"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1196 E., 2023/1285 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/281 E., 2020/643 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, erkek yararına aylık 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadının telefonuna casus yazılı programı yükleyerek özel hayatın gizliliğinin ihlali suçu işlediğini erkeğin iddialarını kabul etmediğini, erkeğin aşırı alkol aldığı ve kadına fiziksel şiddet uyguladığı, aşağılayıcı, sınırlayıcı ve aşırı kıskanç tavırlar gösterdiği, erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına kadın 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; kadının eşi tarafından aşırı şekilde kıskanıldığı, bu yüzden kadına sürekli gittiği yerlerde ne yaptığını sorduğu ve kadının telefonunundaki konuşmaların eşi tarafından kaydedildiği, kadın ile eşinin bir tartışmasında erkeğin koltuklara zarar verdiği, kadına eşinin yaptığı psikolojik baskıya tanıkların şahit olduğu ancak tanıkların bilgi ve görgüsüne göre davacıya isnad edilen sürekli aşağılama, 2,5 aylık iken eşin çalışmak zorunda bırakılması, 2. çocuğun istenmemesi, fiziksel şiddet, hakaret, hobilerin engellenmesi iddialarının ispatlanamadığının anlaşıldığı, celbedilen operatör kayıtlarına göre Türkiye İş Bankası adına kayıtlı kadının kullandığı hat ile U.P.'nin kullandığı beyan edilen hat arasında 2014-2018 yılları arasında farklı saat ve sürelerde birden çok konuşma olduğu, konuşma aralıkları ve saat ve süresi itibariyle çalışma hayatının gerektirdiği olağan durum olarak kabul edilmeyecek durumda değerlendirilen bu durumun kadına yönelik erkek tarafından iddia edilen sadakat ve güven yükümlülüğüne aykırı davranış iddiasının ispatlandığı gerçekleşen olaylar nedeniyle taraflar arasında oluşan şiddetli geçimsizlik altında evlilik birliğini devam ettirmenin mümkün olmadığı, tarafların birbirlerine karşı gerçekleştirdiği ve ispatlandığı anlaşılan eylemlerinden ötürü her iki taraf eşit kusurlu kabul edildiği, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi nedeniyle kadının ve erkeği maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, müşterek çocuk 2002 doğumlu ...'nin karar tarihi itibariyle reşit olduğu anlaşıldığından velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, yine müşterek çocuk yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL taktir olunan tedbir nafakasının 29.07.2020 tarihinde çocuğun reşit olmasıyla ortadan kalktığı anlaşıldığından karar tarihi itibariyle tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk 2002 doğumlu ...'nin reşit olduğu anlaşıldığından velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk 2002 doğumlu ... yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL taktir olunan tedbir nafakasının 29.07.2020 tarihinde çocuğun reşit olmasıyla ortadan kalktığı anlaşıldığından tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin koşullar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur durumunun, kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının kabulünün, erkek tarafından talep edilen maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin belirlenen kusur durumu belirlemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin, kadının boşanma davasının kabulü ve erkek lehine talep edilen maddî ve manevî tazminatın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün, kadın ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.