Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9738 E. 2024/6010 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat takdirinin yapılıp yapılmayacağı ve miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, imam nikahlı birisi ile evli olması ve davacı kadına şiddet uygulaması nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, davacı kadının çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerinde olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2871 E., 2023/1798 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/677 E., 2022/536 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiği, devamlı eleştirdiği, kadına ilgi alaka göstermediği, ufak şeylerden kavga çıkardığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, Hacer isimli kadını ortak konuta getirdiği, kadınla birlikte yaşamak zorunda bıraktığı, kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın karar kesinleştikten sonra her yıl ÜFE oranında artırılmasıına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının erkeğin Hacer isimli kadınla olan ilişkisini bildiğini, bu nedenle üzerine kuma getirilme durumunun olmadığını, kadının her fırsatta küserek baba evine gittiği, sorumsuz ve savurgan olduğu ve para çaldığını, kadının sebepsiz şekilde aile konutunu terk ettiği ve ortak çocuklarla ilgilenmediği gerekçesiyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; toplanan delillerden ve dinlenen tanık beyanlarından davalının şiddet uyguladığı ve imam nikahlı birisiyle evli olduğunun anlaşıldığı, davacının aynı evde davalının imam nikahlı eşi ile birlikte yaşamış olmasının, davacının bu duruma sürekli olarak rıza gösterdiğinin kabulünün, hayatın olağan akışına aykırı olduğu, mevcut durumda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davalının ileri sürdüğü hususların davalı tarafça ispatlanamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda belirtildiği şekilde davalı kocanın tam kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davacı annenin velâyet talebi olmaması dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı, davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına ve kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, davalının maddî manevî tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, maddî ve manevî tazminat ile nafakalara yönelik kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, davacının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre davanın kabulü ile davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süreleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu anlaşılmakla davalının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin reddine, davacı kadının 21.12.2021 tarihli duruşmadaki beyanında çalıştığını, asgari ücret aldığını beyan ettiği, yine dosya içerisine alınan SGK kaydından da davacının çalışmaya devam ettiğinin sabit olduğu, bu haliyle davacının düzenli ve yeterli gelirinin bulunduğunun tespiti karşısında davacı lehine çalışmaya başladığı tarihten itibaren tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası verilmesi isabetli olmadığı gerekçesi ile davalının nafakalara yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davacı için, dava (19.10.2020) tarihinden itibaren çalışmaya başladığı (27.09.2021) tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine, davalının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakasına yönelik kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.