Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8757 E. 2024/6518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu ve buna bağlı olarak boşanmaya, nafaka ve tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasındaki olaylar, özellikle de davalı kadının, davacı erkeğin Suriye görevinden döndüğünde eve girememesine sebep olacak şekilde kilidi değiştirmesi ve şikayetçi olması eylemlerini değerlendirerek davalı kadının tam kusurlu olduğuna ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine kanaat getirmiş, bu nedenle yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1215 E., 2023/1136 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/236 E., 2022/9 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının önceki evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığını, psikolojik baskı yaptığını, sürekli kendisini aldattığı iddiaları ile iftira attığını, ailesini hakir gördüğünü, gitmediğini, erkeğin de gitmesine karıştığını, aile sırlarını başkalarına anlattığını, büyü ve muska işi ile uğraştığını, en son 26.03.2019 tarihinde müvekkilinin görevli olduğu Suriye`den geldiğini, anahtarla kapıyı açmak istemesine rağmen açılmadığını, çilingir ile kapıyı açtığını, eve polis geldiği ve eşinin kendisinden şikayetçi olduğunu ve uzaklaştıma kararı aldığını öğrendiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı erkeğin kadına kötü davrandığını, şiddet uyguladığını, çocukları evden kovduğunu, müvekkiline anahtar vermeyerek dışarıda bıraktığını, evin elektrik, suyunu kapattırdığını, ailesinden aldığı borçları geri ödemediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının ve faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, nafakalara ÜFE-TÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 12.12.2013 tarihinde evlendikleri, taraflar arasında yaşanan olaylar nedeniyle davacı karşı davalı erkeğin Haziran/2016 ayında müşterek konuttan ayrılarak sağlık lojmanlarına taşındığı, lojmanın yıkılması/yanmasından sonra yeni bir ev kiralayarak buraya taşındığı, bir süre burada ikamet etmeye devam ettiği, Kasım/2017 ayında davalı karşı davacı ile barışmaları üzerine müşterek konuta geri döndüğü, davacı karşı davalının Aralık/2017-Ocak/2018 tarihinde 20 gün süre ile Suriye'ye görevlendirmeyle gittiği, Şubat ve Mart ayarlarında izinli olarak geldiğinde müşterek hanede kaldığı, Nisan/2018 ayında yeniden 20 gün süre ile Suriye'ye görevlendirmeyle gittiği, geri döndüğünde müşterek haneye gelip burada kaldığı, tarafların birlikte yaşama devam ettikleri, davacı karşı davalının Temmuz/2018 ayında 3 ay süre ile yeniden Suriye'ye gittiği ancak görevlendirme süresinin uzaması nedeniyle 26.03.2019 tarihinde Türkiye'ye döndüğü, müşterek haneye geri döndüğünde kapı kilidinin değişmiş olması nedeniyle müşterek haneye giremediği, 26.03.2019 tarihli olay nedeniyle tarafların Bahçelievler İzzet Baysal Polis Merkezi Amirliği'nde alınan beyanlarında davacı erkeğin özetle ''eve geldiğinde anahtarının kapıyı açmadığını, kapı kilidinin değişmiş olduğunu, davalı eşinin bu konuda bilgi vermediğini, çilingir yardımıyla açtırıp kilidi değiştirttiğini, mağdur ettiği için anahtarı vermeyeceğini, ''davalı kadının özetle'' kapının zorlandığını öğrendiğini, arayan polisin eşiniz oluyormuş dediğini ve kendisinin eşinden şikayetçi olduğunu söylediğini, sonradan kilidi değiştirdiğini ve anahatarı vermeyeceğini tutanaktan öğrendiğini, Bolu'ya geleceğini söylemediğini, kilidi değiştirerek kendisini mağdur ettiğinden şikayetçi olduğunu ''beyan ettikleri, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde tarafların 26.03.2019 tarihine kadar evlilik birliğinin devamı niteliğinde birlikte yaşamı sürdürdükleri, bu kapsamda önceki olayların af kapsamında kaldığı, en azından hoşgörü ile karşılandığı kanaatiyle kusur belirlemesinde dikkate alınmadığı, kusur yönünden inceleme 26.03.2019 tarihinden dava tarihi olan 28.03.2019 tarihine kadar olan sürecin değerlendirildiğini, bu itibarla taraflar arasında yaşanan son olayın 26.03.2019 tarihinde gerçekleştiği, davacı karşı davalının görevlendirme dolayısıyla gittiği Suriye'den döndüğü, akabinde müşterek haneye gittiği, kapı kilidinin değişmiş olması nedeniyle müşterek haneye giremediği hususunda ihtilafın olmadığı, ihtilaflı kısmın davalının müşterek haneye kilidini değiştirmesinin ortak karar ile olup olmadığında toplandığı, davalı taraf söz konusu durumun ortak karar ile olduğuna yönelik iddia ve savunmada bulunmuşsa da bu yönde herhangi bir delil ve tanık anlatımı bulunmadığından ispat edemediği, olay sonrası davalı tarafın eve giren kişinin eşi olduğunu öğrenmesine rağmen şikayetini sürdürdüğü, kabule göre davalının müşterek hane kilidini davacıya haber vermeden değiştirdiği, müşterek konuta girmesine engel olduğu, eşi olduğunu öğrenmesine rağmen şikayetini sürdürerek kusurlu eylemde bulunduğu, her ne kadar akabinde davacı kilidi değiştirmiş olsa da kapının çilingir vasıtasıyla açtırılmasının doğal sonucu olduğu, yine kolluk ifadesinde yeni anahtarı davalıya vermeyeceğini belirtmişse de davacının Bolu' ya geliş süreci, eve gelmesinin ardından yaşanan süreç birlikte değerlendirildiğinde tepki boyutunda kaldığı, abonelikleri kapattırdığına dair usulünce sunulmuş delil olmadığı gibi tanık anlatımı da bulunmadığı, davalının davacının kendisinin eve girmesine engel olduğuna, abonelikleri kapattırdığına, sonrasında kendisinin abonelikleri açtırdığına dair iddialarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı kanaatiyle davalı karşı davacının tam kusurlu, davacı karşı davalının kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, karşı davanın ferileri ile birlikte reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili; her iki dava ve fer'î talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, kadın eşin tam kusurlu olduğu, barışma sonrası erkeğe yüklenecek bir kusurun ispat edilemediği, bu sebeple asıl davanın kabulünün, karşı davanın reddi kararının ve tam kusurlu olan kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin koşulları oluşmadığı gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili; her iki dava ve fer'î talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile kadının davasının reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.