"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1300 E., 2023/1204 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/440 E., 2023/255 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davalı karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, manevî tazminat talebinin reddi, nafakalar ve ...`ın velâyeti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kaldırılan yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, manevî tazminat talebinin reddi, nafakalar, ...`ın velâyeti ve velâyeti kendisinde olan çocuklar yararına iştirak nafakası hükmedilmesi gerektiği yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusur belirlemesi davacı karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmediğinden onun yönünden kesinleşmekle davacı karşı davalı kadın vekilinin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı erkeğin ihtiyaçları karşılamadığını, kadına ve çocuklara ilgisiz olduğunu, eve geç geldiğini, hakaret ettiğini, aşağıladığını, yatakları ayırdığını, sadakatsiz olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ...`ın velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının ilgisiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli elinde telefon olduğunu, habersiz estetik yaptırdığını, habersiz çalışmaya başladığını, ekonomik olarak eve katkı sağlamadığını, başka bir erkekle konuştuğunu, evi terk ettiğini, evi terk ettikten sonra evdeki eşyaları alıp gittiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2022 tarih ve 2018/454 Esas 2022/102 Karar sayılı kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin evlilik birliği devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak, birliğin ve ortak çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmemek ve aile yaşamına ilgisiz kalmak suretiyle yükümlülüklerine aykırı davrandığının sabit olduğu, davacı karşı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve ev işleri ile gerektiği şekilde ilgilenmediği, bu hali ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflara kusur olarak yüklenilen vakıaların değerlendirilmesinde, davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının ise hafif kusurlu olduğu, bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamamış olması sebebi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davalı karşı davacı erkek tarafından açılan karşı dava yönünden ise, davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı karşı davalı kadının hafif kusurlu olması ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası şartlarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesi ile karşı davanın reddine, tarafların ortak çocuğu Bahar ergin olduğundan konusuz kalan velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ...`ın velâyetinin anneye, ...`in velâyetinin babaya verilmesine, kişisel ilişki kurulmasına, davacı karşı davalı annenin iştirak nafakası ve tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalı karşı davacı babadan alınarak müşterek çocuğa velâyeten davacı karşı davalı anneye verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak sürdürülmesine, davacı karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık 400,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili; her iki dava ve ferileri yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili; nafaka miktarları, tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2022 tarih ve 2022/1419 Esas 2022/1528 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından, davalı erkek yönünden sosyal ve ekonomik durum araştırmasına ilişkin yapılan araştırmanın 27.11.2018 tarihli olup aradan yaklaşık dört yıl gibi bir sürenin geçmiş olduğu, kocanın turkcell bayisi olduğu yönündeki iddia değerlendirilmeden, bu araştırmanın hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ve boşanmanın diğer ferileri yönünden önemli olduğu, dolayısıyla eski tarihli bir tespitle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, yeniden araştırma yapılması suretiyle hüküm tesisinin gerektiği, eksik incelemeyle nafaka ve tazminat miktarlarının takdir edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kadının istinaf kanun yolu başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın yeniden görülerek, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlar araştırılıp değerlendirilmek ve tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, kaldırma gerekçesine göre kadının sair istinaf itirazlarının ve kocanın tüm istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı erkeğin evlilik birliği devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak, birliğin ve ortak çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmemek ve aile yaşamına ilgisiz kalmak suretiyle yükümlülüklerine aykırı davrandığının sabit olduğu, davacı karşı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve ev işleri ile gerektiği şekilde ilgilenmediği, bu hali ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflara kusur olarak yüklenilen vakıaların değerlendirilmesinde, davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının ise hafif kusurlu olduğu, bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamamış olması sebebi ile davacı-karşı davalının kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davalı karşı davacı erkek tarafından açılan karşı dava yönünden ise, davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı karşı davalı kadının hafif kusurlu olması ve 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası şartlarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesi ile karşı davanın reddine, tanık anlatımları, aldırılan rapor ve idrak çağındaki ortak çocuklar ... ile ... ...'ın 30.06.2021 tarihli celsede alınan velâyete ilişkin beyanları dikkate alınarak, çocukların üstün yararı gereğince ...`ın velâyetinin anneye, ...`in velâyetinin babaya verilmesine, kişisel ilişki kurulmasına, davacı karşı davalı annenin iştirak nafakası ve tedbir nafakası talebinin kabulü ile, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalı karşı davacı babadan alınarak müşterek çocuğa velâyeten davacı karşı davalı anneye verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak sürdürülmesine, somut olayda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı karşı davalı kadın hafif, davalı karşı davacı erkek ise ağır kusurlu olup tanık anlatımları ile kaldırma ilamı doğrultusunda yapılan sosyal ekonomik durum araştırmaları, kocanın dava tarihi itibari ile turkcell bayisinin de bulunduğu gözetilerek davacı karşı davalı kadının dava tarihindeki sosyal ekonomik durumuna göre yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL maddî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davacı-karşı davalı kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, manevî tazminat talebinin reddi, nafakalar ve ...`ın velâyeti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı kadının hafif, karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğundan asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verildiği, hüküm, karşı davacı erkek tarafından istinaf edildiğinden, davacı kadına izafe edilen kusurlar yönünden kesinleştiği, tarafların yaklaşık 17 yıllık evli oldukları ve biri reşit iki çocuklarının bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen erkeğe (ağır) izafe edilen kusurun tamamının tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı anlaşılmış olup her iki davanın da kabul edilmesi gerekirken erkeğin davasının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile karşı davacı erkeğin, yukarıda açıklandığı üzere sair istinaf başvurusunun esastan reddine, istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen ve istinaf konusu edilmekle birlikte reddedilen hususlarla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davacı erkeğin, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı anlaşılmış olup her iki davanın da kabul edilmesi gerekirken erkeğin davasının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönündeki istinaf başvurusunun yukarıda açıklandığı üzere kabulü ile "B bendinin, 10, 11 ve 12." bendlerinin kaldırılmasına, yerine davalı karşı davacı erkek tarafından açılan karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına şeklinde düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, manevî tazminat talebinin reddi, nafakalar, ...`ın velâyeti ve velâyeti kendisinde olan çocuklar yararına iştirak nafakası hükmedilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi kararının doğru olup olmadığı, ortak çocuk ...`ın velâyetinin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı, nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri .
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı karşı davacı erkeğin yargılama sırasında iştirak nafakası talebi olmadığının anlaşılmasına göre davacı karşı davalı kadının tüm, davalı karşı davacı erkeğin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Dosya içindeki sosyal ve ekonomik durum araştırmasından, davacı karşı davalı kadının otelde asgari ücretle çalıştığı, davalı karşı davacı erkeğin de 2018 yılında Turkcell bayi ortaklığının son bulduğu, bundan sonra asgari ücretle çalıştığı, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu tespit edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davacı karşı davalı kadın yönünden 4721 sayılı Kanun`un 175 inci maddesi koşulları oluşmamıştır. Davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı karşı davalı kadın vekilinin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2.) paragrafta gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden davalı karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,
b)Davacı karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı karşı davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Yavuz'a iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Songül'e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.