Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9631 E. 2024/6091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun ağırlığının tespiti, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, hükme esas teşkil eden tüm delillerin dosyada mevcut olduğu ve kanunun doğru uygulandığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1961 E., 2023/2680 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Samsun 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/421 E., 2023/246 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalı ...' in 30.09.2019 tarihinden bu yana evli olduklarını, müvekkili dul ve yalnız bir kadın olduğundan çevresindekilerin aracılığı ile kendisine eş arayan davalı ile evlenmeyi kabul ettiğini, davalı ...' in müvekkilinden 20 yaş büyük olduğunu, müvekkili evlendiğinde ... eğitim kurumunda çalışan, 2.500,00 TL emekli maaşı alan ve çalıştığı kurumdan da asgari ücret alan, kısacası kendi geçimini temin etmeye yeterli bir kadın olduğunu, davalının ise kılavuz kaptanlık yapan, emekli maaşı da alan bir şahıs olduğunu, müvekkilinin, davalı ile para için evlenmediğinin bu durumdan gayet net olarak anlaşıldığını, tek istediğinin başında bir kocası olması ve yalnız yaşamamak adına mutlu bir ailesi olması olduğunu, ancak evlilik birliğinin devamı sırasında eşinin kendisi ile aynı düşünceler içinde olmadığını anladığını, davalı ... evin idaresi için gerekli tüm masrafları, örneğin yiyecek tedariki, pazar masrafları gibi tüm masrafları müvekkiline yaptırmaya başladığını, çok küfürlü konuşan davalının müvekkiline de sık sık küfür etmekten geri kalmadığını, davalının müvekkilinin parası ve kendi kazandığı paralardan da birikim yapmaya başladığını müvekkilinin ise eşinin bu tavrını doğal karşılamakla beraber sonradan davalının art niyetini ortaya koyduğunu, yapılan birikimlerden önce üniversiteye gidecek oğluna bir araba almış, sonra da kendisine 55 AH ... plakalı arabayı aldığını, müvekkili 6 temmuz 2021 tarihinde işten çıkarılınca sadece emekli maaşının gelir olarak elinde kaldığını, müvekkilinin ilk 1 ay korkusundan eşine işten çıkarıldığını söyleyemediğini, davalı ...'in çalıştığı firma Mersin'e taşınınca davalının tazminatlarını alarak işten ayrıldığını, davalının müvekkiline karşı uyguladığı psikolojik şiddet nedeniyle müvekkilinin hastalanıp evde yatmak zorunda kaldığında 2 gün boyunca müvekkiline yemek dahi vermediğini belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesine, hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili için 100.000,00 TL manevî tazminatın, ayrıca 100.000 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, hükmedilecek tazminatlara dava tarihinden itibaren bankalara uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 30.09.2019 tarihinde evlendiklerini, bu evliliğin müvekkilinin 2. evliliği olup davacının 3. evliliği olduğunu, müvekkilinin ilk evliliğinden 3 çocuğu bulunmakta olup hepsinin reşit olduklarını, davacının ilk eşinden olan oğlu devamlı annesi ile birlikte yaşamaya alışık olduğundan annesinin ricası üzerine müvekkili "o da benim bir oğlum olsun diyerek evlendiklerinde birlikte yaşamak üzere evlendiklerini, müvekkilinin bu evlilik birliğinin devamı için elinden geleni yaptığını, davacı ... hanımın dava dilekçesinde beyan ettiği olayların hiçbirinin gerçek olmadıklarını, müvekkilinin yaptığı alışverişlerin çoğunu vize (kredi) kartı ile yaptığını, müvekkilinin de emekli olup ikinci bir işte çalışırken işten çıkartıldığını, halen emekli maaşı ile geçindiğini, oturduğu evin kendi evi olduğunu, davacının gelir durumunun müvekkilinden daha iyi olduğunu, davacının dilekçesinde beyan ettiği pisikolojik şiddet iddiasının gerçek olmadığını, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde kendisine sevgi saygı içerisinde davrandığını, davacının işten çıktıktan sonra eve geç geldiğini, evin işleri ile ilgilenmediğini, davacının boşanma davası açtığını müvekkilinden gizlediğini, anlaşmalı boşanma için kendisine aile ortamında teklif sunulduğunu, müvekkilinin davacıyı hiçbir zaman aşağılamadığını, 2. sınıf insan muamelesi yapmadığını, davacının müvekkilinin kendisine sunduğu güzellikleri göz ardı ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına, ...'in açtığı boşanma davası ile nafaka ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadını azarladığı, hastalandığından davacı ile ilgilenmediği, evin masraflarını sorun ettiği hususlarını ispat ettiği, kadının da erkeği sokaktaki erkekler ile karşılaştırdığı, bu şekilde davalıyı aşağıladığı, eve geç geldiği hususlarının ispat edildiği, ispat edilen hususlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, devamında taraflar ve toplum açısından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, tarafların ayrı yaşadığı, tekrar bir araya gelme ihtimallerinin de bulunmadığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli olarak boşanmalarına, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafın eşit kusurlu olduğunun tespitine, davacı kadının eşit kusurlu olduğu tespit edilmekle kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı kadının müşterek haneden ayrıldığı, kendine yeni düzen oluşturduğu anlaşılmakla kadın lehine uygun tedbir nafakasına hükmedilmesine, kadının çalıştığı, belli düzeyde gelirinin bulunduğu, boşanma ile yoksulluğa düşme ihtimalinin bulunmadığı, tarafların gelir durumunun yaklaşık olarak birbirlerine denk olduğu gerekçesiyle davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın; kusur belirlemesi, kocanın davası ile yoksulluk nafakası ve tazminat istemlerinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı koca; aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ile asıl davada reddedilen nafaka ve tazminatlar için lehine vekâlet ücreti verilmesi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanma davasının eki niteliğinde olan nafaka ve tazminat taleplerinin reddedilen kısmı yönünden vekâlet ücreti takdir edilemeyeğinden, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun ağırlığının kimde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı,

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.