"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1739 E., 2022/1761 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gölcük Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/761 E., 2021/687 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Avukat ...'in mazeret dilekçesi bildirdiği duruşma gününün kendisine UYAP üzerinden bildirilmesini talep ettiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenin sözlü açıklaması dinlendi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1999 yılından beri fiilen ayrı yaşadıklarını, davalının halen başka bir kadınla gayri resmi birliktelik yaşadığını, bu kadından da iki çocuğu olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin ilişkisinden haberdar olup bu durumu kabullendiğini, davacının daha önce aynı sebeple dava açtığını ve feragat ettiğini, feragat edilen olayların boşanma sebebi olarak ileri sürülmesine olanak bulunmadığını, müvekkilinin de boşanmak istediğini, bu nedenle tarafların boşanmalarına, davacının maddî- manevî tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalının başka kadınla 1999 yılından beri devam eden ilişkisinden haberdar olduğu, bu durumun tanık anlatımları ile sabit olduğu, davacının 2012 yılında aynı sebeplerle boşanma davası açtığı, feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, tarafların 1999 yılından beri tekrar bir araya gelmedikleri, boşanmaya sebebiyet verecek yeni olayların yaşanmadığı, davacı kadının feragatle önceki olayları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamış olduğu, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğin feragat tarihinden sonra ve halen de Asiye adlı kadınla birlikte yaşamaya devam etmek suretiyle sadakatsizlik teşkil eden davranışlarını sürdürdüğü, boşanmaya neden olan olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılan erkeğin tam kusurlu olduğu, mevcut durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğundan davalı vekilinin davanın reddine ilişkin istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, 1957 doğumlu olup hali hazırda Hollanda'da sosyal yardım dışında başkaca bir geliri bulunmadığı anlaşılan davacı kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'tan alınıp ...'ye verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.