Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8937 E. 2024/6841 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren davranışlarının, davacı kadının davranışlarından daha ağır kusurlu olduğunun tespit edilmesi ve takdir edilen nafaka ve tazminat miktarlarının da uygun olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1285 E., 2023/2376 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarayköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/278 E., 2021/434 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, erkeğin küfür ve hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, asabi ve kavgacı olduğunu eş ve çocuklara ilgisiz olduğunu, kayın validesine kredi çektirdiğini ve bunu ödmediğini belirterek tarafların boşanmalarına, çocuklar lehine aylık 500,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının annesinin erkeği hiçbir zaman sevmediğini, ortak konutta kendi kalmak istediğini, davalıyı istemediğini belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıya ve çocuklarına şiddet uygulaması, davacıya hakaret etmesi, davacıyı tehdit etmesi eylemleri; davacının yakınlarının sürekli olarak evde kalmalarına rıza göstermesi ve davalıya hakaret etmesi eylemlerine karşı daha ağır kusurlu olarak kabul edildiği,

gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 21.650,00 TL manevî, 25.220,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; kusur tespiti ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili; davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya sunulan fotoğraflar ile tanık beyanlarından davalı erkeğin başka kadınlarla duygusal ilişki yaşamak suretiyle evlilikteki sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gibi maddî yükümlülüklerini yeterince yerine getirmemek suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği de sabit olduğu, tüm dosya kapsamına göre; eşine ve çocuğuna fiziksel şiddet uygulayan, eşini tehdit edip hakarete dair sözler sarf eden, başka kadınlarla duygusal ilişki kurmak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal eden ve evlilikteki maddî yükümlülüklerini yeterince yerine getirmeyerek birlik görevlerini ihmal eden davalı erkek ile annesi ve kardeşinin sürekli olarak ortak konutta kalmalarına rıza gösteren ve eşine hakaret içeren sözler sarf eden davacı kadının eylemleri neticesinde evlilik birliği temelinden sarsıldığı buna göre davalı erkek, davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran, takdir edilen iştirak nafakası, yoksulluk nafakası vile maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, çocuklar için aylık 500,00'er TL iştirak nafakası, kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, davacının sair istinaf itirazlarının, davalının tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; boşanma, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların

usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.