaynağı ve miktarı konusunda davacıya bilgi vermediği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ev aldığını söyleyerek kadını kandırdığı ve bu şekilde güveni kötüye kullandığı gerekçesiyle, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına (ÜFE artışlı), kadın lehine 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf da istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, katılma yolu ile hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminatlar ile iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.