"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/491 E., 2022/2228 K.
DAVA TARİHİ : 17.06.2014
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/53 E., 2020/356 K.
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1994 yılında üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin edinilen mallara maddî ve manevî katkısının olduğunu, müvekkilinin evlenmeden önce sahip olduğu 1998 model aracının evlilik sırasında satılarak yeni araçların alınmasında kullanıldığını, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen Oltu'da iki adet evin, Palandöken'de bir adet evin ve Kuşadası'nda yazlık evin alınmasına müvekkilinin birikimlerini verdiğini, Palandöken'de bulunan evin alınmasında ayrıca müvekkilinin ailesinin de bir miktar para verdiğini ileri sürerek; mal rejiminin tasfiye ile, davalı adına edinilen taşınmazlar ve araçlara müvekkilinin yaptığı katkının hesaplanarak tasfiyenin sona ermesinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 04.07.2014 tarihli dilekçesinde; davalı adına kayıtlı taşınmazların 199 ada 8 parsel 8 nolu bağımsız bölüm, 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 686 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, 5560 ada 6 parsel 14 nolu bağımsız bölüm, 66 ada 20 parsel sayılı taşınmaz, 104 ada 105 parsel sayılı taşınmaz, 123 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, 134 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 136 ada 14 parsel sayılı taşınmaz ve 136 ada 22 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, davalı adına kayıtlı üç adet de araç bulunduğunu bu araçlardan 25 NE 844 ve 25 FE 844 plakalı araçları yeni sattığını açıklamıştır.
3.Davacı kadın vekili 28.10.2017 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporunda hesaplanan 336.107.28 TL'ye yükselmiştir.
4.Davacı kadın vekili 18.03.2020 tarihli dilekçesinde; 26.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazların 2016 yılındaki değerine yönelik yapılan hesaplamalara itirazları olduğunu belirterek talep miktarını 199 ada 8 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 109.030,00 TL, 686 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden 158.821,00 TL, 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölüm yönünde 66.438,72 TL, 5560 ada 6 parsel 14 sayılı bağımsız bölüm yönünden 127.520,29 TL, 25 FE 888 plakalı araç yönünden 23.500,00 TL olmak üzere toplam toplam 485.310,72 TL'ye yükseltmiştir.
5. Davacı kadın vekili 19.10.2020 tarihli ıslah adıyla sunulan dilekçesinde de; talep miktarını toplam 484.007,46 TL'ye yükseltmiş, faizi ile birlikte alacağın tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; davacının katkısını ispatlaması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gerektiğini, usulden reddi gerektiğini, davacının zinası nedeniyle boşandıklarını, zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması gerektiğini, davacının 04.07.2014 tarihli dilekçesinin talep sonucunun genişletilmesi nitelinde olduğunu, muvafakatlarının olmadığını, müvekkilinin hekim olduğunu, hem devlet hastanesinde hem de serbest hekimlik yaparak gelir elde ettiğini, davacının evlenmeden önce sahip olduğunu iddia ettiği aracın müvekkiline ait olduğunu, Oltu ve Şenkaya'daki taşınmazların müvekkiline miras kaldığını, Palandöken'deki taşınmazın da müvekkilinin serbest hekimlik yaptığı dönemdeki geliri ile aldığını, Kuşadası'ndaki taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinildiğini, Antalya'daki taşınmazı evlilik öncesi sahip olduğu başka taşınmazın takas edilerek edinildiğini, Sarıkamış'taki taşınmazın müvekkili adına kayıtlı ise de aslında amcasının oğluna ait olduğunu, amcasının oğluna kredi çıkmaması nedeniyle müvekkili adına tescil edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 18.01.2018 tarih ve 2014/496 Esas, 2018/14 Karar sayılı kararı ile, davalı adına tescilli 5560 ada 6 parsel 14 sayılı bağımsız bölümün (tasfiye tarihi itibariyle değeri 182.902,56 TL), 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölümün (tasfiye tarihi itibariyle değeri 125.000,00 TL), 199 ada 8 parsel 8 nolu bağımsız bölümün (tasfiye tarihi itibariyle değeri 150.000,00 TL), 686 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (tasfiye tarihi itibariyle değeri 169.765,00 TL) ile 25 FE 888 plakalı aracın (tasfiye tarihi itibariyle değeri 44.547,00 TL) edinilmiş mal niteliğinde olduğu, davacının bu taşınmazlar ve araca yönelik talep edebileceği katılma alacağının 336.107,28 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 336.107,28 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik kararı davalı erkek vekilinin istinaf ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 686 ada 6 nolu parsel sayılı taşınmaz, 199 ada 8 parsel 8 nolu bağımsız bölüm ve 25 FE 888 plaka sayılı araç yönünden eksik araştırma yapıldığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalının delil bildirme hakkının da bulunmadığı, davacı vekilinin 07.03.2016 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların iddiaların genişletilmesi niteliğinde olduğu, davacı tarafından muvafakat edilmediğinden dikkate alınmadığı, ilk kararın davacı tarafından istinaf edilmediği, kaldırma kararında belirtilen araştırmaların yapıldığı, delillerin toplandığı, tarafların zina nedeniyle boşanmadıkları; 5560 ada 6 parsel 14 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğu, süresi içinde cevap dilekçesi sunmayan davalının taşınmazın kişisel mal niteliğinde olduğunu ispat edemediği, taşınmazın 2019 yılı güncel değerine göre hesaplanan davacının 127.520,29 TL katılma alacağı bulunduğu; 199 ada 8 parsel 8 nolu bağımsız bölümün kooperatif yoluyla edinildiği, kooperatife 01.01.2002 öncesi ödemeler nedeniyle davalının kişisel mal oranının % 39 olduğu, buna göre taşınmazın 2019 yılı güncel değerine göre hesaplanan davacının 105.772,54 TL katılma alacağı bulunduğu; 686 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalının evlilik öncesi edindiği dava dışı taşınmazın takas edilerek alındığını ispat edemediğini, zira süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalının kişisel mal savunmasını ispat edemediğini, taşınmazın 2019 yılı güncel değerine göre hesaplanan davacının 158.821,00 TL katılma alacağı bulunduğu; 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölüm yönünden açılan tapu iptali ve tescil davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, taşınmazın edinilmesi için kredi çekildiğini, süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalının kredi ödemelerinin amcasının oğlu tarafından yapıldığını ispat edemediğini, evlilik birliği içinde ödenen peşinat ve kredi taksit oranına ve taşınmazın 2019 yılı güncel değerine göre hesaplanan davacının 66.438,72 TL katılma alacağının bulunuğu; 25 FE 888 plakalı aracın edinilmiş mal olduğu, aracın 2019 yılı değerine göre hesaplanan davacının 23.500,00 TL katılma alacağının bulunduğu; davacının dava dilekçesinde 199 ada 8 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden katkı payı alacağı talep etmediği, ıslahla da dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınamayacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 482.052,55 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; tasfiye tarihinin karar tarihi değil, dava tarihi olduğunu, kooperatife 2005 yılından sonra yapılan ödemelerin site aidat ödemeleri olduğunu, ödemelerin 2005 yılında bittiği kabul edilerek hesaplamanın yapılması gerektiğini, 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölümün müvekkiline ait olmadığını, yapılan hesaplamada peşinat bedelinin hatalı belirlediğini, 686 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olan taşınmazın devri ile alındığını, aracın da müvekkiline ait evlilik öncesi alınan aracın satışından elde edilen para ile alındığını, 5560 ada 6 parsel 14 nolu bağımsız bölümün değerinin hatalı belirlendiğini, zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması gerektiğini, müvekkili lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, davacının dava değerini üç kez ıslah ettiğini, birden fazla ıslah yapılamayacağını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; ne var ki, kaldırma öncesi verilen ilk kararda, davacı kadın yararına 336.107,28 TL katılma alacağına hükmedildiği, bu kararın sadece davalı erkek tarafından istinaf edildiği, kaldırma sonrası verilen son kararda ise davacı kadın yararına 482.052,55 TL katılma alacağına hükmedildiği, ilk kararda davacı kadın yararına hükmedilen 336.107,55 TL katılma alacağının davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek bu miktar yönünden davalı erkek lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu, usulî kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde davacı kadın yararına hükmedilen katılma alacağının arttırılması doğru olmadığı gerekçesiyle; başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddiyle 336.107,28 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 199 ada 8 parselde 8 nolu bağımsız bölüme yönelik 1.954,91 TL katkı payı alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kabul ve ret oranına göre yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükmün kanuna aykırı olduğunu, ilk kararın tam kabul olduğunu, tam kabul kararının taraflarınca istinaf edilmesinin beklenemeyeceğini, bu durumun davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağını, kaldırma kararından önce sunulan ilk dilekçenin talep artırım dilekçesi olduğunu, sunulan ikinci dilekçenin ıslah dilekçesi niteliğinde olduğunu, ıslah dilekçesine itibar etmeyen Bölge Adliye Mahkemesinin bu dilekçe ile artırılan miktar yönünden davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; tasfiye tarihinin karar tarihi değil, dava tarihi olduğunu, kooperatife 2005 yılından sonra yapılan ödemelerin site aidat ödemeleri olduğunu, ödemelerin 2005 yılında bittiği kabul edilerek hesaplamanın yapılması gerektiğini, 106 ada 51 parsel 2 nolu bağımsız bölümün müvekkiline ait olmadığını, yapılan hesaplamada peşinat bedelinin hatalı belirlediğini, 686 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olan taşınmazın devri ile alındığını, aracın da müvekkiline ait evlilik öncesi alınan aracın satışından elde edilen para ile alındığını, 5560 ada 6 parsel 14 nolu bağımsız bölümün değerinin hatalı belirlendiğini, zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması gerektiğini, davacının dava değerini üç kez ıslah ettiğini, birden fazla ıslah yapılamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal savunmasının ne zaman ileri sürebileceği, kişisel mal savunması ve ispatı ile, eksik araştırma, ıslah, boşanmanın zina nedeniyle olup olmadığı ve katılma alacağının kaldırılıp kaldırılamayacağı, vekâlet ücreti, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 228 nci maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.