Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9592 E. 2024/7418 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkeme kararında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1708 E., 2023/2007 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1368 E., 2023/793 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlendikten sonra 9 yıl İsviçre’de yaşadıkarını, tarafların bu 9 yılın sonunda Türkiye’ye geldiklerini, erkeğin akrabalarının da ikamet ettiği bir siteye yerleştiğini, hiçbir mal almadan boşattırmak için ellerinden gelen herşeyi yaptıklarını, son olarak da müvekkilenin bazı erkeklerle ilişkisi olduğunu ileri sürerek ve kadının konuşmalarını çarpıtarak ses kayıtları oluşturduklarını, bunlarla erkekten ayrılması için sürekli tehdit ettiğini, erkeğin bu süreçlerin hep içinde olduğunu ve eşinin karşısında olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesini, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeği aldattığını, çocuklarla ve erkekle ilgilenmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini, çocuklarla ve kendisiyle ilgilenmediğini, aralarında cinsellik anlamında kadında kaynaklı olarak soğukluk olduğunu, kadının erkeği aldattığını, bunu kadının da kabul ettiğini, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek için 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; öncelikle soyut, zaman kavramı içermeyen tanık beyanlarının, af kapsamında kalan olayların kusur belirlemesinde dikkate alınmadığını, kadının erkeğin boşanmaya sebep teşkil edebilecek bir kusurunu ispatlayamadığını, kadının ise ... isimli kişiyle görüşmek suretiyle eşini aldattığının tanık beyanları ve ... isimli kişinin Kulu Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği 29.07.2019 tarihli ifadesi ile sabit olduğu, kadına yüklenen bu kusurlar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadının tam kusurlu, erkeğin kusursuz olduğunu, tarafların ortak çocukları ...'in velâyetinin babalarına verilmesine, velâyeti babasına bırakılan ortak çocuk ... ve yargılama sırasında ergin olan Talha lehine tedbir ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığı gerekçesiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Talha ergin olduğundan velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; yargılama sürecinde hiçbir somut delil sunulmadığını, tanık beyanlarından oluşan beyanların soyut olduğunu, özellikle ... Ç.'nin müvekkilin kendisine karşılık vermemesinden dolayı verdiği iftira niteliğindeki ifadelerini kesinlikle kabul etmediğini, kesinlikle ... Ç. ile hiç bir şekilde ilişkisi olmadığını, zorla arabaya bindirerek Kulu’ya teyzesinin evine götürüldüğünü, kendisine tuzak kurulduğunu, hiçbir hak talep etmeden boşanmayı kabul etmesi yönünde tehditte bulunulduğunu, karşı tarafın dini nikah ile başka bir kadınla yaşamaya başladığını, bu konuya ilişkin gelişmenin yargılama kanun yolu sürecindeyken gerçekleştiğini, bu duruma ilişkin tanık dinletme ve delil sunma fırsatının olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, asıl davanın reddini, birleşen davanın kabulünü, tedbir nafakası miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminat miktarlarını, çocuklar lehine tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, kadına verilen kusurun yerinde olduğu, verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, kadının ev hanımı olduğu, kira gideri bulunduğu, bir adet taşınmazından kira geliri elde ettiği, erkeğin yurt dışından emekli olup, kira giderinin olmadığı, yedi taşınmaz ve bir aracının bulunduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, kadının geliri bulunmadığından çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi Daire karar tarihi itibari ile ortak çocuklar reşit olduğundan konusuz kalmakla, velâyete ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığı, erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, tam kusurlu bulunan kadının tazminat taleplerinin reddinin yerinde olduğu gerekçesi ile kadının velâyete yönelik; erkeğin, iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle Daire karar tarihi itibari ile ortak çocuklar ergin olduğundan konusuz kalmakla, velâyete yönelik istinaf talebi ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen davası ve fer'ileri ile erkek için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; gelir durumu iyi olan kadının tedbir ve iştirak nafakasına katılma yükümlülüğü olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarları ile çocuklar için hükmedilmeyen tedbir ve iştirak nafakaları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün, kadının davasının reddinin yerinde olup olmadığı, tazminatlar ile erkeğin çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.