"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1835 E., 2023/1834 K.
KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü, yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/108 E., 2023/671 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2007 yılında evlendiklerini, son bir iki yılda evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, kadının erkeğe psikolojik baskı uyguladığını, onu toplumdan soyutladığını, iş ve arkadaş çevresi ile görüşmesini engellediğini, erkeğin arkadaşları ile vakit geçirme isteğini dile getirdiği her zaman erkeğe küfür ve hakaret ettiğini, evde tartışma ve huzursuzluk çıkardığını, kadının aşırı derecede kıskanç bir yapıya sahip olduğunu ve bu nedenle erkeğe defalarca "şerefsiz, pezevenk, ağzına sıçayım" vb şeklinde hakaretler ettiğini, erkeğin duş almasına engel olduğunu, kadının "hangi orospunun koynundan geldin de banyo yapıyorsun diyerek erkeğe hakaret ederek tartışma çıkardığını, erkeğin kişisel temizliğini engellediğini, "kime güzel kokacaksın da sıkıyorsun bunları" diyerek erkeğin tıraş losyonlarını ve parfümlerini sakladığını, erkeğin sosyal medya hesabı açmasını ve kullanmasını yasakladığını, kadının, erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediğini, ortak konuta erkeğin ailesini, komşularını kabul etmediğini, kadının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yaptığı yemekten erkeğin yemesini engellemek için kalan kısmı çöpe atarak "sen yiyene kadar köpekler yesin", erkek bir şeyler hazırlayıp yediğinde ise "yalın yediysen bulaşıkları da eşek gibi sen yıkayacaksın" dediğini, ortak çocuğun babasına hak verdiği bir durumda çocuğa da kahvaltı hazırlamayarak ve onu okula hazırlamayarak ihmal ettiğini, davalı kadının aracılar vasıtasıyla barışmak istediğini ancak erkeğin hiçbir zaman eve geri döneceğini vaat etmediğini, kadının, erkeğin evden ayrılmasından sonra birlikte oldukları iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı erkeğe verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde iddia ettiği konuların hiçbirisinin gerçeklik payının bulunmadığını, davacının ortak evi nedensiz olarak terk ederek kardeşinin evinde kalmaya başladığını, açılan boşanma davası sonrası kadının, erkeğin ailesinin evine giderek erkeğin eve gelmesi için aracı olmalarını ve yuvanın bozulmaması için yalvardığını, hatta kadın ile erkeğin ailesinin birlikte hareket ederek erkeğin ailesinin evinde buluşma sağlandığını, ailesinin erkeğe çok kızarak barıştırmak istediğini, fakat erkeğin barışmak istemediğini, açılan dava sonrasında kadının eşiyle barışmak için erkekle defalarca konuştuğunu, erkeğin her defasında eve geri döneceğini söylediğini, kız çocuklarının her akşam evde babalarının yolunu beklediğini fakat erkeğin hiçbir gün sözünde durmadığını, erkek ile aracılar vasıtasıyla görüşmeler sağlandığını, erkeğin davayı açtıktan sonra eve kravatını alma bahanesiyle gelip kadın kabul etmemesine rağmen kadın ile zorla birlikte olduğunu, birliktelik sonrası davacının yine eve gelmediğini, bu durumun bir kez daha gerçekleştiğini, kadının erkeğin ailesi ile aralarında bir sorun olmadığını, erkeğin kadını beğenmez olduğunu ilgisiz davrandığını, davacının son 1 yıldır elinden telefonunu düşürmediğini, erkeğin son 1 yıla ait telefon kayıtlarının celbi ile gerçeğin ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin davalı anneye verilmesine, kadın için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için aylık 1.500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kadının davacı erkeğe "şerefsiz, adi. Yalın hazır mutfakta" şeklinde sözlerle hakaret ettiği ve aşağılayıcı sözler söylediği, davacı erkeğe karşı aşırı kıskançlık gösterdiği, ayrıca davacı erkeğin aile bireylerini ortak haneye kabul etmek istemediği, davacı tarafından davalı kadının ev işi yapmadığı iddia edilmişse de; bu husustaki davacı tanıklarının beyanlarının duyuma ve varsayıma dayalı olması aksine davalı tanığı ortak çocuğun davalı kadının ev işi yaptığına yönelik görgüye dayalı beyanı karşısında bu hususun kusur olarak davalı kadına yüklenmediği, davacı erkeğin de sürekli olarak telefonu ile vakit geçirdiğinin tanık ...'un beyanı ile sabit olduğu gerekçesiyle kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu olduğu ve erkek lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyet hakkının davalı anneye verilmesine, çocuklar için 700,00'er TL olmak üzere toplam aylık 2.100,00 TL tedbir, 1.000,00'er TL olmak üzere toplam aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 800,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kadının ağır kusurlu olması sebebiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek lehine 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuk ...'un beyanlarına itibar edilmesi gerekirken davacı tanıklarının beyanlarının esas alınmasının hatalı olduğunu, ortak çocuk ... adına danışmanlık tedbiri uygulanmasına itiraz ettiklerini, delillerinin toplanmadığını, davacıya ait telefonun son 1 yıllık HTS raporunun getirtilmediğini, kusur tespitinin ve erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesinin ve kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile delillerinin toplanmadığını, davacıya ait telefonun son 1 yıllık HTS raporunun getirtilmediğini, kusur tespiti, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ile hükmedilen iştirak nafakası miktarları, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadına kusur olarak yüklenen “eşinin aile bireylerini ortak haneye kabul etmek istemediği" vakıasının erkeğin ablasının beyanı ortak çocuğun beyanları ile diğer davacı tanıklarının beyanlarının çelişiyor olması nedeni ile kadına kusur olarak yüklemenin doğru olmadığı, bu vakıanın gerçekleşmediği anlaşılarak kadının kusurlarından çıkarıldığı, erkeğin evi nedensiz terk ettiği, defalarca dönüp barışacağını söylemesine ragmen eve dönmediği vakıalaranın ispat edildiği ve davalının cevap ve ikinci cevaplarında bu vakıalara dayandığı anlaşıldığından erkeğe kusur olarak yüklendiği, ispat edilen son durumlara göre; erkeğin ortak evi nedensiz terk ettiği, barış girişimlerinde eve döneceğini söylemesine ragmen dönmediği, sürekli olarak telefonu ile vakit geçirdiği kadının ise eşine " şerefsiz, adi. yalın hazır mutfakta" şeklinde sözlerle hakaret ettiği ve aşağılayıcı sözler söylediği, davacı erkeğe karşı aşırı kıskançlık gösterdiği kabul edilerek tarafların eşit seviyede kusurlu oldukları belirlenmiş, davalı vekilinin davacının son 1 yıla ait telefon görüşmelerini gösterir SMS, MMS, ve görüşme kayıtlarının istenmediğine yönelik istinaf başvurusunun, dava dilekçesi ile kadının sadakatsizlik ya da güven sarsıcı davranışı erkeğe kusur olarak yüklenmesini istemediği, sadece sürekli cep telefonu ile zaman geçirdiğini ileri sürerek telefon kayıtlarını istediği, bu vakıanın da mahkeme tarafından yüklendiği, davalının kullandığı telefonun 1 yıllık HTS kayıtlarının getirtilmesinin gerekli olmadığı gerekçesiyle reddine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeni ile birbirlerinden istemiş oldukları maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine hükmedilen manevî tazminatın kaldırılarak talebin reddine, hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle çocuklar için aylık 1.500,00'er TL iştirak nafakasına, ağır kusurlu olmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, sonuç olarak davalı vekilinin delillerinin toplanmadığı, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine yörelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, iştirak nafakası miktarına, erkek lehine hükmedilen manevî tazminata, kusur tespitine ve yoksulluk nafakasının reddine yönelik istinaf başvurularının 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi maddesi gereğince kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, erkeğin kusurunun bulunmadığını erkeğin evi nedensiz terk etmediğini, ortak konuta döneceğini ya da barışacağını vaat etmediğini, erkeğin manevî tazminat talebinin reddedilmesinin ve kadına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarını ödeme gücü olmadığına, erkeğin boşanma kararı akabinde geçirdiği ceza soruşturması sebebiyle tutuklandığını, suçlamaların niteliği itibarıyla işini kaybetme tehlikesi bulunduğundan nafakaların erkeğin geliri ile orantısının bulunmayacağını belirterek, kusur tespiti, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2-Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, kadın lehine tazminata hükmedilmemesini, ve erkeğin 1 yıllık HTS kayıtlarının istenmemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, eksik inceleme, kusur, nafaka ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.