"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/976 E., 2023/1219 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/708 E., 2022/208 K.
Taraflar arasındaki Boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek ve davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalının, evlenmelerinden itibaren ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, kendisine şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, tehdit ettiğini, bıçak ve silah çektiğini, para karşılığında başka erkeklere satmaya kalktığını, kendisine numara verip konuşmasını istediğini, paralarını alıp bana getir dediğini, bekçilik yaptığı yerde "burada kimse görmez, başka erkekler getireceğim, onlarla beraber olacaksın, bana vereceksin" dediğini, kabul etmediğini, elinden canını zor kurtardığını, davalının kötü alışkınlıklarının olduğunu, eve kadın getirdiğini, kendisini aldattığını, 25 gündür ayrı yaşadıklarını, ayrıldıktan sonra ev eşyalarını sattığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesine, kararın kesinleşmesi halende nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesine, yoksulluk nafakasının her yıl yasal oranda artırılmasına, 50.000,00 TL maddî tazminat ile, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, ... isimli kadını ortak konuta getirdiğini, müvekkilinin bu bayanın kim olduğunu sorduğunda " üzümünü ye bağını sorma, ben kendim için getirmedim, başkasına verip parasını alacağım" şeklinde sözler söylediğini, bunun üzerine taraflar arasında tartışma çıktığını, davalının müvekkilini sokağa attığını, daha sonra müvekkiline bir takım numaralar vererek "Bu numaralarla görüş, paraları al bana getir" dediğini, müvekkilinin bu durumdan rahatsız olduğunu ifade etmesi üzerine başına silah dayayarak davalının müvekkilini tehdit ettiğini, komşularının araya girmesi üzerine davalının "çok istiyorsan al kendine götür" şeklinde sözler söylediğini, davalının müvekkilini başka erkeklerle beraber olmaya zorladığını, ölümle tehdit ettiğini, davalı tarafından cevap dilekçesinde öne sunulan iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin adli sicil kaydının temiz olduğunu, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 166 ncı maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesine, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranda artırılmasına, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıyla dört yıldır evli olduklarını, sürekli evden kaçtığını, bir ay sonra eve geldiğini, davacının fuhuş, fuhuşa zorlamak gibi suçlardan Erzurum'da hapis yattığını sonradan öğrendiğini, 4-5 kere evlendiğini, bu şekilde para koparmaya çalıştığını, meslek edindiğini, ev eşyalarının kendisine ait olduğunu , boşanmak istediğini savunarak boşanmalarına, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi davalıya 08.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı süresinde beyan dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, davacının özel görüntülerini davacının yakın çevresiyle paylaştığı, davacıyı tehdit ettiği, tarafların komşusu olan ve tanık olarak ifadesine başvurulan tanık Muzaffer 'in beyanıyla davalının davacı eşine " Git erkeklerle birlikte ol, bana para getir " şeklinde küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözler söylediği, davalının ortak konuta Azerbeycan uyruklu bir kadın getirdiği, bunun üzerine taraflar arasında tartışma çıktığı, bu nedenle davacı kadının ortak konutu terk ederek Ankara'ya geldiği, davacının Ankara'ya gelmesinden yaklaşık yirmi gün sonra davalının yine başka kadınlarla görüldüğü, bu şekilde davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının sürekli gelir getirici bir işte çalıştığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarları bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat miktarları ve reddine karar verilen yoksulluk nafakası bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, verilen boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı kadının özel bir şirkette çalışıp aylık 2.300,00 TL ücret aldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından davalının maddi desteğini yitirdiği, davalı erkeğin Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen şiddet, hakaret ve sadakatsizlik eylemlerinin, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı gereği davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesi, maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarları bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına kabul edilen maddî ve manevî tazminat şartları ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.