Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9570 E. 2024/284 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler nazara alınarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 25.02.2015-16.03.2015

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ve tazminatların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve ailesine argo ve küfürlü kelimeler söylediğini, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, eşyaları fırlattığını, fiziksel şiddet nedeniyle birkaç kez ayrılıp barıştıklarını, gece uyanan ortak çocuğa da şiddet uyguladığını, terapiye başladığını ancak tedaviye devam etmediğini, en son olayda porno izlemesi nedeniyle çıkan tartışmada kadına şiddet uyguladığını ve ortak evdeki eşyaları sattığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılması ve kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Dava dilekçesi davalı-davacı erkeğe 01.06.2015 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı-davacı erkek davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli ailesinin yanına gittiğini, birlik görevlerini ve eşini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, terk etmekle tehdit ettiğini, babasının kanser hastalığında eşine destek olmadığını, çocuğu göstermediğini, ev işi yapmadığını, cinsellikten kaçındığını, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, eve maddî katkı sunmadığını, erkeğin bir kez fiziksel şiddet uyguladığını ancak akabinde tarafların barıştıklarını, porno izleme iddialarının doğru olmadığını, erkeğin izlediği normal içerikteki yayınlar nedeniyle üç kez kulaklık ve bir kez bilgisayar parçaladığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2017 tarihli ve 2015/157 Esas, 2017/213 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve çocuk lehine nafakalara hükmedilmesinin uygun görüldüğü, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunduğu ve kadının çalışmakla yoksulluğa düşmediği gerekçesi ile; erkeğin davası ve tazminat taleplerinin reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyeti anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 900,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına ve kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakası; davalı-davacı erkek vekili reddedilen birleşen dava, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2018 tarihli ve 2017/1123 Esas, 2018/539 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, eşinin babasının ölümcül hastalığı nedeniyle eşine destek olmayan kadının ise az kusurlu oldukları, dolayısıyla erkeğin istinaf talebinin esastan kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, ne var ki bu sebebe göre asıl dava yönünden de yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden kadının istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten alınıp kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 22.05.2019 tarihli ve 2018/7542 Esas, 2019/6492 Karar sayılı bozma kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı kadın tarafından tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, erkek tarafından ise, boşanma kararını kabul ettiğini belirtmek suretiyle, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinafa başvurulması nedeniyle kadının davasında verilen boşanma hükmünün kesinleşmiş olduğu ve erkeğin boşanma talebine yönelik davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken; istinaf edilmeyerek kesinleşen kadının davası ile konusuz kalan erkeğin birleşen davası hakkında yeniden hüküm kurularak boşanma kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu ve yine kadının istinaf itirazlarının incelenmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 23.10.2019 tarihli ve 2019/1379 Esas, 2019/1716 Karar sayılı karar ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, kadının tüm istinaf itirazlarının reddine, erkeğin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kadının boşanma davası istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan erkeğin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine; boşanmaya sebep olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, eşinin babasının ölümcül hastalığı nedeniyle eşine destek olmayan kadının ise az kusurlu oldukları gerekçesiyle; 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar ile nafakaların miktarı; davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 14.10.2020 tarihli ve 2020/3423 Esas, 2020/4738 Karar sayılı kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Hatice Kübra yararına takdir edilen iştirak nafakasının ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yaranna takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu; İlk Derece Mahkemesince verilen ara karar ile kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve kadının tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun bulunmaması nedeniyle nafaka miktarının erkek lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği dikkate alınmaksızın tedbir nafakası miktarının artırılarak aylık 500,00 TL'ye hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddi ile bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2020/1386 Esas, 2021/859 Karar sayılı kararı ile; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası hakkındaki bozma kararına uyularak kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtay’ın tamamen bir hukuki denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddi vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukuki denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile temyiz incelemesinin kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması halinde bunların bozma sebebi sayılabilmesi için ayrıca hüküm sonucunu etkilemiş olmaları gerektiği, buna karşılık dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi hallerinin ise mutlak bozma sebebi olduğu, somut olaya gelindiğinde ise Yargıtayca temyiz incelemesi sonucunda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile düzenleme altına alınan tazminatlar ve 182 nci maddesine göre iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin hukuki denetimin yapıldığı, buna göre erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve ortak çocuk yararına iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesinin doğru olduğunun Yargıtay'ın hukuki denetiminden geçtiği, bunun ötesinde tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas fiillerin ağırlığı da değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarlarına yönelik bozma yapılamayacağı gerekçesiyle; bozma kararının tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarına yönelik kısmına direnilmesine ve tedbir nafakasına ilişkin kısmına uyularak aylık 400,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

D.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2022 tarihli ve 2021/2-1023 Esas, 2022/403 Karar sayılı ilâmı ile; kararın 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesine göre temyiz edilemeyecek kararlardan olmadığı, aynı kanunun 369 uncu maddesine göre Yargıtay'ın bölge adliye mahkemesi gibi istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı bir inceleme yetkisinden ziyade tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü hususları inceleyebileceği, Yargıtay'ın maddî vakıalara bağlanan sonuçları, taraflar lehine veya aleyhine hükmedilen tazminatların miktarlarını denetlemekle yükümlü olduğu, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin maddi vakıa ve delilleri doğru belirlemesine rağmen bunlarla varılacak hukukî sonucu yanlış değerlendirmiş bir başka ifade ile hata yapmış olduğu, Daire kararının yerinde olduğu ve erkeğin direnme kararını temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle; davalı-davacı erkek vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine ve ... kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozularak dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 20.10.2022 tarihli ve 2022/1269 Esas, 2022/1582 Karar sayılı karar ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, ... kadının tazminatlar ile iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf itirazının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararındaki tazminat ve nafaka hükümlerinin yürürlükte olduğunun tespitine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tazminatların ve nafakaların miktarları ile vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 13.04.2023 tarihli ve 2023/1309 Esas, 2023/1828 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, bozma ilâmının amacına uygun bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Hatice Kübra yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer kısımların ise onanmasına karar verilmiştir.

F.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesinleşen kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılarak devamına, kadın yararına şartları oluştuğundan boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığından çok az olduğu, ortak çocuğun ihtiyaçları, yaşı dikkate alındığından iştirak nafakası miktarının da çok az olduğu, kararda harç ve yargılama gideri ile ilgili düzenleme olmamasının da hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşma açılmasına rağmen kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; tazminatları, iştirak nafakasının miktarları, harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının çok fazla olduğu, erkeğin aylık geliri de dikkate alındığından ödeyecek maddî gücü olmadığı, iştirak nafakasına ÜFE oranında verilen artış oranının fazla olduğu, tazminatın zenginleşme aracı olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğu belirtilerek; tazminatların ve iştirak nafakasının miktarları ile iştirak nafakası artış oranı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına, bozmanın amacına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, iştirak nafakasına uygulanan artış hükmünün yerinde olup olmadığı, bozma sonrası kanuni zorunluluk gereği açılan istinaf duruşması nedeniyle istinaf vekâlet ücretine karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı, harç ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları,182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin ise aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Semra'ya geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.