Logo

2. Hukuk Dairesi2023/883 E. 2023/3931 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur belirlemesinin ve boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun bulunan, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin devamına imkan bulunmadığı gerekçesiyle boşanmaya ve fer'ilerine hükmeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1436 E., 2022/1554 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/382 E., 2021/343 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin evliliğin başından itibaren kendisine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini, ilgi göstermediğini, eve katkı sağlamadığını, çocukları ile birlikte hayatını idame ettirmeye çalışan müvekkilinin evin ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davalı erkeğin müvekkiline karşı psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli müvekkilini küçük ve hor gördüğünü, ailesinin yanında kilosu, yemek ve temizlik yapması yönlerinden rencide ettiğini, çocuklarına karşı kaba davrandığını ve hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, tarafların evlilik birliği süresi içerisinde uzun yıllar ayrı yaşadıklarını, davalı erkek tarafından cevap dilekçesindeki iddiaların dayanaksız ve gerçek dışı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine ve aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddÎ ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, evlilikleri boyunca davacı eşi ile karşılıklı sevgi ve saygıda kusur etmediklerini, eşinin bir kısım akrabası ve arkadaşının etkisi ile bu davayı açtığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, davacı kadına yönelik ''kilolu, pis, beceriksiz, temizlik yapmıyor, yemek yapmıyor '' şeklinde başkalarının yanında da aşağıladığı, hakaret ve ithamlarda bulunduğu, davacı kadının işini ve maaşını küçümseyici söylemlerde bulunduğu, evin geçimine yeterince katkıda bulunmadığı, ortak çocuklar ve davacı kadın ile birlikte yaşamaktan kaçınarak başka şehirlerde yaşadığı, ortak çocuklara kötü davrandığı, başka bayanlarla görüşerek ya da uygun olmayan internet sitelerine girerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, taraflar arasında evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün olmadığı, yaşanan olaylarda davalı erkeğinn tam kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenen ve ispatlanan bir kusurun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadının koşulları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı kadın lehine 20.000,00 TL maddÎ ve 20.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir .

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek, işi nedeniyle farklı şehirlerde çalıştığını, evden uzakta olsa da çocuklarının ve eşinin her türlü ihtiyacını giderdiğini, eşinin çevresinin etkisi ile dava açtığını, davanın ispat edilemediğini, haksız ve hukuka aykırı delillere dayanılarak verilen kararın hatalı olduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya ilişkin vakıalar ile kusur belirlemesinin doğru olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, buna göre davanın kabulünün yerinde olduğu, ortak çocuğun yaşı, anne bakım ve şevkatine muhtaç olması, çocuğun anne yanında olması, annenin velâyet görevini ihmal ettiğine dair herhangi bir iddianın olmaması göz önüne alındığında, çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin uygun olduğu, boşanmakla mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan davacı kadın lehine, maddÎ ve manevî tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen maddÎ ve manevî tazminat miktarlarının ve ortak çocuğun eğitimi, yaşı ihtiyaçları göz önüne alındığında çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek, işi nedeniyle farklı şehirlerde çalıştığını, evden uzakta olsa da çocuklarının ve eşinin her türlü ihtiyacını giderdiğini, eşinin çevresinin etkisi ile dava açtığını, tanık beyanlarından başka delil olmadığını, tanıkların ise gerçeği söylemediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.