"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/144 E., 2022/342 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminat ve ziynet alacağı davası yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; manevî tazminata ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları sebebiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı annesine verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesine, davacı için 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, evlilik birliği içinde edinilen malların paylaşılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek sürede cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2017 tarihli ve 2016/224 Esas, 2017/603 Karar sayılı kararıyla; davalının davacı kadına şiddet uyguladığı, dava açıldıktan bir müddet sonra davalının davacının eşyalarını habersiz şekilde getirip davacının babasının oturduğu apartmanın girişine bıraktığı, davalının kusurlu hareketleri sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin davacı annesine verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen çocuk için aylık 300,00 TL tedbir, aylık 300,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, davacı için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, davacı maddî tazminat talebinde bulunmadığında bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacıya 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davacı her ne kadar ziynet eşyalarının iadesini talebinde bulunmuş ise de, davacının daha önce açtığı Mahkemenin 2014/502 Esasında kayıtlı bulunan boşanma davasında ziynet eşyalarının iadesini talep ettiği, ancak daha sonradan açtığı boşanma davasından feragat ettiği anlaşıldığından davacının ziynet eşyalarının iadesi talebinin kesin hüküm nedeniyle reddine, yine davacı her ne kadar evlilik birliği içinde edinilen malların paylaştırılarak tasfiyesini talep etmiş ise de, davacı vekilinin 05.05.2016 tarihinde dilekçe vererek davacıya ait eşyaların davacıya iade edildiğini bildirdiğinden davacının mal tasfiyesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin16.07.2018 tarih 2018/361 Esas 2018/1418 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usule ve kanuna uygun olduğundan tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 03.07.2019 tarihli ilamıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın az olduğu, ayrıca davacı kadının daha önce açtığı ziynet alacağı davasından feragat ettiği, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği kabul edilmişse de; anılan dosyanın incelenmesinde, davadan ve temyiz kanun yoluna başvuru yolundan feragat eden davacı kadın vekilinin vekâletnamesinde davadan ve temyiz kanun yoluna başvuru yolundan feragat özel yetkisi bulunmadığı, o halde anılan dosyada usulüne uygun bir feragat olmadığı gibi, usulüne uygun şekilde tebliğe çıkarılmış ve kesinleşmiş bir hüküm de bulunmadığı, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığından Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmünün kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı ile ziynet alacağı davası yönünden hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkının saldırıya uğradığı kanaatine varılarak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca davacı kadın yararına 40.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davacı kadın, davalı tarafından ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını, iade edilmediğini, bu nedenle evden ayrılırken beraberinde götürmediğini iddia ettiği, davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmayarak iddia edilen vakıaları inkar ettiği, davalının 03.04.2016 tarihinde yaşanan bir tartışma sırasında davacıyı darp ettiği, buna dair dosyada darp raporu bulunduğu, bu olaydan sonra davacının ablasının evine gittiği, orada ... güvenliğinden endişe duyarak anne ve babasının o tarihte Batman'da olmaması sebebiyle amcasının evine gittiği, bir gece orada kaldığı, ertesi günü anne ve babası Batman'a gelmesiyle babasının evine gittiği, tarafların bu olaydan sonra bir daha bir araya gelmedikleri ve bu sebeple yaklaşık 1,5 yıldır ayrı yaşadıkları, dava açıldıktan bir müddet sonra davalının davacının eşyalarını habersiz şekilde getirip davacının babasının oturduğu apartmanın girişine bıraktığı hususunun Mahkemenin kesinleşmiş 29.11.2017 tarihli kararı ile sabit olduğu, fiziksel şiddet sonucu evden ayrılmak zorunda kalan kadının bu olayın şoku ile giderken ziynet eşyalarını yanına alması beklenemeyeceği, davacı tarafın ziynetlerin çeşidine ilişkin istemini dava dilekçesinde sayılan ziynetlerle sınırladığı, "bileklik, yarım altın ve dolar" yönünden bir talebinin olmadığı, ziynetlerin cinsi yönünden hakkını saklı tutmadığı, bunlarla ilgili açılmış bir davanın da bulunmadığı anlaşılmakla, bahsi geçen ziynetler yönünden davanın reddine karar verildiği, ziynet alacağı yönünden dosyamızdan alınan birden fazla bilirkişi raporu bulunsa da erkeğe ve kadına takılan takıların ayrı ayrı gösterilmiş olması nedeniyle dosya kapsamına daha uygun olduğu kanaatine varılarak 16.07.2021 havale tarihli ek rapor hükme esas alındığı, buna göre erkeğe takılan çeyrek altın ve nakit para erkeğe ait olacağından davacının buna yönelik taleplerinin reddine karar verildiği, davacının ziynet alacağı taleplerinden bir kısmının değeri bilirkişi raporunda talepten daha fazla tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile 1 tane 22 ayar Hint seti (230 gr) 26.781,20 TL, 1 tane 22 ayar 1,5 metre Halep zinciri (90 gr) 10.350,00 TL, 8 tane 22 ayar fantezi enli bilezik (200 gr) 18.000,00 TL, 12 tane burma bilezik 22 ayar (240 gr)18.000,00 TL, 9 tane hediyelik bilezik 22 ayar (135 gr) 14.998,50 TL, 1 tane dallas künye 22 ayar (30 gr) 2.000,00 TL, 17 tane 22 ayar çeyrek altın 3.341,35 TL, nakit para 350,00TL, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının değeri olan 93.821,05 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; tanık beyanlarının davanın taraflarının veya üçüncü kişilerin aktarımlarından ibaret olduğu, manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun açıklayıcı, denetime ve hükme elverişli olmadığı, ziynet eşyalarını yanında götürdüğü gibi daha önce de davacının ilk ikame ettiği davada ziynet eşyalarını da kapsayacak şekilde feragat beyanında bulunması karşısında iş bu taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat, ziynet alacağı davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarının uygun olup olmadığı, ziynet alacağı davasının ispat edilip edilmediği, kısmen kabul kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...