"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/252 E., 2023/1455 K.
DAVA TARİHİ : 07.06.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/417 E., 2022/862 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından velâyetin değiştirilmesi davasının reddi, davalı vekili tarafından ise kişisel ilişkinin şekli ve süresi yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendinde velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanunla 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. Bu nedenle davacı vekilinin velâyetin değiştirilmesi davasının reddi yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların Manisa 2. Aile Mahkemesinin 2018/81 Esas, 2019/409 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, 2017 doğumlu ortak çocuğun velâyetinin yaşının çok küçük olması nedeni ile anneye bırakıldığını, çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00'dan aynı gün saat 16.00'ya kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan aynı gün saat 16.00'ya kadar yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulduğunu, o tarihlerde çocuk 2 yaşında olduğu için müvekkilinin sadece bu saat aralıklarında görüşebildiğini, yaz tatili ya da yatılı görme imkanının tanınmadığını, oysa şimdi 5 yaşını dolduracağını, annenin görüş günleri dışında hiçbir şekilde daha uzun bir görüşmeye izin vermediğini, çocuğu babaya karşı doldurduğunu, argo sözler öğrettiğini, ahlakını bozduğunu, bu şekilde velâyet hakkını kötüye kullandığını belirterek, annede bulunan velâyetin değiştirilerek müvekkili babaya verilmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yaz tatilleri, sömestr tatilleri de dahil olmak üzere yatılı olacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkili aleyhine isnat edilen olumsuzlukların gerçeği yansıtmadığını, davacı babanın agresif ve sinirli bir yapıya sahip olduğunu, ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, çocuğu anneye karşı doldurduğunu, müvekkilinin velâyetin ihmali ya da kötüye kullanması yönünde hiçbir olumsuz davranışının bulunmadığını, çocuk gelişimi ile ilgili eğitim aldığını, davacının çocuğu görmesine karşı olmadığını, ancak babanın olumsuz kişilik yapısı sebebi ile çocuğun baba ile uzun süre kalmasının gelişimini olumsuz yönde etkileyeceğini belirterek, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşandıkları, küçük Nisanur'un velâyetinin anneye verildiği, boşanma davasının açıldığı tarihten bu yana küçüğün anne yanında kaldığı, bakım ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığı, alınan sosyal inceleme raporlarına göre, her ne kadar davacı babanın, ortak çocuğun velâyetini almak için herhangi bir engeli bulunmasa da, ortak çocuğun bebekliğinden bu yana anne yanında yaşaması, davalı annenin velâyete engel halinin bulunmaması ve dosya kapsamında davalı annenin velâyet görevini suistimal ettiğine dair delil bulunmaması ve ortak çocuğun alışkın olduğu düzenin bozulmamasının ortak çocuğun üstün menfaatine daha uygun düşeceği, kişisel ilişkinin genişletilmesi talebi yönünden ise; İlk Derece Mahkemesince karar verildiği tarih itibarıyle küçüğün yaşı dikkate alınarak çocukla baba arasında günü birlik şahsi ilişkinin kurulduğu, çocuğun mevcut durumda 5 yaşında olduğu ve baba ile kişisel ilişkisinin İlk Derece Mahkemesince kurulan haftada bir 6 saat şeklinde devam ettiği, babanın Mahkemece tesis edilen zaman dilimi dışında küçükle görüşemediği, he ne kadar dosya arasına alınan ceza dosyalarının incelenmesinde babanın anneye yönelik tehdit hakaret eylemleri olmuşsa da bu taraflar arasında olup babanın ebeveyn olarak küçüğe karşı yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı, küçüğün baba ile görüşmekten mutlu olduğu, küçüğün takvim yaşı dikkate alındığında baba ile ve babanın kök ailesi ile sağlıklı ilişki kurmasının gelişimine olumlu katkı sağlayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, velâyetin değiştirilmesi talebinin reddine, baba ile çocuk arasındaki şahsi ilişkinin genişletilmesi talebi yönünden davanın kabulü ile; velâyeti davalı annede bulunan ortak çocuk 15.12.2017 doğumlu ... ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan Pazar akşamı saat l9.00'a kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00’dan 3. günü akşam saat l9.00’a kadar, yaz tatillerinde 1 Temmuz günü sabah saat 10.00’dan 31 Temmuz günü akşam saat l9.00’a kadar, yarı yıl sömestr tatilinin ilk Pazar günü sabah saat 10.00'dan ikinci Pazar günü saat 19.00'a kadar, her yıl babalar gününde saat 10.00'dan aynı gün akşam saat 19.00'a kadar, her yıl Milli Eğitim Bakanlığınca Kasım ayı okullara ara vermenin başladığı ilk Cumartesi günü saat 10.00'dan 2. Pazar günü saat 19.00'a kadar şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; annenin velâyet hakkını suistimal ettiğinin tanık beyanları ile ispat edildiği halde bu talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde;Davacının küçük Nisanur'u olumsuz yönlendirdiğinin davalı tanıklarıyla ve dosya içerisine alınan SİR ile kanıtlandığını, davacının öfke kotrolünün olmadığını, Nisanur'un annesinin yanında yaşamaya devam etmek istediğini, geceleri annesi ile aynı odada uyuduklarını, babasının yanına ise gündüzleri gitmek istediğini, babasının yanında uyumak istemediğini söylediğini, davacının küçük Nisanur'u korkutması, olumsuz etkilemesi, kötü sözler ve küfürler öğretmesi, anne, dede ve anneanneye karşı doldurması, çocuğa kara çarşaf giydirip sosyal medyada paylaşması gibi hususlar dikkate alındığında, küçük Nisanur'un yatılı ve uzun süreli baba yanında kalmasının gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği, tanık beyanlarının hükme esas alınmamasının eksik olduğu, yatılı ve uzun süreli şahsi ilişkinin çocuğun üstün yararına aykırı olacağı, dava kısmen reddedildiği halde davalı yararına vekalet ücretine takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; velâyet kararı yönünden; Mahkemenin velâyetin değiştirilmesine ilişkin ret gerekçesi; 08.07.2022 tarihli uzman roporunun içeriğine, tarafların uzman görüşmesi sırasında bizzat verdikleri beyanlara, taraf tanık beyanlarına, çocuğun anne ve baba hakkındaki olumlu düşüncelerine, doğduğu tarihten beri anne ile kurduğu özel bağa, alıştığı ortamdan ayrılmasının sakıncalarına, annenin velâyet hakkını kullanamayacağına ya da ihmal ettiğine ilişkin iddiaların ispat edilememesine, uzmanın da velâyetin annede kalmasının çocuğun yüksek yararına olacağına ilişkin görüşüne uygun olup, anılan tüm bu sebeplerle, mahkemece velâyetin değiştirilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde ve ret gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği; kişisel ilişki düzenlemesi yönünden; tarafların boşandığı tarihte çocuğun henüz 1,5 yaşında olması ve anneye olan bağımlılığı nedeni ile çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmuş ise de, çocuğun artık dava tarihi itibariyle 4.5 yaşına geldiği, baba ve babanın yakın çevresi ile iyi ilişkiler içinde olduğu, babaya karşı olumlu duygular beslediği, annenin de görüşmeye itiraz etmediği, ancak taraflar arasındaki yaşanan olumsuzlukların çocuk ile diğer ebeveyn arasındaki ilişkiye de hasredilmeye çalışıldığı, her ne kadar babanın işlediği bir kısım suçlardan dolayı ceza mahkemesi kararları mevcut ise de, bunların en azından bu aşamada çocuğu olumsuz etkilediğinin ispat edilemediği, kaldı ki velâyet ve kişisel ilişkiye ilişkin mahkeme kararları kesin hüküm niteliğinde olmayıp, şartların değişmesi halinde her zaman değiştirilebileceği, kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmine yönelik, çocuğun baba ile vakit geçirmesine imkan sağlayacak uzunlukta bulunduğu, uzman raporunda aksini savunmaya imkan verecek bir görüşün de paylaşılmadığı, tüm bu sebeplerle Mahkemece küçük ile baba arasında kurulan kişisel ilişki ve sürelerinde bir usulsüzlük görülmediği, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden; davacının kademeli (terditli) olarak dava açtığı, davanın kısmen kabulü söz konusu olmadığı, bu halde, davanın kabulü nedeniyle, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve de reddedilen ilk talep yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla annenin velâyet hakkını suistimal ettiğinin tanık beyanları ile ispat edildiği halde bu talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla yatılı ve uzun süreli şahsi ilişkinin çocuğun üstün yararına aykırı olacağı gerekçesi kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, dosya kapsamına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 323 üncü, 324 üncü ile 335-351 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu, 3 üncü maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı vekilinin reddedilen velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı vekilinin kişisel ilişkiye yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Ahmet'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Beyzanur'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.