Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9650 E. 2024/7584 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi, velayet, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, eşine karşı fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu hususları gözetilerek, davacı kadının boşanma, velayet, maddi-manevi tazminat ve nafaka taleplerinin kısmen kabulüne dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/35 E., 2023/29 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/406 E., 2021/238 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadınlık onuru ve gururu ile oynadığını, küçümsediğini, fiziksel görüntüsünü beğenmediğini, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını, ona ve ortak çocuklara ilgi ve sevgi göstermediğini, "sizlerden nefret ediyorum" dediğini, ayrıca beraber olduğu kadının yatak üzerindeki fotoğrafını onunla paylaşarak "kadın var kadın var bak da öğren, sen de kadın mısın? Bunları duymayacaksın, görmeyeceksin, beni böyle kabul etmek zorundasın" dediğini, yine telefon mesajlarında "Aşkım seni çok seviyorum, sen her şeyin iyisine layıksın, senin için her şeyi yaparım" şeklinde yazışmalarını gördüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma, velayet, aylık 3.000,00 TL tedbir- iştirak nafakası, aylık 1.500,00 TL tedbir - yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacı kadının ortak çocukların giderlerine katılmadığını, iş yoğunluğunu bahane ederek bir kere dahi çocukların karne günlerine katılmadığını, annesine kötü davrandığını, evden kovduğunu, hırçın ve agresif davranarak kavga çıkartmaya çalıştığını, lise mezunu olduğu için aşağıladığını, yoğun çalıştığı günlerde trafikten kurtulmak için şirketteki diğer arkadaşlarının da ikamet ettiği, aile ortamına uygun sitede daire kiraladığını, bu dairede haftada bir ya da iki gün konakladığını, kadınla onbir yıldır ayrı yattıklarını, aralarında cinsel ilişki gerçekleşmediğini, eşine özlem duyduğu her an yorgun olduğunu bahane ettiğini, kadının telefonunun sürekli şifreli olduğunu, telefonuna dokunulmasına izin vermediğini, çocukların beslenmesine ve bakımına dikkat etmediğini, her iki çocuğun da aşırı kilolu hale geldiğini, kadın tarafından kişisel verilerinin hukuka aykırı şekilde kullanıldığını belirterek davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında evliliklerinin ilk yıllarından beri anlaşmazlıkların olduğu, davalının eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, nitekim tanıklardan ...'in davacıyı zaman zaman dayak yemiş halde bizzat gördüğü, davalının eşi ve çocukları olmadan tatile gittiği, evlilik birliği içinde ... isimli kadınla ilişkisinin olduğunu kabul ederek eşinden af dilediği, eşinin davalıyı affettiği ancak davalının sadakat yükümlülüğünü ihlale yönelik davranışının affedildikten sonra da devam ettiği, nitekim ... isimli kadınla ilişkisi olduğunu tanık ...'in yanında ikrar ettiği, kendi hayatını yaşamak istediğini söylediği, davacı eşine karşı boyunun posunun olmadığı, onun hangi suratına evlendiği gibi aşağılayıcı sözler söylediği, kavgaları sırasında eşine kendisini beğenmediği, bir işe yaramadığı şeklinde sözleri apartman komşularının duyacağı şekilde bağırarak söylediği, bu konuda tanık Bahar'ın görgüye dayalı beyanın olduğu, yine davalının davacıya ondan ve çocuklarından nefret ettiği yönünde mail gönderdiği, tarafların aynı yatak odasını paylaşmadığı, davalının salonda koltukta yattığı, yine dosya kapsamına göre davalının ortak hane dışında kendisine ayrı bir ev açtığı anlaşılmış, her ne kadar bunun sebebinin trafik yoğunluğu olduğu yönünde savunmada bulunulmuş ise de hayatın olağan akışına göre evlilik birliği devam eden bir kimsenin kendisine ayrı bir ev açara haftanın bir-iki gününü bu evde geçirmesinin diğer eş yönünden güven sarsıcı nitelikte olacağı, buna göre tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları göz önüne alındığında; davalının davacıya yönelik fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı ve güven sarsıcı nitelikte davrandığı hususlarının sabit olduğu, davacının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma talebinin kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili tedbir, iştirak ve lehine hükmedilen tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili ise kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile yargılama giderleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile lehine hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin esastan kabulüne, ortak çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine 80.000,00 TL maddî tazminata, 70.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları, velâyet tedbir ve iştirak nafakası yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur tespiti, tazminat ve nafakaların koşulları ve miktarları ile velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü,175 inci, 182 nci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.