"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1759 E., 2023/1785 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/1030 E., 2021/41 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 4. Aile Mahkemesinin 2009/90 Esas, 2010/1008 Karar sayılı dosyasında daha önce açtığı boşanma davasının 04.11.2010 tarihinde ret ile sonuçlandığını o kararın 19.01.2011 tarihinde kesinleştiğini, red kararının kesinleşmesinin üzerinden üç yılı aşkın süre geçmesine rağmen tarafların evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla bir araya gelmediklerini yine taraflar bir arada yaşarken davalı kadının, hakaret ve küfür ettiğini, evden kovduğunu, tehdit ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, davalı ve çocukların müvekkiline ait iki aracı sahte imzayla sattığını, davacının 2000 yılından itibaren başka bir kadınla yaşamaya başladığını ve ondan bir çocuğunun olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aşağıladığını, çocuklara ilgisiz davrandığını, Fransa'da kadın ve çocukların tarım işinde çalıştırıp paralarına el koyduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, küfür ettiğini, erkeğin sürekli evi terk ettiğini, 1999 yılından itibaren evi tamamen terk ettiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak gayri resmi yaşadığını, ondan bir çocuğunun olduğunu, davacının borçları nedeniyle eve haciz ve ihtarnamenin geldiğini, arayıp sormadığını, maddî destekte bulunmadığını ve sadakat konusunda iftira attığını ileri sürerek davanın reddine aksi halde kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adana 4.Aile Mahkemesinin 04.11.2010 tarih 2009/90 Esas 2010/1108 Karar sayılı ilamı ile davacının davalıya karşı açmış olduğu boşanma davasının davacının tam kusurlu olması nedeniyle reddedilmiş olduğu ve kararın 19.01.2011 tarihinde kesinleşmiş olduğu, davacının davalının kusurlu davranışlarına yönelik iddialarını ispatlar nitelikte görgüye dayalı bilgiye sahip tanık beyanı bulunmadığı , davacının evlilik birliği devam ederken halasının kızı ile birlikte yaşamaya başladığı ve bir çocuk sahibi olduğu, bu şekilde evlilik birliğinin sona ermesinde davacının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararının doğru olmadığını, kadın yararına verilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, yararına tazminat verilmesine rağmen vekâlet ücreti takdir edilmediğinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı erkek tarafından açılan ve redle sonuçlanan önceki boşanma davasının gerekçesinde erkeğin eşine ve çocuklarına siz niye geldiniz ben ne güzel yaşıyordum, siz gelip huzurumu kaçırdınız şeklinde ağır sözler söylemek, başka bir bayanla ilişki içerisinde olmak, sebepsiz yere ortak haneyi terk etmek ve gayri resmi yaşamak, o kadından bir çocuğunun olduğu, davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına ise yüklenecek bir kusurun olmadığına yer verildiği; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesinin bu kararlarında, usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esası ile ilgili hükme etki edecek sunulan tüm delillerin dava dosyası içerisine toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararların usul ve esas yönünden hukuka uygun, kusur belirlemesinin ve tedbir nafaka miktarının uygun ve yerinde olduğu; tarafların tespit edilen ekonomik sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın yararına taktir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 80.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata; kadın vekilinin kusur belirlemesi ile tedbir nafakasına ve vekâlet ücreti vcerilmemesine yönelik itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadın vekilinin aşağıdaki (2) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırıya, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.