"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/113 E., 2023/808 K.
DAVA TARİHİ : 09.02.2010
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına / Kabul
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde iki araç ve iki hayat sigortasını davalının aldığını, ilk aldıkları arabayı davalının satarak parasından kendisine pay vermediğini belirterek davalı adına kayıtlı ikinci arabanın mevcut tüm masraflarının ödenerek üzerine devredilmesini ve ortak yatırımları olan davalının adına açılan iki adet hayat sigortasının yarısının kendisine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 03.05.2011 tarihli dilekçesinde; devredilmesi mümkün olmadığında bedelinin tazminini istedileri aracın 34 DG 4160 plakalı araç ve ödenmesini talep ettikleri iki adet hayat sigortasının da toplam 25.000,00 TL değerinde olduğunu açıklamıştır.
3. Davacı kadın vekili 12.02.2021 tarihli dilekçesinde; talep miktarını 06 GPL 60 plakalı araç yönünden 22.000,00 TL, 62217 ada 13 parselde bulunan taşınmaz yönünden 160.000,00 TL, 62213 ada 1 parselde bulunan taşınmaz yönünden 7.100,00 TL, 62225 ada 2 parselde bulunan taşınmaz yönünden 7.600,00, 15174 ada 3 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 64.000,00 TL olmak üzere toplam 260.700,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin emekli ikramiyesi ile araç kredisini ödediğini, yeni alınan aracı davacının kullandığını, müvekkilinin çocukları için yatırdığı hayat sigortasında birikmiş 44.000,00 TL'ye dokunmadığını, müvekkili adına kayıtlı aracın davacıya devrini kabul ettiklerini belirterek; davanın reddi savunulmuştur.
III. MAHKEME KARARI
1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma dava dosyasından 24.05.2011 tarihinde ayrılmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemenin 17.12.2013 tarih ve 2011/951 Esas ve 2013/795 Karar sayılı kararı ile, davalının sigorta poliçelerindeki haklarını boşanma davasından sonraki bir tarihte kullanması ve sigortadan aldığı paraları mal rejiminin sona ermesinden sonra mal varlığı içine katması tasfiye konusu yapılamayacağı, ...plaka sayılı aracın da dava tarihinden sonra davacıya devredilmiş olması nedeniyle araçla ilgili davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle; ... plakalı araç yönünden davanın konusuz kalmış olması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, iki adet sigorta poliçesi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.04.2016 tarih ve 2016/5647 Esas, 2016/6710 Karar sayılı kararı ile, bireysel emeklilik sisteminde biriken iştira bedelinin mal rejiminin sona erdiği tarihte belirlenmesi mümkün olduğu gibi sistemden çıkılmasını yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme de bulunmadığı, mal rejiminin sona erdiği 09.02.2010 tarihi itibariyle davalının sistemden ayrılması halinde ödenebilecek iştira bedelinin ilgili sigorta şirketlerinden sorularak belirlendikten sonra bu miktar mevcut kabul edilerek ödenen primlerin ait olduğu mal grubuna belirlenerek mal rejiminin tasfiyesi edilmesi gerektiği belirtilerek; davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 18.04.2019 tarih ve 2017/991 Esas, 2019/570 Karar sayılı kararı ile, dosyanın 16.01.2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.12.2020 tarih ve 2020/4170 Esas, 2020/7969 Karar sayılı kararı ile, dosyanın işlemden kaldırılabilmesi için davacı tarafın usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilmiş ve mazeretsiz şekilde duruşmaya katılmamış olması gerektiği, 25.06.2018 tarihli duruşma için mazeret dilekçesi veren davacı vekilinin mazeretinin Mahkemece kabul edildiğine göre, bir sonraki duruşma gününün usulüne uygun bir tebligatla bildirilmesi gerektiği, duruşma gün ve saatinin kalemden ya da UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği, davacı vekili 16.01.2019 tarihli duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş.'nden davalının 09.02.2010 tarihinde sistemden çıkış yapması halinde 26.559,27 TL'nin ödeneceğinin bildirildiği, işbu bedelin edinilmiş mal olduğu, davacının yarı oranında 13.279,63 TL katılma alacağı olduğu; Agesa (eski Avivasa) Hayat ve Emeklilik A.Ş.'nden sözleşmenin 10 yıldan önceki bir tarihte sonlanmış olduğundan cevap verilemediğinin bildirildiği, sigorta şirketinin 27.08.2012 tarihli yazısından davalının 10.05.2010 tarihinde iştira hakkını kullandığı ve 14.877,69 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı, davacının yarı oranında 7.438,84 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; araç yönünden davanın konusu konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, sigorta poliçeleri yönünden toplam 20.718,47 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; sigorta şirketlerinden gelen yazı cevaplarından müvekkilinin herhangi bir birikimin olmadığının anlaşıldığını, biriken tutarların evlilik birliği içinde harcandığını, primlerin müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin kişisel malları ile ödeme yapıldığını, 01.01.2002 tarihine kadar yapılan ödemelerin tespit edilerek toplam ödenen miktardan çıkarılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal-edinilmiş mal ayrımı ve tasfiyeye dahil edilmesi gereken mallar noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı ile ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.