"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/972 E., 2023/452 K.
DAVA TARİHİ : 11.06.2015-03.08.2015
KARAR : Bozma ilamına uyularak hüküm kurulması
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece maddî ve manevî tazmınatlara karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, ortak çocuk Zeynep için aylık 750,00 TL, Elif için 1.750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili 03.08.2015 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının baskın kişiliği olduğunu, eşine şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, evden kovduğunu, eşinin kök ailesiyle görüşmediğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.07.2016 tarihli ve 2015/485 Esas, 2016/712 Karar sayılı kararı ile davacı kadının; eşinin ailesini küçük gördüğü, onlardan nefret ettiğini söylediği ve ortak çocukların onlarla görüşmesini istemediği, davalı kocanın da eşine; kısa boylu, çirkin, mesleği bile yok şeklinde aşağılayıcı sözler söylediği her iki tarafın da boşanmak istediği, gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların maddî-manevî tazminat istemlerinin eşit kusur nedeniyle reddine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için aylık 700 TL tedbir, iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 05.11.2018 tarihli kararı ile; mahkemece davacı-karşı davalı kadının dinlenmeyen tanıkları Esra Hayize, Zeynep ve Elif Sena ile davalı-karşı davacı erkeğin dinlenmeyen tanığı Gaffar'ın usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenilmesi, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına,bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 2019/536 Esas, 2020/396 Karar sayılı kararı ile davacı kadının erkeğin kök ailesiyle görüşmediğini, eşine hakaret ettiğini, eşine ilgi göstermediğini, davalı-karşı davacı erkeğin ise eşine hakaret ettiğini, eşine şiddet uyguladığını, eşine ilgi göstermediği, erkeğin kadına evlilik süresince şiddet uyguladığı, erkeğin kadından daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Zeynep'in reşit olduğu tarihi itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kabul edilen her iki davada ayrı ayrı 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine yönelik karara karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatlar yönünden verilen tevzih kararı, erkeğin davasının kabulü ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından boşanma kesinleşme işleminin geri alınması, kesinleşen boşanma yönünden yeniden hüküm kurulması, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 15.02.2021 tarihli kararı ile; davacı-karşı davalı kadına yüklenen eşine karşı hakaret etme kusurunun ispatlanamamasına karşın, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı, boşanma hükmü temyiz edilmeden 19.08.2016 tarihinde kesinleştiği, bu husus gözetilmeksizin kesinleşen boşanma hususunda yeniden hüküm kurulmasının ve bu kapsamda taraflara mükerrer olacak şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Mahkemece gerek kısa kararda gerekse buna uygun düzenlenen gerekçeli kararda davacı-karşı davalı kadın yararına ayrı ayrı olmak üzere, kadının kabul edilen boşanma davasında 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin kabul edilen boşanma davasında da 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği tavzihle hükmün değiştirilmesi mümkün bulunmadığı o halde mahkemece davalı-karşı davacı erkek vekilinin maddî ve manevî tazminata yönelik tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, tavzih talebinin kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı, davacı-karşı davalı kadın yararına asıl ve karşı davada ayrı ayrı maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 2022/8 Esas, 2022/243 Karar sayılı kararı ile 100.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminatın karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurulmuştur.
2.Dairenin 27.06.2022 tarihli kararı ile yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
D.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci, 428 inci ve 439 uncu maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.