"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1875 E., 2023/1856 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Akdağmadeni Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi (Birleşen Yalova Mahkemesinin 2019/562 Esas, 1086 Karar)
SAYISI : 2023/92 E., 2023/201 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını, 2018 yılından beridir Z. S. isimli kadın ile aldattığını, erkeğin görev yaptığı askeriye tarafından ortaya çıkarıldığını, görüntülerin internete sızdırıldığını, sürekli olarak cinsel ve duygusal birliktelik yaşadıklarını, bu kadının erkekten hamile olduğunu, daha sonra video ve fotoğrafları kadına gönderdiğini, erkek hakkında disiplin soruşturması yapıldığını iddia ederek; evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, Yalova Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kadının ortak konutu sebepsiz yere terk ettiğini, kadının ilgisiz olduğunu, erkeğin 14.05.2019'da PTT aracılığıyla eve dön çağrısında bulunduğunu, aldatmayı öğrendikten sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerini, kadının erkeği affettiğini, 3 ay sonra evi terk ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebi ile tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.12.2021 tarih ve 2019/128 Esas, 2021/292 karar sayılı kararı ile; kadının açtığı asıl boşanma davasının ve erkeğin açtığı birleşen boşanma davasının reddine, ortak çocuğun anneye verilen geçici velâyetinin hüküm kesinleşene kadar aynen devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı-davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, tedbir nafakası miktarları yönünden, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, yetki itirazının reddi, tedbiren velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2022 tarih ve 2022/401Esas, 2022/419 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin yetki itirazını ön mesele sayarak tanıkların dinlenmesinden sonra değerlendirmeye almış ise de dinlenen tanıkların beyanlarının davacı-davalı kadının dava tarihi itibariyle davanın açıldığı Akdağmadeni İlçesine yerleşmek amacıyla gelip gelmediği yönünde yeterli ve açık olmadığı, tanıkların yetersiz beyanları esas alınarak davalı-davacının yetki itirazının reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2023 tarih ve 2022/124Esas, 2023/12 Karar sayılı kararı ile, kadının açtığı asıl boşanma davasının ve erkeğin açtığı birleşen boşanma davasının reddine, ortak çocuğun anneye verilen geçici velâyetinin hüküm kesinleşene kadar aynen devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı- davalı kadın vekili tarafından davacı-davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, tedbir nafakası miktarları, yetki itirazının değerlendirilmemesi yönünden, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, tedbiren velâyet, yetki itirazının değerlendirilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarih ve 2023/659 Esas, 2023/674 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece yasanın bu amir hükümlerine riayet edilmeksizin, davalının yetki itirazının usulüne uygun şekilde incelenmemesinin, yetki itirazı konusunda bir karar verilmeden yani ara karar ile değerlendirilmeden tahkikat aşamasının sonlandırılarak sözlü yargılama ve karar aşamasına geçilmesinin ve esası hakkında hüküm verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının tamamen kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 07.02.2019 ile 02.05.2019 tarihleri arasında kadının aldatmayı ne zaman öğrendiğine ilişkin her iki tarafın tanık beyanları arasında çelişki bulunsa da; boşanma davası açıldıktan sonra af gibi boşanma karşıtı olguları ortaya çıkması halinde hakimin bu durumu re'sen araştıracağı, erkeğin birleşen dava dilekçesinde ve asıl davanın düplik dilekçesinde kadının her iki dava açıldıktan sonra olacak şekilde 23.06.2019-01.07.2019 tarihleri arasında erkek ile aynı konutta kaldığını iddia ettiği, bu hususun, kadın tarafından kollukta verilen 02.07.2019 tarihli "...yaklaşık 1 hafta önce Yozgat ilinden Yalova iline evden eşyalarımı toplamak için geldim. Eve geldiğimden beri eşim ile atışıyorduk fakat 02.07.2019 günü saat 00:30 sıralarında...." şeklindeki ifadesi ile desteklendiği, bu haliyle tarafların her iki dava açıldıktan sonra yaklaşık 1 hafta boyunca aynı konutta ikamet ettikleri, ancak bu olgunun başlı başına af sayılamayacağı, öte yandan, erkek tanıklarından, S.'nin; G.'nin ve S.'in beyanları nazara alındığında; kadının ortak konuta dönme amacının eşini affetmek olduğu ve 01.07.2019 tarihi itibari ile her iki davada da ileri sürülen olguları hoşgörü ile karşıladığı; öte yandan kadın taraf birleşen davada cevap dilekçesi ile 02.07.2019 tarihinde darba uğradığını ifade etmişse de eldeki asıl davanın açıldığı tarihin 13.05.2019, birleşen davanın açıldığı tarihin 22.06.2019 olduğu, Yalova 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/424 E. Ve 2021/693 K. sayılı ilamı incelendiğinde suç tarihinin 02.07.2019 olduğu ve bu nedenle bu iddiaya konu olayın kadın tarafından açılan asıl davadan ve birleşen davadan sonra meydana geldiği; Akdağmadeni Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/265 E. - 2021/727 K. sayılı ilamında suç tarihinin 30.05.2019 olduğu bu nedenle bu iddiaya konu olayın kadın tarafından açılan asıl davadan sonra fakat birleşen davadan önce meydana geldiği birleşen davanın davacısının erkek olduğu, kadının açtığı asıl davadan sonra ve fakat erkeğin açtığı birleşen davadan önce meydana geldiği iddia edilen iş bu olay nedeniyle erkeğe kusur izafe edilmesinin mümkün olamayacağı, kaldı ki bu olayın gerek asıl dava gerek birleşen davadaki dilekçeler aşamasında ileri sürülmediği ve delil dilekçesinde bu karara dayanılmadığı; bu nedenle bu yöndeki iddiaların hükme esas alınamayacağı, birleşen davacı erkeğe atfedilebilir bir kusur olmadığı,erkeğin asıl davanın cevap dilekçesinde "...müvekkilim 14.05.2019 tarihinde davalı tarafa Yalova PTT aracılığıyla eve dön çağrısında bulunmuşsa da..." şeklinde yer alan beyan incelendiğinde; her ne kadar Yalova PTT Merkez Müdürlüğü'nün cevabında bu şekilde bir gönderi çıkarılmadığı bildirilse de, ihtar isteğinin af niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, asıl dava tarihinin 13.05.2019 olduğu ve ihtar tarihi gözetilerek bu dava yönünden af nedeniyle kadına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı; birleşen dava tarihinin ise 22.06.2019 olduğu; bu haliyle 14.05.2019 tarihinden önceki vakıalar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği anlaşılmakla beraber; 14.05.2019 tarihi ile birleşen davanın açıldığı 22.06.2019 tarihleri arasında ise kadının evi terk etmek suretiyle birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kusurlu olduğu düşünülebilecek ise de, bu tarih aralığından öncesinde olacak şekilde 13.05.2019 tarihi itibariyle kadın tarafından boşanma davası açıldığı, bu nedenle kadının birlikte yaşama ara vermesinde haklı sebebinin bulunduğu, bu husus yönünden de davacı-birleşen davalı kadına atfedilebilir bir kusur olmadığı gerekçesi ile asıl boşanma davasının ve erkeğin açtığı birleşen boşanma davasının reddine, ortak çocuğun anneye verilen geçici velâyetinin hüküm kesinleşene kadar aynen devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.500,00 TL'ye arttırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin hakaretten ceza aldığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, tedbiren velâyet, yetki itirazının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçelerinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, tedbiren velâyet, yetki itirazının reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesinin, yetki itirazının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, dava tarihinden sonra tarafların evliliği devam ettirmek amacıyla bir araya gelip gelmedikleri, kabul edilen nafaka miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, tedbiren velâyetin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davası hakkında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmekle, yukarıda açıklandığı üzere Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davaları yönünden yapılan başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın vekili tarafından asıl boşanma davasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunulmuş olup yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı-davacı erkeğin bir başka kadınla birlikte olmak suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilediği, davacı-davalı kadının zaman zaman ortak aile konutuna dönerek orada kalmasının barış girişimi niteliğinde olup ve özellikle eşler arasında süregelen olaylar dikkate alındığında bu durumun af kapsamında düşünülemeyeceği anlaşılmaktadır. Davalı-davacı erkeğin eşine eve dön ihtarı göndermesi sebebiyle ihtar tarihinden önceki iddia edilen olayları affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Bu nedenle kadına bu tarihten önceki olaylar kusur olarak yüklenemez. Boşanma davasından sonra taraflar arasında meydana gelen olaylar ise ancak yeni bir davanın konusunu oluşturabileceğinden bu vakıların da taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün değildir. O halde kadın kusursuz, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan erkek tam kusurludur. Hiç kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma kararı elde edemez. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü ile kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kadının asıl boşanma davasının reddi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-davalı kadının davasının reddi yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
4.Bozmanın kapsamına göre kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ali'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Betül'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.