"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1206 E., 2023/1169 K.
DAVA TARİHİ : 04.04.2019-30.04.2019
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davada sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiğini, 2011 yılından beri ayrı yaşadıklarını, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiğini, alkol kullandığını, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, tehdit ettiğini, kadına ve ortak çocuklara fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat ve ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığını, dava dilekçesinde çelişkiler olduğunu ve iddia edilen vakalarla ilgili adli makamlara yansıyan bir şikayetin de olmadığını, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 24.02.2021 tarih ve 2017/1029 Esas, 2021/148 Karar sayılı kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği, birlik görevini ihmâl ettiği, sık sık alkol kullandığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların anne yanında kaldığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alındığında ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü sabah 10.00'dan pazar akşamı 17.00'a kadar, dini bayramların 2. günü sabah 10.00'dan 3. günü akşam 17.00'a kadar her yıl sömestr tatilinin 1. pazartesi günü sabah 09.00'dan aynı hafta sonu cumartesi günü akşam 17.00'a kadar ve yer yıl 1 Temmuz sabah 09.00'dan 30 Temmuz akşam 17.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen ortak çocukların eğitim ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği uygun yer ve süre içinde bir görevli yanında kişisel ilişki kurma ve 4721 sayılı Kanun'un 182 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında babaya bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocukların her biri yararına dava tarihinden karar tarihine kadar ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, hakkaniyet ilkesi dikkat alındığında yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili; tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili; her iki boşanma davası ve fer'îleri ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2022 tarih ve 2021/1306 Esas, 2022/1518 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin kısmen hatalı yapıldığı, erkeğe yüklenen ve gerçekleşen vakaların yanında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğinin de sabit olduğu ve erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın varlığının ispatlanamadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, ortak çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarının da az olduğu gerekçesiyle ... kadın vekilinin kusur belirlemesine, tazminatların, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 35.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminat, aylık 1.750,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, her ne kadar ... kadın vekili, ortak çocukların okullarında babaya tanınan bilgi edinme hakkını istinaf etmişse de ortak çocukların eğitim ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği uygun yer ve süre içinde bir görevli yanında kişisel ilişki kurma ve 4721 sayılı Kanun'un 182 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında babaya bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesinde her hangi bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek ... kadın vekilinin sair yönlere ilişkin, davalı-davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı ... kadın vekili tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden; davalı-davacı erkek vekili ise her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Daire’nin 06.04.2023 tarih ve 2022/10782 Esas, 2023/1684 Karar sayılı kararı ile kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan ... kadın vekilinin diğer itirazları ile davalı-davacı erkek vekilinin tüm itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı dışında kalan hususlarda önceki kararlar kesinleştiği, bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci madde hükmü dikkate alınarak, kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin gerçekleşen kusurlarına karşı belirlilenen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; kararın tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; zenginleşmeye neden olacak şekilde tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminatların reddedilen kısmı yönünden vekâlet üceretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın tazminat ve vekâlet ücreeti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı ile boşanmanın fer'îsi niteliğinde olan tazminatların kısmen reddi halinde karşı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine
10.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
.