Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9392 E. 2024/7422 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1264 E., 2023/1491 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1111 E., 2022/199 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların çocukları olduktan sonra erkeğin müvekkiline "..camış gibi olduğundan.." şeklinde sözler söylediğini, davalının son 1 yıldır yatakları ayırdığını, müvekkiline harcadığı paranın hesabını sorduğunu ve müsriflikle suçladığını, müvekkili korona olduğunda davalının ilgilenmediğini, komşularıyla ve arkadaşlarıyla görüşmesini engellediğini, ortak çocukla konuşurken yüksek sesle, bağırarak konuştuğunu ve çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, başka bir kadınla konuşmalarını yakaladığını, öğrencileri ile öğretmen öğrenci ilişkisi aşacak derecede davranışlar içinde olduğunu, müvekkiline şiddet uyguladığını, kolunu ve boğazını sıktığını, saçlarından sürüklediğini, evden kovduğunu, bu olayın ardından da davalının kendisinin evi terk ettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına. 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılması, 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının instagram üzerinden uygun olmayan mesajlarını gördüğünü, başka bir erkeğe fotoğraflar gönderdiği ve "bebeğim, hayatım" gibi hitap kelimeleriyle konuştuğunu, kıskanç ve güvensiz olduğunu, ev ekonomisine katkı sağlamadığını, çocuğun okul hayatı ile ilgilenmediğini, 2020 yılı eylül ayında müvekkiline "akşam toplantım var, geç geleceğim." şeklinde mesaj attığını, bu mesajından sonra da "neredesin, yanına geliyorum" şeklinde mesaj attığını ancak ikinci mesajı hemen sildiğini, müvekkilinin de bunun üzerine ayrılmak istediğini söylediğini, evde kendisinin kalacağını söylediğini, müvekkilinin evden ayrıldığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun/ velâyetinin babaya bırakılmasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin yatakları ayırdığı, perdelerin sıkı sıkıya kapatılmasını istediği, kadının eşini kıskandırmak amaçlı da olsa mesaj atarak güvenin sarsılmasına neden olduğu belirtilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki tarafın da davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve tarafların maddî-manevî tazminat taleplerinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar:

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri:

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka miktarları, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velâyet, aleyhe hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların aynı evde iki yabancı gibi yaşadıkları bu dönemde farklı yataklarda yatmalarının erkeğe kusur olarak yüklenmeyeceği ve taraf tanıklarının perdelerin sıkı sıkıya kapatıldığına ilişkin beyanlarının da tutarlılık göstermediği, münferit bir olaydan kaynaklandığı anlaşılan perdelerin sıkı sıkıya kapatıldığına ilişkin eylemin boşanma sebebi olarak erkeğe kusur olarak izafe edilemeyeceği, kadın tarafından başka bir erkeğe “bebeğim,aşkım…” şeklinde atılan mesajların erkeği kıskandırmak amacı taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı, kadının belirtilen eyleminin güven sarsıcı davranış niteliğinde bulunduğu, erkeğin bu olayı öğrenmesinin hemen sonrasında ve bu olayın etkisi altında ancak tepki sınırlarını aşacak şekilde eşine karşı basit nitelikte fiziksel şiddet uyguladığı, her ne kadar bu olaydan sonra tarafların bir müddet daha aynı evde yaşadıkları anlaşılmakta ise de tarafların aynı evde iki yabancı gibi yaşadıkları bu hal ile de tarafların birbirlerinin kusurlarının affettiklerinin kabul edilemeyeceği belirtilerek erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise güvensarsıcı davrandığı, belirlenen ve gerçekleşen bu kusur durumuna göre evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek hükmün gerekçesi bu şekilde değiştirilmiş ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri:

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek erkeğin davası, kusur belirlemesi, nafaka miktarları, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velâyet, aleyhe hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü, velâyetin düzenlenmesi ve tarafların tazminat taleplerinin reddinin hukuka uygun olup olmadığı, tedbir nafakaları ve iştirak nafakası ile kadının yoksulluk nafakası talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanunun 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.