Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9647 E. 2025/3339 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve maddi tazminat miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kadına kusur olarak yüklediği davranışın ispatlanamaması, erkeğe yüklenen kusurun ise af kapsamında kalması ve tarafların kusurlu davranışlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, kusur belirlemesi ve maddi tazminat miktarı yönünden karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1256 E., 2023/1490 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/152 E., 2022/934 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından katılma yoluyla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile yoksulluk nafakasına uygulanan artırım yönünden duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı- karşı davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davacı- karşı davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı erkeğin vesayet altına alınmasını gerektirir hastalığının bulunup bulunmadığının araştırılması yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi gönderme kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları ile yoksulluk nafakası artırım talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu ve yoksulluk nafakası artırım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına ve kadın yararına 35.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince yukarıda belirtildiği belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince kadına, "erkeğe küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu" vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de bu vakıanın ispatlanamadığı, ispatlanamayan vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine her ne kadar İlk Derece Mahkemesince erkeğe, "babasının kadına fiziksel şiddet uygulamasına sessiz kaldığı" vakıası kusur olarak yüklenmişse de bu vakıanın da af kapsamında kaldığı ve bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları dikkate alındığında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda her ne kadar tam kusurlu erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekir ise de boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Ne var ki Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, hükmün kusur belirlemesi yönünden bozulması gerekmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatleri dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kusura ilişkin vakıalar yönünden her iki taraf yararına, kusur belirlemesi ve maddî tazminatın miktarı yönünden ise kadın yararına BOZULMASINA,

2.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin Deniz'den alınıp Şükrü'ye verilmesine,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.