Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8965 E. 2023/6350 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çocuğun babaya icra yoluyla teslim edilmesi nedeniyle konusuz kalan çocukla kişisel ilişki kurulması davasında, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı anneye yükletilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte babanın çocukla kişisel ilişki kurma talebinde haklı olduğu, annenin çocuğu babaya göstermediği ve sonrasında çocuğun babaya icra yoluyla teslim edildiği gerekçeleriyle, ilk derece mahkemesinin yargılama gideri ve vekâlet ücretini anneye yükleme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1887 E., 2023/2307 K.

... : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...,...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/634 E., 2023/292 K.

Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki kurulması, karşı dava olarak açılan geçici velâyet ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi ile kadının karşı davadaki nafaka talebinin tefrikine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 24.11.2016 tarihinde evlendiklerini, 30.06.2018 doğumlu ortak çocuklarının bulunduğunu, kadının 27.12.2020 tarihinde Almanya'dan Türkiye'ye dönmesi nedeniyle ayrı yaşamaya başladıklarını, kadının çocuğu Türkiye'ye erkeğin haberi olmadan kaçırdığını, erkeğin Ağustos ayı başında Almanya'dan gelerek çocuğu görmek istediğini, kadının önce birkaç kez ve her seferinde bir-iki saat olacak şekilde çocuğu gösterdiğini, daha sonra kaçırma davasından vazgeçmesi, kendisine Denizli'den ev alması gibi çeşitli istekleri bahane ederek çocuğu erkeğe göstermediğini, çocuğun gelişim bozukluğuna bağlı rahatsızlıkları bulunduğunu, kadının kaçırması nedeniyle ortak çocuğun Almanya'daki tedavi imkanlarından yararlanamadığını, en son olayda ise kadının çocuğu göstermek için erkeği eve çağırdığını ancak kapıyı açmayarak polise şiddet uyguladığı yönünde şikayette bulunduğunu, erkeğin Ağustos ayı başından beri sırf çocuğu görebilmek için Denizli'de yaşadığını, Ekim ayı sonunda izni biteceğinden Almanya'daki işine geri dönmesi gerektiğini, dava nedeniyle çocuğun pasaportuna el konulduğunu, bu nedenle yurt dışına çıkmasının mümkün olmadığını, kadının bu tutumu nedeniyle çocuğun tedavisinin de geciktiğini belirterek çocuk ile baba kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; Türkiye'de ortak çocuğa otizm tanısı konulduğunu ve bir an önce tedaviye başlanırsa iyi sonuç alınacağının belirtildiğini, Almanya'da ise 5 yaşından önce otizmin anlaşılmasının mümkün olmaması nedeniyle 5 yaşa kadar bir tedavi önerilmediğini, taraflar arasında bu konuda fikir ayrılığı doğduğunu, kadın çocuğun tedavisinin geç kalmaması için Türkiye'ye geldiğini, erkeğin Türkiye'de çocuk ile görüşmesine engel olmadığını ancak ısrarı üzerine uzaklaştırma kararı aldığını, erkeğin amacının çocuğu anneden uzaklaştırmak olduğunu, bu nedenle erkeğin kişisel ilişki talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek öncelikle erkeğin kişisel ilişki talebinin reddine, karşı davanın kabulü ile ortak çocuğun geçici velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 08.09.2022 tarihli celsede erkek vekili tarafından ortak çocuğun icra yoluyla erkeğe teslim edildiğinin belirtildiği, bu nedenle açılan davanın konusuz kaldığının beyan edildiği, Denizli 4. İcra Dairesi'nin 2022/2992 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde ortak çocuğun 25.05.2022 tarihinde babaya icra kanalıyla teslim edildiğinin anlaşıldığı, erkeğin açmış olduğu dava yönünden davanın konusuz kaldığı ve karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği, karşı davadaki tedbir nafakasına ilişkin talebin dosyadan tefrik edildiği, velâyet talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl dava yönünden ortak çocuğun icra kanalıyla babaya teslim edildiği anlaşıldığından konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise velâyet talebi yönünden reddine, her iki dava yönünden erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderinin kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin Türkiye'de bulunduğu zaman diliminde her talep ettiğinde ortak çocuk ile görüşme imkanı bulduğundan eldeki davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığını, konusuz kalan davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu nazara alınarak yargılama gideri ve vekâlet ücretinin erkek tarafına yükletilmesi gerektiğini, erkeğin Türkiye'de çocukla istediği zaman görüştüğüne dair tanık beyanlarının bulunduğunu, karşı davada geçici velâyet yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek karşı davanın reddi, asıl davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kişisel ilişkiye ilişkin itirazları yönünden yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı kadın vekilinin kişisel ilişkiye yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının velâyet talepli karşı davaya ilişkin istinaf isteğinin bu dosyadan tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin Türkiye'de bulunduğu zaman diliminde her talep ettiğinde ortak çocuk ile görüşme imkanı bulduğundan eldeki davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığını, konusuz kalan davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu nazara alınarak yargılama gideri ve vekâlet ücretinin erkek tarafına yükletilmesi gerektiğini, erkeğin Türkiye'de çocukla istediği zaman görüştüğüne dair tanık beyanlarının bulunduğunu belirterek asıl davada aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin kişisel ilişki talepli davasında davanın açılış tarihindeki tarafların haklılık durumu, kadın aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti konusunda hata olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331inci ve 332 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 323 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...