"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/245 E., 2023/363 K.
DAVA TARİHİ : 26.08.2016
KARAR : Bozma kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap- birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle geçimsizlik olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, 1.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, katılma payı ve ziynet eşyası alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin eşine hakaret ederek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu; kadının da hakaret ettiği gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kadının birleşen davasının 166 ncı maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar dava tarihinden itibaren fiilen babanın bakım ve gözetiminde olduğundan tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, ortak çocuklar yararına Ankara 2. Aile Mahkemesi'nin 2013/991 Esas, 2014/138 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen tedbir nafakasının 26.08.2016 asıl dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, istirdat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereği tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 600,00 TL tedbir ve aylık 650,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadının yararına yasal faiziyle birlikte 1.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının katılma payı ve ziynet eşyası davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 24.05.2021 tarih, 2021/2458 Esas, 2021/3717 Karar sayılı ilamıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran davalı-davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir gerekçesi ile 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince 02.12.2021 tarihli kararı ile; kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, faiziyle birlikte 30.000,00 TL manevî tazminata, Mahkeme hükmünün boşanma, velayet, kişisel ilişki ve maddî tazminatlar yönünden kesinleşmiş bulunduğundan bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 21.02.2022 tarihli, 2022/978 Esas, 2022/1540 Karar sayılı ilamıyla; davalı-davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkeme hükmü boşanma, velâyet, kişisel ilişki ve maddî tazminatlar yönünden kesinleşmiş bulunduğundan bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosya davacısı kadın lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık taleple bağlılık ilkesi gereğince 1000,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, yoksulluk nafakasının her yıl nafaka kararının kesinleşme tarihinden başlamak üzere ÜFE oranında artırılmasına, yoksulluk nafakasının erkekten alınarak, kadına ödenmesine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı nazara alınarak davalı-davacı kadın yararına 100.000,00 TL manevî tazminatın erketen alınarak, kadına ödenmesine, hüküm altına alınan manevî tazminata boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; manevî tazminatın miktarı, yoksulluk nafakasının miktarı, bozmadan sonra vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama gideri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın az olup olmadığı ve bozma sonrası ile vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği ile yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Cevriye'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.