Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8764 E. 2024/3825 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ziynet alacağı davasında, davalı tarafından altınların davacıya iade edilmemesi nedeniyle açılan davanın ispat yükü ve davanın kabulünün isabetli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, dosyadaki deliller ve tanık beyanları ışığında ziynetlerin davalı tarafından alındığının ve iade edilmediğinin ispatlandığı, davalının fiili hakimiyetinin bulunduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin ziynetlerin iadesine veya bedelinin ödenmesine ilişkin kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/161 E., 2022/1104 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/78 E., 2021/432 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karann davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflann Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davalarının halen devam ettiğini, evlilik tarihinden sonra davalının anne ve babasının düğünden sonra müvekkiline takılan altınları aldıklarını ve davalının kendi kişisel ihtiyaçları için kullandığını, müvekkilinden alınan altınların büyük çoğunluğunun müvekkilinin kuyumcu olan kardeşinde bozdurulduğunu, müvekkiline düğünde takılan 83 gr 22 ayar altın set, 6 adet 22 ayar 30 gr burma bilezik, 16 adet 22 ayar 25 gr burma bilezik, 3 adet yarım altın, 6 adet çeyrek altın, 3 adet 22 ayar 5 gr yüzükten ibaret ziynetlerin davalı erkeğin tasarrufunda kaldığını ileri sürerek ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde ziynet bedeli olan 197.800,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın tarafından düğüne takılan altınların bir kısmının davalı erkeğe ve onun kardeşine iş kurması için borç olarak verildiği, bir kısmının ise davacı kadının kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından borç olarak alındığı fakat davacı kadına geri ödenmediği, dava dilekçesi ile talep edilen yarım ve çeyrek altınlann düğüne katılanlar tarafından ortaya atılmış olduğu ve bu haliyle gelin ya da damattan herhangi birine takılmadığı, ortaya atılmış olan altınların güncel Yargıtay kararlarına göre yarı yarıya paylaşılması gerektiği, bu altınlar ile birlikte bilirkişi raporunda kadına özgü olarak tanımlanan ve dosya kapsamında toplanan deliller ile varlığı belirlenen, taleple bağlılık ilkesi gereği talep edilen 22 adet (Her biri 20,00 gr) (118.800,00 TL), 1 adet 60 gram ağırlığında set takımı (16.200,00 TL), 2 adet yüzük (3,00 gr) (1.620,00 TL), 1,5 adet yarım altın (1.444,50 TL), 3,5 adet çeyrek altından (1.685,25 TL) ibaret ziynet eşyasının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde ziynetlerin bedeli olan toplam 139.749,75 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen karanna karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; bu dosyada cevap dilekçesi sunamadıklannı, boşanma dava dosyasının dosya arasına alınması ve oradaki tanık beyanlarının dikkate alınması talebinin reddedildiğini, ziynetlerin bir kısmının müvekkilin anne babası tarafından alındığı iddia edildiğine göre, husumetin de onlara yöneltilmesi gerektiğini, bir kısmının ise davacının kardeşi tarafından alındığı iddiasının tanık olarak dinlenen kardeşinin beyanıyla çürütüldüğünü, davacı tanık beyanlarının düğün zamanında çocuk yaşta olduğunu ve beyanlarına itibar edilemeyeceğini belirterek belirterek davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı ve tanık beyanlarından; düğünde takılan altınların bir kısmının davalı erkeğe ve onun kardeşine iş kurması için borç olarak verildiği, bir kısmının ise davacı kadının kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından borç olarak alındığı altınların büyük çoğunluğunun davacı kadının kuyumcu olan kardeşinin dükkanında bozdurulduğu, fakat davacı kadına dönmediğinin ispat edildiği, davanın eşe karşı açılmış olması nedeniyle davaya Aile Mahkemesi olarak bakılmasında isabetsizlik bulunmadığı, ziynet eşyalarının bir kısmının davalının annesi, babası ve kardeşinde olduğu belirtilse de ziynet eşyalarının davalının fiili hakimiyeti altında olduğunun kabulü gerekeceği, ilk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen karanna karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve esasa aykırı olduğunu, ispatlanmayan davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadının ziynet alacağının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 2 nci, 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.