"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1127 E., 2023/1439 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/187 E., 2022/228 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; evlilik birliği içinde yaşamış olduğu sıkıntılar ve bir kısım problemler nedeniyle strese ve üzüntüye bağlı, bağışıklık sistemi hastalığı olan alopesi hastalığına yakalandığını, hastalığın saç, kaş, kirpik dökülmesine neden olduğunu, erkeğin Tunceli iline tayininin çıktığını bu süreçte hastalığı ile ve çocuklarla tek başına ilgilendiğini, erkeğin kadına ve çocuklara karşı ilgisiz olduğunu, erkeğin 2019 yılı ekim ayında evi terk ettiğini, yeni görev yerinde sadakatsiz davranışlarının bulunduğunu, kazancını kendi ihtiyaçlarına harcadığını, kadına duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 2.000,00 'er TL tedbir iştirak nafakasına, aylık 2.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl tüfe oranında artırılmasına karar verilmesine, 500.000,00 TL maddî tazminat ile 500.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilemesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının kıskanç ve güvensiz olduğunu, kadının asılsız iddialarda bulunduğunu, kadının erkeği aşağıladığını ve hakaret ettiğini, psikolojik şiddete uyguladığını, kadının kardeşinin borçları için kredi çekmek zorunda kaldığını, kredinin ödenmediğini, kadının ve ailesinin erkeği ekonomik anlamda kullandığını, kadının ailesi içerisindeki sorunları erkeğe ve ortak çocuklara yansıttığını, evlilik birliğinden kaynaklanana yükümlülüklerini yerine getirmediğini, savunarak ve iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için aylık 200,00 'er TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini, 60.000,00 TL maddî tazminat ile 40.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka kadınlarla görüştüğü, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadını istemediğini, evliliği bitirmek istediği, kadın ile ihtiyaç için birlikte olduğa ilişkin duygusal şiddet boyutunda sözler sarfettiği, evlilik birliğinin belirlenen vakıalar ile temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının düzenli bir işinin bulunmadığı, yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile karşı davanın ve tazminat taleplerinin reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 1.250,00 'şer TL tedbir ve iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilemesine, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 60.000,00 TL maddî tazminat ile 40.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarları bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası iştirak nafakası ve miktarları ile tedbir nafakasının başlangıç tarihi bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarları bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir .
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; reddedilen asıl dava, kusur belirlemesi, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve miktarları ile tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren hükmedilmesi bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddeleri, 169 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakaları ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunun "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili dördüncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi Kararının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakaları, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarları yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.