"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/329 E., 2023/1768 K.
... : ... (ölüm tarihi: ...
MİRASÇILARI : 1....
2....
3.... vekilleri Avukat ... vd.
DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Avukat ... vd.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2001/206 E., 2020/283 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evliliğin ölüm ile sona ermesi nedeniyle konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davası hakkında davacı erkeğin vefat etmesi nedeniyle tedbir nafakası talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların arasında evlendikleri günden itibaren huzursuzluk ve geçimsizlik olduğunu, müvekkilinin daha önce de boşanma davası açtığını ancak kadının evlilik birliğini devam ettirme yönündeki kararlılığı nedeniyle barıştıklarını, tekrar bir araya geldiklerinde kadının, küçük çocuklarına şiddet uyguladığını, ağza alınmayacak sözler söylediğini, evlilik birliğinin kadının hatalı ve kusurlu tutumları nedeni ile dayanılmaz hal aldığını, jilet ile müvekkilinin bacağını kestiğini, müvekkilinden habersiz olarak borç yaptığını iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini (sair haklarının saklı tutulmasını) talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçelerinde özetle; ... erkeğin önceden de boşanma davası açtığını ve barışıp tekrar bir araya geldiklerini, bir araya geldikten sonra Almanya'ya gittiklerini, annesinin baskısı ile müvekkiline kötü muamelede bulunmaya dövmeye devam ettiğini, bir seferinde doktora gitmek zorunda kaldığını ve bunun sonucunda Alman yasalarına göre doktorun davacı hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve Alman Mahkemelerinde aleyhinde dava açıldığını, aynı olay sebebiyle yine doktorun talebi ile ...'nın Almanya'da Rtowoil şehrinde bulunan akıl ve sinir hastalıkları hastanesine yatırıldığını en son erkek eşin müvekkilinin Türkiye' ye getirdiğini, Edremit'ten İvrindi otobüslerine bindirerek İvrindi'ye gönderdiğini ve bir daha kendisini aramadığını, müvekkilini ve kızını aramadığını, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini aksi halde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk için aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 3.000.000,00 TL maddî, 3.000.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile kadının evli olduklarını, bu evlilikten bir kız çocuklarının bulunduğunu, erkek eşin Almanya'da çalıştığını, müvekkilini ve küçük çocuğunu 3-4 yıl önce getirip Türkiye' de bıraktığını, kendisinin Almanya'ya döndüğünü, erkek eşin müvekkilini ve küçük çocuğunu Türkiye'ye bıraktıktan sonra kendileri ile hiç ilgilenmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, boşanma davası ile birlikte bağlanan 150,00 TL aylık tedbir nafakasını ödemediğini, boşanma davasında bağlanan tedbir nafakasının hem müvekkili hem de ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkek eşin Almanya'da çocuk parası aldığını iddia ederek müvekkili için aylık 250,00 TL, ortak çocuk için aylık 150,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkek eşin daha önce de boşanma davası açtığı, davanın takip edilmemesi nedeniyle 06.10.1999 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı erkek eşin daha sonra eldeki davayı açtığı ve kadının önceki tutum ve davranışlarına devam ettiği, davacı erkek eş ...'ün 10.10.2019 tarihinde vefat ettiği, davacı erkek eşin önceki eşinden olan çocuklarının davaya devam ettiği, davacı erkek eşin vefat etmeden önce delillerini bildirdiği, sunulan belgelerin ilk boşanma davası açılıp, tarafların barışıp bir araya gelmeleri ve davanın takipsiz bırakılarak açılmamış sayılmasına karar verilmesinden önceki döneme ait olduğu, dinlenilen tanık beyanlarının, ilk boşanma davası açıldıktan sonra tarafların barışıp birlikte yaşadıkları dönem öncesinde mi sonrasında mı olduğuna ilişkin somut ve yeterli beyanının bulunmadığı, kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun bulunduğunun ispat edilemediği ayrıca eldeki boşanma davası açıldıktan sonra tarafların barışıp, bir araya gelerek bir süre birlikte yaşadıkları, karşılıklı olarak iddia ettikleri kusurlu eylemlerini affetmiş sayılacakları, erkek eşin vefat etmesi nedeniyle evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği gerekçesi ile; konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kadının ayrı yaşamakta haklılık sebebine dayanan bağımsız tedbir nafakasına yönelik talebinin ise, boşanma davasının erkek eş tarafından açıldığı ve kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispat edilemediği, aleyhine boşanma davası açılan ve kusuru bulunmayan ve ayrı yaşamakta haklı olan kadının kendisi ve ortak çocuk için nafaka talep edilebileceği ancak erkeğin yargılama sırasında vefat etmesi nedeniyle kadının nafaka talepleri yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek mirasçıları vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
... erkek mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının, tedbir nafakası elde etmek için asılsız iddialarla yargılamayı uzattığını, kadın eşin kusurlu olduğunu, eksik inceleme ile kusursuz olduğuna karar verildiğini beyan ederek, kadının evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kusurlu olduğunu beyan ederek: kadının, kusurlu olduğunun tespiti ile yasal mirasçı olmadığına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı deliller ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kadının kusurlu olmadığının tespitine şeklinde verilen karar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada, erkeğin yargılamanın devamı sırasında ölümü üzerine mirasçıların kusur tespiti yönünden devam ettikleri kusur tespiti davasında sağ kalan eşin boşanmaya sebep olacak derecede kusurlu bir davranışının ispat edilip edilmediği, kusurlu olmadığının tespitinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek mirasçıları vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...