"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1177 E., 2023/1247 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/258 E., 2021/249 K.
BİRLEŞEN DOSYA : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2- Davacı-davalı erkek birleşen davaya cevap vermemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini, boşanmak istemediğini beyan etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek, asıl dava huzurdaki davanın birleştirilmesine, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle tarafların geçinemediklerinin anlaşıldığı, davalı-karşı davacı ...'nin güven sarsıcı davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsan olaylarda tam kusurlu olduğu tespit edildiği, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, bu nedenlerden dolayı eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre davacı birleşen davalının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı birleşen davacı tarafın davasının güven sarsıcı davranışları nedeniyle reddine, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları göz önünde tutularak velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen güven sarsıcı davranış kusuru somut görgüye dayalı tutarlı tanık anlatımları ve sunulan deliller ile kanıtlandığı, her ne kadar mahkemece sadece kadına kusur yüklenerek kadının güven sarsıcı davranışları nedeniyle boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, kadının somut görgüye dayalı tutarlı tanık anlatımlarıyla erkeğin de güven sarsıcı davranışta bulunduğu kusurunun kanıtlandığı anlaşıldığından bu kusurun erkeğe yüklenilmemesi yerinde görülmediği, sadece kadın istinaf kanun yoluna başvurduğundan kadın aleyhine yüklenebilecek başkaca kusur bulunmadığı, bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılarak kararın kusur gerekçesi ve derecesi boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde düzeltildiği, erkeğin usulüne uygun tebligata rağmen birleşen davaya süresinde cevap sunmadığı, asıl davada sunduğu cevaba cevap dilekçesinin de süresinde olmadığı anlaşılmış ise de, süresinde bildirdiği tanık beyanlarına göre iddiasını ispat ettiğinden kadının bu yöndeki itirazları sonuca etkili görülmediği, olayların akışı karşısında boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu tespit edilen her iki taraf ta dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin koşulları oluşan boşanma davasının kabulünde bir isabetsizlik görülmediği kadının birleşen davasının reddi yerinde görülmeyerek İlk Derece Mahkemesinin buna ilişkin hükmünün kaldırılması ile kadının açtığı birleşen davanın da kabulüne karar verildiği, boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilen taraflar yararına tazminat isteme koşulu oluşmadığından kadının tazminat taleplerinin reddi yerinde olduğu, ancak erkek yararına hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak hükmedilen maddî ve manevî tazminatın kaldırıldığı, gerekçesiyle davalı-davacı kadının kusur belirlemesine, birleşen davanın reddine, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin buna ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, kararın kusur gerekçesi ve derecesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, Davalı-davacı kadının koşulları oluşan birleşen davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı-davalı erkeğin koşulları oluşmayan maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusur, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi, erkek lehine hükmedilen tazminatların kaldırılması ve kadının davasının kabulüne karar verilmesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.