Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9046 E. 2024/5666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında erkeğe yüklenen kusurların affedildiği, velayet, nafaka ve tazminat konularında verilen kararların yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2543 E., 2023/1595 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/466 E., 2022/586 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; müvekkilinin, kadının baskısıyla ev eşyaları alarak borçlandığını ve icralık olduğunu, kadının müvekkili ile birliktelik yaşamak istemediğini, sık sık küsüp annesinin evine gittiğini, ev işlerini yapmadığını, çocuklar ile ilgilenmediğini, müvekkiline hakaret ettiğini, saldırdığını, bıçak çektiğini, tehdit ettiğini ve evden kovduğunu, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, müvekkiline, çocuklarına ve evine karşı ilgisiz davrandığını, çocuklardan Uğur'un hastalığı ile de ilgilenmediğini, maddî ihtiyaçlarını karşılamadığını, tek başına tatile çıktığını, müvekkilinin bir hafta hastanede kaldığında arayıp sormadığını, son on yıldır alkol aldığını, alkollü halde müvekkilinin babasının evinde taşkınlık çıkardığını, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sokak ortasında darp ettiğini, sadakatsiz davrandığını, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ise kadını darp ettiği ve evinin, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamayarak onları mağdur ettiği, tarafların kusurlu davranışları ile evlilik biriliğinin temelinden sarsılmasına neden oldukları ve tekrar bir araya gelerek evliliklerini devam ettirmelerinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, boşanmaya sebep olaylarda kadının az kusurlu, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, müvekkiline yüklenen kusurların af kapsamında kaldığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları ile erkeğin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylardaerkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre her iki davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının makul olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle lehine maddî ve manevî tazminat ile nafaka takdir edilemeyeceği, çocukların yaşı, beyanları, uzman raporu, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerin anneye verilmesine ilişkin kararın da doğru olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, müvekkiline yüklenen kusurların af kapsamında kaldığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları ile erkeğin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında erkeğe yüklenen kusurlar yönünden af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının karşı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin uygun olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 336 ncı madesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı-davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.