"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1261 E., 2023/1235 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/783 E., 2022/206 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin aile birliğinin kendisine yüklediği görevlerin yerine getirmediğini, doğalgazı, elektriği açma, sifonu çekme şeklindeki kısıtlamalarda bulunduğunu, küçük düşürücü sözler söylediğini, kendisinin manen üzüldüğünü ve buna ilişkin olarak karaciğer kanserine yakalandığını, bu hastalığı ile ilgili Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, erkek ile evlenmeden önce hiçbir rahatsızlığının bulunmadığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, evin maddî yükünün müvekkilinde olduğunu, bu hususlarda hiçbir kısıtlama yapmadığını, davalı-karşı davacı müvekkilinin ilk evliliğinden olma çocuklarının da sık sık eve erzaklar gönderdiğini ve maddî olarak yardım ettiklerini, kadının evlenmeden önce de karaciğerinden rahatsız olduğunu, hatta müvekkilinin tedavisi için kadın ile sık sık Sakarya'ya gittiğini, kadının kızıyla ve çevresindeki herkesle sorun yaşayan bir kişiliği olduğunu, erkeğin evi terk etmediğini, kadının erkeği evden kovduğunu, kadının kafasına estiği zaman yok yere küslükler çıkardığını, erkeğin çocuklarının telefonunu engellediğini, erkeği evden kovduktan sonra kendisiyle hiçbir şekilde iletişim kurmadığını, ortak hayatı engelleyenin kadın olduğunu, zaten çiftin asıl yerleşim yerinin İnegöl olduğunu, aile konutunun da İnegöl olduğunu, fakat kadının tedavisi ve mutluluğu için erkeğin Sakarya'da geçici bir süreliğine ayrı bir ev açtığını, 10-15 gün arayla İnegöl'e gidip gelme kararı aldıklarını ancak kadının erkekten habersiz ikametgahını Sakarya'ya taşıdığını, ikametini değiştirdiğini davadan sonra öğrendiğini, erkeğin evliliğin bitmesine neden olacak bir kusuru bulunmadığını, kadının erkeğin çocuklarına karşı mesafeli davrandığını, onların eve gelip gitmelerini istemediğini, hatta müvekkilinin böbreklerinden ameliyat olduğunda dahi gelen gideni eve koymadığını, boşanma davası açıldığını gelen tebligattan öğrendiğini, eşinin eve dönmesini beklerken büyük üzüntü yaşadığını, kadının kanser hastalığının covid 19 süresince kontrole gitmeyi reddettiği için büyüdüğünü, bu hastalığın oluşmasında müvekkilinin hiçbir kabahati olmadığını ve hatta tedavi süresince müvekkilinin eşinin yanında olduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde boşanmayı düşünmezken bu tür olaylarla karşı karşıya kaldığını, bu nedenle karşı davayı açmak zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının hastalığı sürecinde yeterli ilgi göstermediği, hakaretler ettiği bu nedenle kusurlu olduğu, ancak erkeğin kadına maddi anlamda kısıtladığı ve çaresiz bıraktığına ilişkin yeterli delil bulunmadığın, aksine kadın tanığı ...'in evde yeme içme eylemine ilişkin tam zıt yönde beyanlarda bulunduğu, kadının Bursa ilinde tedavi imkanının olmaması nedeniyle, Sakarya'ya geldiğine ilişkin anlatımı ise Bursa'nın daha büyük bir il olması ve imkanları nazara alındığında tutarlı bulunmadığı, aksine bu seçimin kadına ait olduğu, erkeğin Sakarya iline gelmek istememesi karşısında erkeğe yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, kadının ise erkeğin çocuklarına ve yakınlarına mesafeli davrandığı, onları istemediği, küçümseyici davrandığı, yapılan yemekleri beğenmeyip, tiksindiği bu nedenlerle kusurlu olduğu, tarafların kusurlu kabul edildiği vakalar değerlendirildiğinde tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının manevî tazminat talebinin erkeğin ise tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tarafına yüklenen kusurları kabul etmediklerini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen tazminat talebi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece kusurlu davranışların doğru tespit edildiği, gerçekleşen bu kusur durumuna göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu kabul edilmesi gerekirken kusur derecesinin eşit olarak tespit edilmesi doğru olmadığı, hatalı kusur belirlemesi nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadının manevi tazminat talebinin reddinin hatalı olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kusur derecesi, kusurun niteliği, evlilikte geçen süre, paranın satın alma ve erkeğin ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kusur derecelendirmesi, yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur derecelendirmesi, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ve manevi tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur derecelendirmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ve kadın için hükmedilen manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.