Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9417 E. 2024/7141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat konularında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/864 E., 2023/1540 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/395 E., 2022/116 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar evlendiğinde erkeğin kök ailesi ve kardeşleri ile birlikte yaşamaya başladığını, erkeğin babasının başka evleri de olmasına rağmen burada tarafların oturması için izin vermediğini, kadının geceleri eşi eve gelmediği için kayınvalidesi ile birlikte yatmak zorunda kaldığını, erkeğin evlilik boyunca kadına hiçbir zaman harçlık vermediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkeğin bir dönem sürücü kursunda direksiyon öğretmeni olarak çalıştığını, burada çalıştığı sırada kursun sekreteri olan ve ilişki yaşadığı kişi ile tanıştığını, daha sonra ise bu şahsın yeni bir sürücü kursu açtığını, davalının da bu açılan kursta hem müdür hem direksiyon öğretmeni olduğunu, erkeğin gece hayatı alışkanlığı olduğundan sabaha karşı eve geldiğini ve nerede ne yaptığını kadının sormasına izin bile vermediğini, sorduğunda ise şiddet uygulayıp küfür, hakaret ettiğini, evinin eşinin ve çocuklarını ihtiyaçlarını karşılamadığını, buna rağmen eşinin çalışmasına da izin vermediğini, kadının eşinden para istediği bir gün kadına bıçakla saldırdığını, polisi aradığını ve şikayetçi olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar için toplam 1.500,00 TL tedbir/iştirak nafakası, kadın için 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata yasal faiziyle birlikte hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: tarafların evliliğin ilk yıllarında kadının rızası ile erkeğin kök ailesinin yanında yaşadıklarını, sonrasında ayrı eve çıktıklarını, erkeğin asli işi yanında zaman zaman aile borçları olması durumunda ek işler yaptığını, doğal olarak bu işler nedeniyle eve geç gelmesinin de kaçınılmaz olduğunu, kadının annesinin sürekli tarafların yaşamına karıştığını, kadının sorumluluklarını önemli ölçüde ihmal ettiğini, yemek ve temizlik işlerini yapmadığını, annesinin ortak yaşamın her alanına karıştığını, taraflarla beraber yaşadığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, her bir çocuk için aylık 750,00'şer TL iştirak nafakası ödemesine, erkek yararına dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı kadının annesinin taraflar ile uzun süre yaşadığı, annesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiği, kadının buna müsade ettiği, annesine müdahale etmediği, kadının annesinin, erkeğe 'defol git' dediği, kadının evi ile ilgilenmediği ve yükümlülüklerini yerine getirmediği, buna karşılık kadın tanıklarının alınan beyanlarında tarafların evlerine gitmediklerini beyan etmeleri ve erkek tanıkları ile beyanlarının çelişmesi nedeniyle tarafların müşterek çocuğu ve diğer erkek tanıklarının beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, erkeğe isnat edilen kusurların ispatlanamadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun da anne yanında kendini rahat ve mutlu hissetmediği, babalarıyla yaşamayı istediği, gerekçesiyle ortak çocuk Ravza Nur'un velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, erkek yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 12.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen kusurlu davranışların erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil edecek mahiyette olmadığı, manevî tazminata ilişkin koşulların erkek yararına oluşmadığı gerekçesiyle kadının erkek yararına hükmedilen manevî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın bu yönden kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, İlk Derece Mahkemesince kusurla ilişkin yapılan değerlendirme ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, erkek yararına maddî tazminata ilişkin koşulların oluştuğu ve velâyete ilişkin değerlendirmenin isabetli olduğu gerekçesiyle kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadına şiddet uyguladığını, bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ve küfür ettiğini, eve geç geldiğini, bu iddiaların kanıtlandığını, kadının maddî durumunun kötü olması nedeniyle aleyhine nafaka ve tazminata hükmedilmesine ilişkin kararın hatalı olduğunu, ortak çocuğun rahatı için babasının yanında kalmayı tercih ettiğini ileri sürerek kararın asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen maddî tazminat talebi, velâyet ve aleyhine hükmedilen iştiran nafakası yönünden bozulmasına verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine göre kadının davasının reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, erkek yararına maddî tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin ortak çocuğun yararına olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.