"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1804 E., 2023/1845 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/654 E., 2023/602 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin hakaret ettiğini, hem kadına hem de ortak çocuklarına şiddet uyguladığını, erkeğin anne ve babası tarafından sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, erkeğin kadına karşı orospu, kahpe gibi çok ağır ifadeleri her gün sürekli olarak kullandığını, erkeğin anne ve babasıyla birlikte yıllarca aynı konutta yaşadıklarını, uzun bir süre ayrı konutta yaşama talebinin dikkate alınmadığını, kadının ve ortak çocuğun uğradığı sözlü ve fiziksel şiddetin dayanılmaz bir hal alması neticesinde kadının can güvenliği için anne babasının yanına dönmek zorunda kaldığını, kadının yıllarca erkeğin iş yerinde sigortasız ve karşılıksız olarak çalıştığını, erkeğin birlik görevini ihmal ettiğini, çocuğun bakımını üstlenmediğini, erkeğin sürekli suç işleyerek ceza evine girip çıktığını, erkeğin sigara ve alkol bağımlısı olduğunu, ortak çocuğa da sigara ve alkolu zorla kullandırmaya çalıştığını, kadının anne ve babası ile yakınlarıyla görüşmesini engellediğini, erkeğin evlilik hayatı ve tüm yaşam alanlarında sorunlu bir birey olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, dava masrafları ve yargılama giderleri yönünden adli yardım talebinin kabulünü talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların doğru olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen davacının müvekkilinin annesi ile babası ile birlikte aynı konutu paylaştığı iddiasının doğru olmadığını, bu şekilde kısa bir süre mecburiyet altında yaşanıldığını, ancak Çiftlik ilçe merkezinde erkeğin babasının almış olduğu Toki konutlarına taşındığını, dilekçenin aynı yerinde davacının can güvenliğinin olmamasından bahsedilerek baba evine dönmek zorunda kalındığı iddiasının ise mesnetsiz olduğunu, erkiğin işi olmadığı zamanlarda babasına ait lokantada çalıştığının doğru olup bunda yadırganacak bir hususun olmadığını, erkeğin evlilik hayatı boyunca bu konumundan kaynaklanan görev ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, iddia edilenin tam aksine davacının hiçbir haklı neden olmaksızın ortak haneyi zaman zaman ve sık sık terk edip gittiğini, bu davanın açılmasından 1 yıldan daha fazla zaman önce de bu şekilde evi terk ettiğini, bir daha eve dönmediğini ve iyi niyetli bütün çabalara, araya konulan aracılara rağmen ortak haneye dönmemekte ısrar ettiğini, ancak yıllarca süren evlilikten sonra ve bir de ortak çocuk sahibi olunduktan sonra bu evlilik birliğinin davalının kusurunun dışındaki nedenlerden dolayı bozulmasını istemediğini yüksek miktardaki tazminatların hukuki bir dayanağı ve makul bir sebebinin olmadığını, davacının asgari ücretle çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadına fiziksel şiddet uygulayan, tehdit içerikli sözler söyleyen, sosyal içicilik sınırlarını aşacak şekilde alkol kullanımı bulunan, evlilik boyunca defaten ceza evine girip çıkmış olan olan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışı bulunmadığı, kadının dilekçeler aşamasında yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıdığı bu nedenle kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuk için aylık 800,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın için 800,00 TL tedbir nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda erkeğe kusur olarak yüklenen hususların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin ayrı bir ev açtığını, kadının haneyi haklı bir sebep olmadan zaman zaman terk ettiğini, erkeğin süregelen bir alkol alışkanlığı olmadığını, ara sıra alkol kullandığını, erkeğin çocuğu ile ilgili olduğunu, çocuğu ile kişisel ilişki kurmasına imkan verilmediği, kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek boşanma, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tedbir nafakasına ve maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.