Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9556 E. 2024/935 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay kararına karşı yapılan karar düzeltme başvurusunun süresinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Soybağı davalarının adli tatilde görülebilen işlerden olması ve bu nedenle karar düzeltme sürelerinin adli tatilde durmaması gözetilerek, Yargıtay kararının tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde yapılmayan karar düzeltme başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/147 E., 2022/1298 K.

DAVA TARİHİ : 15.07.2013

KARAR : Kabul

KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davalı erkek vekili

Taraflar arasındaki babalığın hükmen tespiti davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi talebinde bulunması üzerine Mahkemece 22.09.2023 tarihli ek kararla süresinde sunulmayan karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı erkek tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 2010 yılından bu yana evlilik dışı bir ilişki yaşadıklarını ve bu ilişki neticesinde 20.07.2012 tarihinde ... isimli bir çocuğun dünyaya geldiğini, davalının hamileliğin ilerleyen zamanlarda çocuğu doğurmasına karşı çıktığını, tanıma işlemini reddettiğini, evli olması nedeniyle davalının ilişkiyi gizlediğini iddia ederek babalığın hükmen tespitine, doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftadaki bakım giderleri ve hamileliğin gerektirdiği diğer giderler nedeniyle 5.000,00 TL tazminata, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; DNA testiyle ortaya çıkacağı üzere çocuğun müvekkilinden olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte ispatlanamayan tazminat talebinin reddi gerektiğini, nafaka talebinin babalık davası ile birlikte yürütülemeyeceğini, çocuğun müvekkilden olduğunun ortaya çıkması halinde 2.000,00 TL nafaka talebinin fahiş olduğunu, bir çocuğun geçimini sürdürebilmesi için gerekli paranın aylık 500,00 TL olduğunu beyanla davanın, tazminat ve nafaka taleplerinin reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.02.2016 tarih ve 2013/942 Esas, 2016/142 Karar sayılı ilamıyla; davacı ile davalının küçüğün doğumunun öncesinde 2.5-3 yıl aynı evde evli gibi yaşadıkları, davacının davalının evli olduğunu bilmediği, hamile kaldığında davalının küçüğü istemediği ve davacıyı terkettiği, DNA tetkiki için uyarılı tebligata rağmen davalı ...'in incelemeden kaçındığı, davalının gelir durumunun oldukça yüksek olduğu, küçüğün giderlerine katılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, babalığın tespitine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi gereğince 2.000,00 TL tazminata, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına üç ayrı vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tazminat ve nafaka miktarı yönünden, davalı vekili tüm yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 22.03.2018 tarih ve 2017/7442 Esas- 2018/9860 Karar sayılı ilamı ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 292 nci maddesinin birinci fıkrasında, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği, baba olduğu iddia edilen ... ile çocuk ... arasında DNA araştırması yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü, kabule göre de, Mahkemece, nafaka takdir edilirken, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmesi ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerektiği, tarafların mahkemece araştırılan sosyal ve ekonomik durumları ile taleplerin niteliği ve günün ekonomik koşulları, babanın gelir durumu da dikkate alındığında, takdir edilen tazminat ve iştirak nafakasının bir miktar artırılması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 25.03.2021 tarih ve 2018/695 Esas, 2021/538 Karar sayılı ilamıyla bütün aramalara rağmen davalının bulunamadığı, tarafların mahkemece araştırılan sosyal ve ekonomik durumları ile taleplerin niteliği ve günün ekonomik koşulları, babanın gelir durumu da dikkate alındığında, takdir edilen tazminat ve iştirak nafakası miktarlarının artırılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, babalığın tespitine, 5.000,00 TL tazminata, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına üç ayrı vekâlet ücretine karar verilmiştir. Bu karara karşı, süresi içinde davalı vekili tüm yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.12.2021 tarih ve 2021/8477 Esas, 2021/9689 Karar sayılı ilamıyla, baba olduğu iddia edilen ... ile çocuk ... arasındaki soybağının tespiti amacıyla DNA incelemesine esas örneklerin aldırılması ve DNA araştırması yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebep ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, DNA örneklerinin alınması için davalının Adli Tıp Kurumuna sevki sağlandığı, Adli Tıp Kurumu 01.11.2022 tarihli ve 142219 sayılı raporunda baba olduğu iddia edilen ...'in, ...'ın biyolojik babası olabileceğinin %99,99 ihtimalle tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, babalığın tespitine, 5.000,00 TL tazminata, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, babalık davası, tazminat davası ve nafaka davası için ayrı ayrı davacı lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 11.05.2023 tarihli ve 2023/1487 Esas, 2023/2373 Karar sayılı kararıyla, babalığın hükmen tespiti davası ile birlikte açılan ve babalığın fer’î niteliğinde olan 4721 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesinde yazılı ananın mali haklarına ilişkin talepler ve aynı Kanun'un 182 nci maddesinde yazılı çocuk için nafaka istekleri ayrıca harca tabi olmadığı gibi, kabul veya reddi halinde bu talepler yönünden ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, bu nedenle üç ayrı vekâlet ücretine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1.Davalı vekili özetle; babalık davasının yeterince incelenmeden karar bağlandığını, nafaka ve tazminatın hatalı ve fahiş olduğunu, reddedilen kısım için lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmediğini belirterek kararın düzeltilmesini istemiştir.

2.Mahkemece 22.09.2023 tarihli ek kararla, soy bağına ilişkin davaların adli tatilde görülebilen işlerden olduğu ve davalının 07.08.2023 tarihinde tebliğ edilen bozma ilamına karşı 27.08.2023 tarihinde karar düzeltme yoluna başvurduğu anlaşılmakla süresinde yapılmayan başvurunun reddine karar verilmiştir.

3. Ek karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuş ve ek kararın bozularak ortadan kaldırılması istenmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 22.09.2023 tarihli karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ek karara yönelik olup, soybağı, doğum giderleri ve iştirak nafakasına ilişkin davada karar düzeltme talebinin süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) 428 inci ve 439 uncu maddeleri ile 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 182 nci, 284 üncü, 292 nci maddesinin birinci maddesi, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 103 üncü ve 104 üncü maddeleri.

3.Değerlendirme

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3.maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.

2.İlk Derece Mahkemesince ek karar ile davalı vekilinin 27.08.2023 tarihli karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme isteğini inceleme görevi, yerel mahkemeye değil, kararı ihdas eden Yargıtay ilgili dairesine aittir. Bu bakımdan yerel mahkemenin 22.09.2023 tarihli ek kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

3.Davalının karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince; 6100 sayılı Kanun'un 104 üncü maddesi uyarınca adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanun'un tayin ettiği sürelerin bitmesinin tatil zamanına rastlaması halinde bu sürelerin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile adli tatilde görülebilecek işler düzenlenmiş olup soybağına ilişkin davaların da adli tatilde görülebileceği hüküm altına alınmıştır.

4.Somut olayda, dava babalığın hükmen tespitine ilişkin olup, adli tatilde yargılaması devam etmesi nedeniyle adli tatilde karar düzeltme sürelerinin durmayacağı anlaşılmaktadır. Yargıtay ilamı karar düzeltme talebinde bulunan davalı vekiline 07.08.2023 tarihinde tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karara karşı kanunda öngörülen (1086 sayılı Kanun md. 440/1) on beş günlük süre geçtikten sonra 27.08.2023 tarihinde davalı vekili tarafından, karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Hal böyle olunca süresinde olmayan karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

1.İlk Derece Mahkemesinin 22.09.2023 tarihli Ek Kararının Ortadan Kaldırılmasına

2.Davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin süreden REDDİNE,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.