Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9850 E. 2024/932 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının uygunluğu ve bozma sonrası yapılan istinaf duruşması nedeniyle davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi hususları.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kararına uygun hüküm verildiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1323 E., 2023/1143 K.

DAVA TARİHİ : 20.09.2018

KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminatlara karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinden eşinden şiddet gördüğünü, davalının sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline ilgi göstermediğini, davalının marketten ücretini ödemeden ürünler aldığını ve yakalandığını, 06.03.2016 tarihinde düşük doğum gerçekleştiğini, davalının müvekkilini tek başına bıraktığını, 2016 yılında davalının başka kadınla aşk yaşadığını, müvekkilinin 03.04.2017 tarihinde ikinci hamilelik haberini aldığını, davalının bu döneminde de ilgi göstermediğini, evde az zaman geçirdiğini, Haziran 2017'de boşanmak istediğini ve çocuğu aldıralım şeklinde beyanlarda bulunduğunu, bu konuda baskı yaptığını, müvekkilinin doktora götürülmediğini, davalının o dönemde de başka kadınlarla günlerini geçirdiğini, davalının Ağustos 2017'de başka kadınlarla ilişkisini anlatınca müvekkilinin sinir krizleri geçirdiğini, hastaneye kaldırıldığını, müvekkilini bırakarak İstanbul'a yola çıktığını, çocuğun 37.günde vefat ettiğini, davalının pornografik sitelere girdiğini, kumar oynadığını, her konuda yalan söylediğini, ailesinin müvekkilinin ailesine yönelik hakaretlerine müdahale etmediğini, evlenmeden önceki psikolojik sorunlarını müvekkilinden gizlendiğini, davalının sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, davalının vefat eden bebeğin doğum gününde eskorta gidip zina ettiğini, bunun davalının telefonuna davalının izni ile yüklenen program vasıtasıyla öğrenildiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 163 üncü ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacının basit olayları büyüterek abarttığını, sinir krizlerine girerek evde olumsuz hava oluşturduğunu, müvekkiline karşı kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, ayrı yattığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin telefonuna program kurarak müvekkilinin uygunsuz sitelerce aranmasına sebep olduğunu, davacının aşırı maddî taleplerinin bulunduğunu, bu olaylardan sonra ailelerin bir araya gelip tarafları barıştırdıklarını, davacının kurduğu program ile müvekkilinin gittiği yerleri kontrol ettiğini, müvekkilinin üzüntüsünden birtakım hastalıklara yakalandığını, davacının ev işlerini yapmadığını, müvekkili hakkında bilgi toplamakla vakit geçirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.12.2021 tarihli ve 2018/660 Esas, 2021/1422 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin 2017 yılında başka bir kadınla birlikte olduğu, otel kayıtlarının olduğu, bu kadınla olan birlikteliğini davacıya itiraf ettiği, davacının bu sırada hamile olduğu ve rahatsızlandığı, bu yüzden Ege Üniversitesi Hastanesinde tedavi olduğu, erken doğum yaptığı, çocuğunun vefat ettiği, bu sırada davalı eşinin davacıyla ilgilenmediği, yanında olmadığı, bu olaylardan sonra tarafların evliliklerine devam ettiği, ancak erkeğin, çocuklarının vefat yıl dönümünde eskorta gittiği, bu durumu kabul ettiği, tanık beyanlarıyla bu durumun sabit olduğu, bu haliyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kumar oynadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın lehine oluştuğundan yasal faiziyle birlikte kadın lehine 45.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadın her ne kadar davalının Dilek isimli kadınla aşk yaşadığını, otellerde kaldığını, öncesinde de İrem isimli kadınla aşk yaşadığını iddia etmiş, sadakatsiz davranışlarından bahsetmiş ise de bu olaylardan sonra evliliğine devam ettiği, olayın af kapsamında kaldığı gerekçesiyle zinaya dayalı davasının reddine, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürdürme nedeniyle açılan boşanmanın yasal koşullarının oluşmadığı, davacı kadının iddia ettiği davalının marketten ücretini ödemeden ürünler aldığı ve yakalandığına yönelik iddialarının üzerinden zaman geçtiği, davalının bu eylemindin sonra tarafların evliliklerinin devam ettiği, bu olayın af kapsamında kaldığı gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 163 üncü maddelerine dayalı davaların reddi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat miktarları, tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları hakkında yeterli araştırma yapılmayarak eksik inceleme ile karar verilmesi yönünden davalı erkek vekili tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/337 Esas, 2022/716 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlardan öte zina eylemini işlediğinin sabit olduğu, Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen kumar oynama vakıasının da sabit olduğu, zinaya hukuki sebebine ilişkin yasal şartların gerçekleştiği, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 2 nolu bendinin 161 inci maddeye dayalı davanın reddi yönünden kaldırılmasına, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş, 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davanın yasal koşulları oluşmadığından ret hükmünde isabetsizlik bulunmadığı, tarafların gelirleri konusunda dosyada kanaat verecek bilgi ve belge bulunduğundan bu hususta eksik araştırma yapıldığına yönelik tarafların istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yerinde olup, hükmolunan manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, maddî tazminat miktarının ise az olduğu gerekçesiyle kadının maddî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine yasal faiziyle birlikte 60.000,00 TL maddî tazminata, kadının dava tarihinden itibaren faiz talebinin yasal dayanağı bulunmadığı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği görülmekle ve yargılama aşamasında çalışmaya başlaması dikkate alınarak kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasının reddi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden, davalı erkek vekili ise; zinaya dayalı davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 06.06.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına; sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, 125.000,00 TL maddî, 90.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; maddî ve manevî tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminatların miktarı, duruşmalı yapılan istinaf incelemesinde vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; maddî ve manevî tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminatların miktarı, duruşmalı yapılan istinaf incelemesinde vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı, bozma sonrası kanuni zorunluluk gereği açılan istinaf duruşması nedeniyle davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.