Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8946 E. 2024/6843 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygunluk gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1046 E., 2023/1176 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/783 E., 2022/266 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı vekili kadın dava dilekçesinde özetle, erkeğin ailesi tarafından çalışmasına izni verilmediğini, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, boşanma davası açıldığını, psikolojik destek almayı kabul etmesi üzerine boşanma davasının geri çekilerek aile konutuna döndüğünü, ancak tekrar aynı olayların yaşandığını, fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü, tekrar baba evine döndüğünü, bağırdığı tehdit ettiğini, kadının eniştesi ve annesini bıçakladığını, eniştesinin hayatını kaybettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakalarının her yıl ÜFE oranında arttırılmasını, 10.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminata yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.01.2022 tarihli dilekçe ile davacı-davalı vekili maddî tazminat miktarını 200.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.

2.Davacı-davalı vekili 12.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini, müvekkilinin davalı ve ailesinin baskısı sonucu çalıştığı işinden ayrılmak zorunda kaldığı gözetilerek maddi zararın çok daha büyük olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde 10.000,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminat taleplerini 190.000,00 TL artırarak 200.000,00 TL'ye ıslah ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle, kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının çocuğa sürekli bağırdığını, kızıyla tehdit ettiğini, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ailesinin yönlendirmesiyle hareket ettiğini, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı Ankara 9.Aile Mahkemesi'nin 2019/499 Esas, 2019/808 Karar sayılı dosyasıyla açtıkları boşanma davalarından 10.10.2019 tarihinde feragat ettikleri ve barışarak bir arada yaşamaya başladıkları 30.06.2020 tarihinde taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenerek Ankara 9.Aile Mahkemesi'nin 2020/331 Esas sayılı dosya ile erkeğin boşanma davası açtığı söz konusu davanın yasal koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği, ancak tarafların davalı- davacı erkeğin kıskançlıklarının devam etmesi nedeniyle ayrı yaşamaya başladıkları, davalı- davacı erkeğin ortak çocuğu görmeye geldiğinde eşinin eniştesini ve eşinin annesini bıçakladığı, eşinin eniştesinin olay yerinde öldüğü, eşinin annesinin de yaralandığı anlaşılmakla boşanmaya neden olan olaylarda davalı- davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında şu aşamada kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuk lehine aylık 700,00 TL tedbir 800,00 TL iştirak, davacı-davalı kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; tazminatların ve iştirak ile yoksulluk nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili;asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları az olduğu ayrıca davacı-davalı kadının cevaba cevap dilekçesinde, iştirak ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden ÜFE arttırımı talebinde de bulunduğu değerlendirilmeksizin, bu hususta karar verilmemesi yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı-davalı kadının lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden yıllık arttırım hükmü kurulmamasına ilişkin istinaf isteminin kabulüne, davacı-davalı kadının sair hususlardaki, davalı-davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin esastan reddine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına davacı-davalı kadın lehine yasal faiziyle birlikte 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, hükme bağlanan yoksulluk ve iştirak nafakalarının, kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili; derdestlik nedeniyle usulden redde karar verilmesi gerektiği, kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığını belirterek, kusur belirlemesi, kişisel ilişki kurulmaması, tazminatlar, nafakalar, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile erkeğin boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, çocukla baba arasında kişisel ilişkinin kurulmamasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.