Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9065 E. 2024/6293 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1242 E., 2023/1285 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Zonguldak 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/591 E., 2022/220 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; erkek vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiklerinde, bir ortak çocukları olduğunu, erkeğin müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin çok küçük sorunları bile bahane göstererek müvekkiline hakaret ve şiddet eyleminde bulunduğunu şuanda çocuğun tüm ihtiyaçlarının müvekkilince eksiksiz olarak yerine getirildiğini, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk için 1.500,00 TL tedbir/iştirak, müvekkili için 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 50.000'er TL maddî ve manevî tazminata, düğünde müvekkile takılan 1,5’luk 4 adet bilezikten ibaret olan ziynetlerin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı- davacı tarafa asıl dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı-davacı tarafından asıl davada cevap dilekçesi sunulmamıştır.

2. Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilik birliğinin gerektirdiği sevgi, saygı, sadakat yükümlüklerine uygun davrandığını, ancak davalı-davacının müvekkilinin ailesiyle görüşmeyi istemediği gibi müvekkilininde ailesiyle görüşmesinden rahatsızlık duyduğunu, davalı- davacının evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, ortak konutlarını birden fazla terk ettiğini, müvekkiline sevgi ,saygı göstermediğini, gerek fiziksel gerekse psikolojik şiddet uygulayarak sürekli olarak müvekkiline ve ailesine yönelik ağza alınmayacak hakaretler, tehditler ve küfürler ettiğini, müvekkilini küçük görerek ve cinsel açıdan aşağılayarak onurunun kırılmasına neden olduğunu, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya bırakılmasına, müvekkili lehine 50.00,00 'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 24.03.2010 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 05.12.2014 doğumlu Yasin isminde 1 tane ortak çocuklarının bulunduğu, davacı-davalı ... başkası ile evliyken tarafların ilişkilerinin başladığı, bu nedenle davalı -davacının ailesinin bu evliliğe karşı çıktıkları, tarafların buna rağmen evlendikleri, ancak evlendikten sonra davacı -davalının, davalı -davacının ailesine karşı soğuk ve mesafeli olduğu, saygı göstermediği, davalı -davacının da ailesi ile görüşmesini istemediği, köye gittiklerinde sürekli tartışma çıkardığı, davalı -davacının , davacı -davalıya şiddet uyguladığı, birçok kez davacı -davalının ailesinin yanına gidip eşinin yanına geri döndüğü, davalı -davacının, davacı -davalıya " beceriksiz, yaşlısın, küçük boylusun, bir işe yaramıyorsun " dediği, babasının yanında senin ananı avradını diyerek küfrettiği, davacı -davalının ise, birleşen dava dilekçesine ekli mesaj çıktılarından anlaşıldığı üzere küfür ve hakaretler ettiği, özellikle " Haaa 8 senedir demedim yuttum hep senin ki çok küçük yaaa.... Hayal kırıklığı oldum hep birde hop bitti işi bi bok anlamıyorum " mesajıyla cinsel yönden aşağıladığı, karşı cinsten birden çok kişiyle uzun zaman aralığında ve gece geç saatlerde telefon görüşmeleri yaptığı ve mesajlaştığı, güven sarsıcı hareket teşkil ettiği taraflar arasındaki geçimsizliğe konu olaylar sebebiyle davacı -davalı ile davalı -davacının dava açmakta haklı oldukları; bu nedenle evlilik birliğini sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların eşit kusurluğu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 600 tedbir, 800 TL yoksulluk, ortak çocuk için aylık 500 tedbir, 700 TL iştirak nafakasına, tarafların yerinde görülmeyen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı -davalının ziynet eşyalarının iadesi isteminin kabulü ile, 4 adet 22 ayar altın bileziğin 19.760,00 TL değerinde davalı -davacı tarafından davacı -davalıya aynen iadesine, mümkün olmaması halinde toplam 19.760,00 TL ziynet bedelinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı -davacıdan alınarak, davacı -davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı -davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece müvekkili ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarı günümüz hayat pahalılığı, davalı-davacının ekonomik durumu ve refah seviyesi göz önünde bulunduğunda oldukça az miktarda olduğunu, Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, evlilik birliğinin sona ermesinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin de hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı -davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı yapıldığını, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, nafakalar yönünden verilen kararın da hatalı olduğunu, Mahkemece alınan SİR raporundan anlaşılacağı, ortak çocuğun müvekkiline verilmemesinde engel bir durum bulunmadığını, dosya kapsamında ziynet eşyalarına ilişkin davacı-davalı tarafından sunulan tek bir fotoğraf bulunduğunu, fotoğraftan da bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere takıldığı iddia edilen ziynet eşyalarının denetime elverişli şekilde cins ve değerlerinin tespit edilemeyeceği, ziynetler yönünde verilen kararın da hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin maddi gerçeğe uygun ve yerinde olduğu; 4721 sayılı kanun 166/1 maddesi şartları gerçekleştiğinden asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle 4721 sayılı Kanun 174/1-2 maddesi şartları oluşmadığından, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin; ortak çocuğun yaşı, sosyal inceleme raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında, velâyetin anneye verilmesinin, anneye verilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasının ve süresinin, kadın ve çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin ve nafakaların miktarının isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velayet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı -davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı- davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı- davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.