Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9159 E. 2024/6775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan kusurlu davranışları ve diğer hususlardaki deliller değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu verilen karar usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/493 E., 2023/1163 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/826 E., 2021/16 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evliliklerinin başından beri fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, evli iken eski eşinden çocuk sahibi olduğunu, 2019 Ağustos ayında bıçakla saldırdığını, boğazını sıktığını, gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, manevî şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ile çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, davacı kadın için 800,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacıya verilmesine, nafakalara devam eden yıllarda TEFE-TÜFE oranında arttırım uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının son zamanlarda psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, çocukları alıp evi terk ettiğini, sığınma evinde kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının şiddet eylemi olduğu, davalının davacı ile evliyken boşandığı önceki eşinden çocuğu olduğu, nüfus kaydı olduğu, davacı ve çocukların kadın sığınma evinde kaldıkları, davacı ve çocukların sonra ayrı ev tuttukları orada yaşadıkları, davalının eşi ve çcukları ile ilgilenmediği, davalının aile sorumluluklarını taşımadığı, davalının kusurlu hareketleri ile evlilik birliği ve ortak hayatın temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, küçüklerin doğum tarihi, cinsiyeti, tarafların tutum ve davranışları değerlendirildiğinde, ortak çocukların ayrılık sırasında davacının yanında kaldığı, davacı tarafından bakıldığı gerekçesi ile ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, küçük ile babası arasında, her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10:30 ile Pazar günü saat 15:30 arasında, dini bayramların 2. günleri saat 10:30'dan ertesi gün saat 15:30'a kadar, sömestr tatillerinin 2. günleri saat 10:30 ile 8. günleri saat 15:30 arasında ve her yıl Ağustos ayının 1. günü saat 10:30 ile 31. günü saat 17.30 arasında tedbiren ve hükmün kesinleşmesi ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 350,00 şer TL, davacı için 500,00 TL olmak üzere toplam aylık 1.200,00 TL nafakanın kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kesinleşmeden itibaren iştirak ve yoksulluk nafakası olarak dava tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 13.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince erkeğe davacıya şiddet eylemi olduğu, davalının davacı ile evliyken boşandığı önceki eşinden çocuğu olduğu, davalının eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, davalının aile sorumluluklarını taşımadığı vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğe yüklenen davacıya şiddet eylemi olduğu, davalının eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, davalının aile sorumluluklarını taşımadığı vakıalarının sabit olduğu, davalının davacı ile evliyken boşandığı önceki eşinden çocuğu olduğu vakıası sabit ise de nüfus kaydına göre davalının ilk eşinden olan çocuğunun doğum tarihinin 01.03.1999 olduğu, çocuğun doğumundan sonra tarafların 2012 ve 2014 doğum tarihli iki çocuklarının olduğu, yani önceki eşten olan çocuğun doğumundan sonra tarafların bir arada yaşadıkları, evliliklerinin devam ettiği, davacının davalının bu kusurunu affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların davalıya kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin kadına yönelik iddialarını ispat edemediği, taraflar arasında yaşanan geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açtığı geçimsizlikte erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, dosya dairede iken kişisel ilişki yönünden tarafların dosyaya yeni beyan dilekçeleri ve eklerini ibraz ettikleri bu beyanlarının derdest olan Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesinin 2021/972 Esas sayılı dosyasında da ileri sürülmesi ve bu iddialar yönünden Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesince sosyal inceleme raporları tanzim edilmiş olması nedeni ile taraflarca ileri sürülen iddialar ile ilgili olarak Dairece yeniden rapor alınmasına gerek görülmediği, İlk derece mahkemesince kişişel ilişkiye dair kurulan hükümde yatılı ilişki kurulmuş olması nedeniyle çocukların menfaati ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçeleri ile davalı erkeğin yüklenen vakıaya yönelik kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının şahsi ilişkiyle ilgili 3 nolu bendinin kaldırılmasına, ortak çocuklarla baba arasında; her ayın 1. ve 3. haftası Pazar günleri saat 10:00-17:00 arasında, dini bayramların 2. Günü saat 10:00-17:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, davacı kadının davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.